Kader İnancının İnsan Hayatı Üzerindeki Etkileri Nedir? – 2

By | 15 Nisan 2015

kader-inancinin-insan-hayati-uzerindeki-etkileri-nedir-2İnsanla Alâkalı Takdir Açısından

İman edilmesi gereken esaslar arasına girmesinin önemli hikmetleri bulunan kader, insanı inkâra götürebilecek yolu kapatan bir set gibidir. Şöyle ki, insan, nefs-i emmaresi cihetiyle, kendisine yaratılıştan bahşedilmiş vasıf ve güzelliklerle övünüp iftihar etmek, kusurlarına ve cinayetlerine ise, bahaneler aramak, yahut bunları başkalarına yüklemek ister.

İnsanın kendisinde bulunan bu yüksek istidat ve güzellikleri, Cenab-ı Hakk’ın bir ihsanı olarak bilmemesi, gurura ve kibre yol açar. Bu gurur damarı, insanlardan birçoğunu hemcinsine karşı büyüklenmeye sevk ederken, bazılarını ise, ‘her şeyi kendinden bilme ve kendine ait görme’ saplantısına kadar götürüp, nihayetinde kendi üstünde hiçbir irade ve kudreti tanımama düşüncesine mahkum etmesi söz konusudur.
Esasında insan fıtratında, her bir güzellik, meziyete sahip çıkıp, onlarla övünme, iftihar etme, hatta daha da ötesinde gururlanıp kendinden geçme duygusu vardır. İşte bu noktada; yapılan güzel işler karşısında gurura düşmemek için ‘kader’ devreye girer ve ‘Mağrur olma yapan sen değilsin.’ diyerek, insanı kibre gurura düşmekten korur. Çünkü iyiliklerin yapılmasını isteyen, İlâhî irade olduğu gibi; onların yerine getirilmesi için lâzım olan istidat ve gücü veren de yine o Kudret’tir. Bu noktada, mes’uliyet ve teklif ortadan kalkmasın diye de İslâm’ın ihtiyar prensibi (irade) devreye girer ve ‘Sen mes’ulsün, zira seçen sensin.’ der, ona sorumluluğunu hatırlatır.

Bu cümleden olarak, “Sana gelen her iyilik Allah’tandır, her bir kötülük ise, nefsindendir.” âyetiyle Kur’ân, ‘bütün güzellik ve hayırların gerçek sahibinin nefis değil, Allah (c.c.) olduğunu, buna karşılık bütün kötülük ve günahların ise, kendi nefsinden kaynaklandığını’ ifade için ihtarını çeker.