Hz. Fatıma’nın Peygamber Efendimize Verdiği Hüzün

By | 29 Temmuz 2015

hz-fatimanin-peygamber-efendimize-verdigi-huzunGENÇ KIZDI ARTIK FATIMA’SI…
Gencecik bir filiz…
Taptaze bir gül. Güllerin Efendisi’nin avucunda açıp, Güllerin efendisinin bahçesinde yetişen bir gül. Cennet güllerinin en güzeli…
Mahzun bir gül… Öksüz bir gül…
Peygamberimiz, yavrusunun genç kızlık döneminde, onun öksüzlüğünü sık sık hatırlardı. Yavruları genç kızlıklarını annesiz yaşıyorlardı.
Alemlerin Efendisinin Fatıma’sı, çocuklarının en küçüğüydü ve annesi vefat ettiğinde çocuk yaştaydı.
Fatıma büyümüş, genç kız olmuştu. Onun yaşındaki tüm kızların evlerinde tatlı heyecanlar, telaşlı hazırlıklar vardı. Anneler kızları için çeyizler hazırlamaktaydı.
Güllerin gülünün hazırlayıcısı yoktu. Hazırlığı da… O sonsuzluk alemleri için hazırlanıyordu. Bu konu, onun aklına bile gelmiyordu.
Fakat Peygamberimiz, genç kız olan yavrusuna her bakışında, onun annesizliğine üzülüyordu. Bir genç kızın ihtiyaçlarına, annenin nasıl istek ve sevgiyle koşacağını düşünüyor, şefkat pınarı hüzünleniyordu. Hüznünü dile getiriyordu yanındakilere sık sık:
“Fatıma’nın annesi hayatta olsaydı, çeyiz tedarikinde bulunurdu.”
Annesi yoktu, ama babası anneliği de üstlenmişti. Onun her şeyini düşünüyor, ona annesizliğini unutturuyordu. Fakat yine de kızının mutlu anlarına annenin de katılımını istiyordu sevgili baba. Kızının nikahında bu yüzden gözyaşı dökmüştü Allah Resulü.
Sevgili baba, Hz. Fatıma’ya şöyle dedi:
“Ağlamama sebep sensin ey kızım. Senin de benim gibi anadan mahrum büyüdüğünü düşündüm ve içimden dedim ki; ah Hatice sağ olsaydı da bu sevinçli günümüzü görseydi! Senin çeyizini kendi elleriyle hazırlasaydı!”
O çocuklarına Allah’ın iyilik ve yardım eden ismi Mennan ile yönelen bir Babaydı (a.s.m.)…