Hak Mürşidi Ne Gibi Vasıflara Sahiptir?

By | 20 Temmuz 2015

hak-mursidi-ne-gibi-vasiflara-sahiptir   Mürşid-i kâmilde bulunması lâzım olan sıfatlar otuz iki  adettir:
1. Ehl-i sünnet velcemaat itikadı üzere âmil olmaktır.
2. İlm-i bâtını hak ve hakikat bilmektir.
3. îlm-i tâ’biri, rü’yayı enfüsî ve afakî anlayıp idrak etmek, sâlikin mâ’nevî derecatını tayin ve mertebesini anlamak ve ona göre sâliki irşat etmektir.
4. Alim-i kâmil ve muhlis olmak, müritlerine nasihat ederek, hali ve kelâmı ile sâlikânı irşat etmektir.
5. Yaptığı her işi Allah rizası için yapmak, Hak teâlânın ve mahlûkat-ı ilâhiyyenin hukukuna riayetkâr, doğrulukta ve dürüstlükte insanlara nümune-i imtisal olmaktır.
6. Sehavet sahibi ve cömert olmak, kendi yemeyip halka yedirmek ve nefsinden ziyade mü’min kardeşlerini düşünmektir.
7. Kalbini dünya gailelerinden tathir ederek safaya eriştirmek, kalbini tamamiyle hakka tevcih ederek haktan gayrı kimseden korkmamak ve ihtiraz etmemektir.
8. îçi ve dışı, zâhiri ve bâtını hak ile meşgul olmak, dünya ve âhiretten i’raz etmektir. Yani, bu hali ile ne dünya ni’meti, ne âhiret cenneti düşünmeksizin ancak Allah rizasını gözetmek ve Allahu tealâ’ya râgıp olmaktır. Hz. Yunus (Kuddise sırruh)un buyurduğu gibi:
Cennet cennet dedikleri,
Bir ev ile bir kaç huri, isteyene vergil anı,
Bana seni gerek seni!
matlûbunda bulunmaktır.
9. Hubbu şehevattan halâs olmak ve kendisini bu işten tathir etmiş bulunmaktır.
10. Müridinin malına, zenginliğine, rütbesine ve makamına tama etmemektir.
11. Müridinin zenginini ve fakirini müsavi tutmaktır.
12. Kalp ve ruh huzuruna mâni olacak meşguliyetlerden fârig olmaktır.
13. Müritlerine şefkat ve merhamet eylemek ve onların feyiz ve hidayetlerine dua etmektir.
14. Hilm sahibi olmak, şiddetli, öfkeli ve asabî olmamaktır.
15. Affedici olmak, mazeretli veya mazeretsiz kabahatleri ve kusurları bağışlamaktır..
16. Gördüğü kusurları ve kabahatleri örtücü olmak ve hiç kimsenin kusurunu ve ayıbını yüzüne vurmamaktır. (Meğer ki, irşat maksadıyle iymâ ve rümuz ile ve müridinin anlayabileceği bir hal ile onu uyandırır.)
17. Güzel ahlâk sahibi olmak, cefa edene sefa ile, reddedene kabul ile, imsak edene atâ ile, yüz çevirene ikbal ile muamele eylemektir.
18. Müridinin meşguliyyeti varken, kendi hizmetini emretmemektir. (Meğer ki, müridi imtihan için olursa bu hal müstesnadır.)
19. İkram ve ihsan sahibi olmak ve bu ikram ve ihsanını gün be gün artırmaktır.
20. Tevekkül-ü tam sahibi olmak ve Allahu tealâ’ya her mânada tevekkül ve itimad eylemektir.
21. Medh, zem, fakirlik, zenginlik, musibet veya ni’met nazarında müsavi olmaktır.
22. Beş vakit namaza devamlı olmak, daima halin tecellisine mürakıp bulunmak, ibadette ve insanlıkta müritlerine her haliyle nümune olmaktır.
23. Bir nefes dahi haktan gafil olmamak, zikr-i daim ve şuhud-u kaim sahibi olmak, her nefeste Allahu teâlâyı zikredici olup hakta bulunmaktır.
24. Her işini hakka havale ve tam mânasıyle tefyiz-i umûr ederek teslim-i tam sahibi bulunmaktır.
25. Kazaya rizayı tam ile mukabele etmektir.
26. Kibirsiz fakat vekar sahibi olmak ve etrafına hürmet telkin etmektir.
27. Tezlil-i nefsten berî ve tevazû sahibi olmaktır. Yani, hem vekar sahibi hem de mütevazi olmaktır.
28. Her zaman ahdine vefakâr ve sözlerinde sabit ve sadık olmaktır.
29. İkrarında sabit, vikaye malik olmaktır.
30. Bâtıllardan ve yalanlardan yüz çevirmiş, ehl-i sıdk ve ehl-i hak olmaktır.
31. Sükûnet ve aceleden kaçınmak ve her işte tevakki ve itidal sahibi olmaktır.
32. Keşif, müşahede ve muayene sahibi olmaktır.
Her kimde bu otuz iki sıfat ve birer birer sayılan ve gösterilen mertebelerin kemali bulunursa, o kimse bi-hakkın  irşada lâyıktır, vâris-i hak ve hakikat ve vâris-i Nebi’dir ki, bu vasıf ve sıfatlar onun el-hak VELİYULLAH olduğuna delildir. İşte, bu istikamete sahip olanlarda keramet bulunur.
Erenlerin sohbeti, ele giresi değil; îkrar ile gelenler, mahrum kalası değil..
İkrar gerek bir ere, göz açıp didâr göre;
Sarraf gerek gevhere, nadan bilesi değil…
Bir pınarın başına, bir testiyi koysalar;
Kırk yıl anda durursa, kendi dolası değil…
ÜMMİ SİNAN yol ayan, oluptur belli beyan; Dervişlik yolu heman, tacı hırkası değil…