Evlenilecek Kadının Bakire Olması

     Dinimiz, bakireliğe önem vermektedir. İçinde yaşadığımız şu asırda medyanın da teşvikleriyle genç kızların yanlış yönlendirildiğini ve evlilik öncesinde bekâretlerini yitirdiklerini duyuyoruz. İslâm, kadının namusunun korunması ve bir mal gibi alınıp satılmaması için her türlü önlemi almıştır.
Peygamber (sav) şöyle buyuruyor:
“Evlenmek için bakire olan kızları tercih ediniz. Çünkü onlar daha tatlı dilli, kocaya daha tatmin edici ve daha aza kanaatkardır.” (İbn Mâce, Nikâh 7)
Bir başka hadis-i şerifte ise şöyle buyurulmaktadır:
“Hz. Cabir (ra) anlatıyor: Evlendiğim zaman Resûlullah (sav) bana sordu: “Nasıl biriyle evlendin? (dul mu, bakire mi?)” Ben de: “Bir dul aldım” dedim. Resûlullah (sav) ise şöyle buyurdu: “Neden bakire değil? Sen onunla o da seninle latifeleşirdiniz ya.” (Buharı, Nikâh 10; Müslim, Radâ 54)
Bu hadislere bakarak, İslâm’ın dul kadınlara önem vermediği anlamı çıkarılmamalıdır. Dul kadınlara önem verildiğinin en büyük delilini Peygamber (sav)’in hayatından verebiliriz. Hz. Muhammed (sav), Hz. Aişe (ra) dışındaki tüm eşlerini dul olarak nikâhına almıştır.
Dul bir kadınla evlenmenin sakıncalı yanı, ilk kocasından memnun ise onu hatırlamasıdır. Yeni kocasını eski kocasıyla kıyaslar. Bunun sonucunda da anlaşmazlıklar çıkabilir. Ancak bakire bir kızla evlenilmesi halinde, kızın ilk göreceği erkek kendisi olacağından birbirlerine karşı sevgileri daha güçlü olur ve daha iyi anlaşırlar.