Çocuklarınızın Hatalarını Ona Kızmadan Düzeltin

By | 13 Nisan 2015

cocuklarinizin-hatalarini-ona-kizmadan-duzeltin    Çocuklara belirli değerleri kazandırmak için çeşitli yollardan etki etmek gerekir. Bu bir zarurettir. Çocuk eğer kendisinden istenilen bazı müspet faaliyetleri icra etmez, aklına geleni yapmaya çalışırsa, bu hareketlerinden hem kendisinin hem toplumun zarar görmesi söz konusu ise, bunların karşısına dikilip durdurmak gerekir. İşte kötü bir hareketin tekrarına mani olmak üzere alınan eğitim tedbirlerine ceza denir. Ceza vasıtasıyla çocukta  bir elem hissi uyandırılır. Yani çocuk kötü hareketinden dolayı duyduğu elemi hatırlamakla aynı hareketi bir daha yapmamaya çalışır.
Bir kere, kötü hareketler alışkanlık hâline gelmeden engellenmelidir. Eğer alışkanlık kazanırsa, düzeltilmesi uzun zaman alır.
Çocuk eğitiminde ceza en çok tartışılan konulardan birisidir. Hatta bu konuda kesin taraf olanlar bile vardır. Yani bir taraf, çocuğun cezalandırılmasını isterken, diğer taraf tamamen aksini savunmaktadır.
Kanaatimize göre tartışma, ceza kavramının farklı anlaşılmasından kaynaklanmaktadır. Bazıları cezayı dayak, işkence vb. gibi maddî boyutlu ele alırken, diğerleri buna manevî boyutu da katmaktadır. Ama cezayı, yukarıda da arz ettiğimiz gibi bir eğitim tedbiri olarak görürsek mesele kolaylıkla çözülür.
Çok iyi bilinmelidir ki, her ceza her çocukta aynı etkiyi yapmaz. Bu çocuğun fıtratına ve yetişme tarzına göre değişir. Bizim temel sorumuz, “Çocuklara ceza verilmeli mi, verilmemeli mi?” dir.
Bilindiği gibi başıbozuk bir toplumu kimse istemez. Herkes dirlik ve düzen içinde yaşamayı ister. Eğer bu istekte samimî isek, itaat fikrini de be nimsememiz gerekir. Bunu benimseyince, itaatsizliğin zarurî sonucu olan cezayı da aynı şekilde kabullenmek zorundayız. Yani ceza söz konusu olmayan toplum yoktur.
Kâinata hâkim olan bir kanun vardır: Karşılık kanunu. Her şeyin bir kaı şılığı vardır. Bilhassa fizikî olaylarda bunu açıkça görmekteyiz. Ateş yakaı, su boğar, yüksekten atlarsanız yaralanırsınız. Eğer bir insan bir davranın ortaya koymuşsa, mutlaka karşılığı olmalı. Çünkü varlık âleminde manasız, maksatsız hiçbir şey yoktur. Cezayı da bu çerçevede ele almalıyız. Arzu edl len müspet hareketi yapan çocuk nasıl ki takdir ediliyorsa, itaatsizlik yapan çocuk da engellenmelidir. Fakat bu engellenmede aşağıdaki hususlar gözü önünde bulundurulmalıdır:
a. Cezalar âdil olmalıdır.
b. Şahsiyetler rencide edilmemeli. Asla kin ve nefreti uyandıracak nite likte olmamalıdır.
c. Hatalı hareketlerin cezası geciktirilmemeli.
d. Haysiyet kırıcı cezalar verilmemeli.
e. Cezalar, yapılan davranışın kendi cinsinden olmalı. Buna tabiî ceza da tlıyebiliriz.
f. Mecbur kalmadıkça dayağa baş vurulmamak. Bunu uygularken de liıışa, karna ve sırta vurulmamak. Çünkü gelişi güzel dayak atmalar, üzücü mi içeler doğurmaktadır. En önemlisi bu durumla karşı karşıya kalmadan problemi çözmektir.
g. Bunun için de ailenin bütün üyeleri arasında kuvvetli bir sevgi ortamı oluşturulmalı. Eğer sevgi kuvvetli ise, yanlış bir harekete ceza vermek için, susskun bir bakış, kısa bir nasihat, ilgisizlik, yüz ekşitme ve azarlama oldukça etkilidir. Çünkü aile eğitiminde sevgi en önemli boyutu oluşturmaktadır.