Çocuklarınıza Tevazuu Öğretin

By | 14 Nisan 2015

cocuklariniza-tevazuu-ogretin   Tevazu, beğenilen bir özelliktir. Ancak, sınırı çok iyi ayarlanmalıdır. Kişi nin şahsiyetini ortadan kaldıran hafifmeşreplik tevazu değildir. İnsan, büyüklük taslamamakla birlikte, zamanın ve yerin gerektirdiği davranışı göstermelidir. Yoksullar, düşkünler ve çocuklarla ilgilenmek, onların hal ve luı fırlarını sormak tevazudur. İnsan, mevkîsi ne olursa olsun Allah’ın kulu olduğunu unutmamalıdır.
İslâm tevazu’a büyük önem vermiştir. Peygamberimiz bu özelliği hem bizzat üzerinde taşımış, hem de sözleriyle tavsiye etmiştir. Bir gün kendisine bir adam getirilir, gelen şahıs korkudan titremeye başlar. Bunu gören Allah Rasûlu: “Sakin ol, ben bir kral değil, Kureyş’ten, kuru et yiyen bir kadının oğluyum” buyurmuştur.
Tevazu, alçakgönüllü olmak demektir. Böylelerine, mütevazı insan denilir. Tevazu sahipleri kendilerinden aşağıda olanlara küçük muamelesi yapmaz onları hor ve hakir görmezler. Arkadaşları arasında büyüklük taslamazlar.
İnsan hem mütevazı, hem vakar olmalıdır. İslâm tevazu ve vakar sahibi olmayı teşvik etmekle beraber, bu hususta aşırı gitmeyi yasaklamıştır. Çünkü, tevazuda aşırı gitmek insanı zillet ve meskenete düşürür, herkesin maskarası haline getirir ki bu doğru bir şey değildir. Mütevazı olacak başkalarına karşı alçakgönüllülük gösterecek diye herkesin hakaretine, âdice davranışlarına tahammül göstermek, aşağılamalarına razı olmak ahlâki bir  fazilet sayılmaz. Vakarda aşırılık ise insanı kibirli yapar.
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyuruyor:

“Allah katında en değerliniz en çok Allah’tan korkanmızdır.” Öyleyse insanların kendilerini üstün görmeleri yanlış bir davranıştır.
başka bir ayette de Allah Teâlâ:

“Kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, Allah’a karşı gelmekten sakınan¬ını en iyi bilendir’92“ buyurarak yine bize mütevazı olmamızı emretmiştir.
Bu konuda Rasûlullah da şöyle buyurmuştur: “Allah Teâlâ, bana, sizin mütevazı olmanızı vahyetti”, “Her kim Allah için alçakgönüllülük yaparsa, Allah muhakkak onun derecesini yükseltir.”
Hz. Lokman oğluna şöyle tavsiye etmişti:

“Kibirlenip de insanlardan yüzünü çevirme; yeryüzünde kasılarak yürü- IMr. Çünkü Allah büyüklük taslayan ve böbürlenenlerin hiçbirini sevmez .”
Peygamber’in (s.a.s.) aşağıdaki sözleri de tevazu ve vakarın insan için lün-mini göstermesi bakımından dikkat çekicidir: “Allah için alçak gönüllülük edeni Allah yükseltir, Allah’a karşı böbürleneni de Allah alçaltır.”
Hz. Peygamber: “Eğer paça yemeğine çağırılsaydım icabet ederdim ve bana paça gönderilseydi kabul ederdim” buyurmuştur.
Diğer güzel ahlak özellikleri gibi tevazu da evde başlar.
Çocukların tevazuu da gurur ve kibri de öğrendikleri en önemli kaynak ebeveynleridir.
Ebeveyn olarak bizim işimiz, saygılı ve sabırlı bir şekilde çocuklarımıza öğreticilik ve eğiticilik yapmaktır.
Öncelikle çocuklarımıza özel olduklarını hissettirmeli, bununla birlikte,sahip oldukları tüm yeteneklerin de Allah’tan olduğunu işlemeliyiz.

Yaratıcının verdiği potansiyelin kullanıcısı olmaları, bir kibre ve farklılık mülahazasına neden olmamalıdır.
İç dinamiklerinin farkına varan mütevazı bir çocukta, ötekilerinin de güçlü yanlarını kabullenmek için bir güven gelişir.
Kendisi matematikte iyi olabilir; ancak ötekiler de okumada, yazmada, sporda iyi olabilirler.
Ebeveynler olarak hatalarımızı kabullenebilmeliyiz.
Hatalarımızı kabullenebilme, alçakgönüllülüğün en derin boyutlarındandır.
Cahil, kibirli ve kaba bir kişi, hatalarının farkına bile varamaz.
Oysa mütevazı kişilikler, bir hata yapabilecekleri düşüncesini bir an akıl¬larından çıkarmazlar.
Güzel ahlakı ve üstün değerleri çocuklarımıza öğretirken, ebeveynleri olarak bizim de mütevazı olmamız gerekiyor.
Nitekim, tevazuyu gerçekten öğretmenin yegane yolu mütevazı davranmaktır.
Ebeveynler olarak, çocuklarımızı çoğu gereksiz, yersiz münasebetleri övüyoruz, onları gurur ve kibre teşvik ediyoruz.
Abartı ve özentiye kaçmadan çocuklarımızın başarılarıyla sevinmek ve onları güzel olana teşvik etmek ne kadar tabii ise, uygunsuz durumlarda uyarmak da o denli normal bir tutumdur.
Önceliğimizin, mağrur, tatminsiz ve kırılgan çocuklar yetiştirmek değil alçakgönüllü, sağlam karakterli ve sabırlı bireyler yetiştirmek olduğunu unutmamalıyız.
Saygısızca söz ve davranışları hoşgöremeyiz.
Kibir ve gurur, çoğunlukla saygısızlık biçiminde ortaya çıkıyor.
Kötü davranışlar ortadan kaldırılıp yerine güzel ahlak yerleştirilmezse, çocuklardaki kabalığın her geçen gün artarak süreceğinden hiç şüphem olmasın. Bu konuda:
Çocuğunuzla saygı çerçevesinde konuşup davranışlarınızla da güzel örnek olan bir öğretici olun.
Çocuğunuz saygısızca ve kibirlice sözler edip, davranışlar sergilediğinde, bunun yanlış olduğunu hatırlatın kendisine.