Çocuğunuza Her Şeye Öfkelenmemeyi Öğretin

By | 14 Nisan 2015

cocugunuza-her-seye-ofkelenmemeyi-ogretin     Öfkeyi, övülen ve yerilen öfke olarak ikiye ayırmak uygun olacaktır. Övülen öfke, din ve hak uğruna olanıdır. Güzel hasletlerden biridir. Bu sıfata haiz olan kimseler azmin ve gayretin gerektiği yerde akıl ve dinin emirlerine göre hareket ederler.
Ama hilmin, yumuşak huyluluğunun faydalı olacağı yerde de kendilerine hâkim olurlar. Bu yüzden Peygamberimizin kendisinden “bana az ve öz biı ameli emret” diyen sahabîye ‘öfkelenme!’ diye tavsiyesi dünyevî meselerle ilgili olmalıdır.
Hâlbuki kâfirlere ve ehl-i batıla karşı yeri geldiğinde öfkelenmek farz hile olmaktadır. Yerilen öfke ise, haksız yere ortaya çıkan öfkedir. Bunun sonucunda öfke duyulan kişiye zarar verme, intikam duygusu meydana gelir ki; bu da saldırganlık olarak tanımlanabilir. Kur’ân-ı Kerim’de müminler: “Öfkelendikleri zaman, affederler”, “Öfkelerini içine atarlar, insanları affederler” diye niteleniyor ve Peygamber’in şahsında tüm müminlere “Af yolunu tut, iyiliği emret ve cahillerden yüz çevir” tavsiyesinde bulunuluyor.
Bununla birlikte gücü yettiği halde öfkesini yenen kimsenin, kıyamet gününde Allah tarafından insanların en başında çağrılarak mükâfatlandırılacağı bildiriliyor.
Yerilen öfkeye karşılık, Peygamberimizin pratik tedavi tavsiyelerini görüyoruz. Öncelikle fitnenin kaynağı, öfkenin baş sorumlusu olan şeytandan Allah’a sığınmayı tavsiye etmekte yine “Gazap, şeytandandır, şeytan ateşten yaratılmıştır, ateş ise su ile söndürülür; biriniz öfkelendiği zaman abdest alsın” buyurarak abdest almanın öfkeyi teskin edeceğini ifade etmektedir.
Kızgınlığın insanlığın kalbinde bir kor olduğunu ifade eden Peygamberimiz, öfkelenen kimsenin toprağa yapışmasını tavsiye etmektedir.
Hz. Peygamber’in öfkeyi tedavi etme yöntemi olarak belirttiği tavsiyelerinden bir diğeri de, susmaktır. Bunun yanında pozisyon değiştirmeyi de tavsiye ederek: “Biriniz ayakta iken öfkelenmişse, otursun. Eğer oturmak l.ıyda vermiyorsa yatsın, uzansın” buyurmaktadır. Bir başka tavsiyesinin de sabır timsali ideal şahsiyetleri örnek almak olduğunu görüyoruz.
Müminin tevekkülünün, Allah’a olan yakınlığının ve kadere olan îmânının en büyük göstergesi, öfkelendiği zaman öfkesini yenmesidir. Hayrın ve şerrin Allah’tan geldiğini bilen bir kişi başına gelen her türlü olayda Allah’a tevekkül eder ve öfkeye kapılmaz. Allah Kur’ân’da müminin vasıflarını anlatırken müminlerin öfkeyi yenmesi üzerinde özellikle duruyor:
“Onlar, bollukta da, darlıkta da infak edenler, öfkelerini yenenler ve insanlar daki haklarından bağışlama ile vaz geçenlerdir. Allah, iyilik yapanları sever.”
Rasûlullah (s.a.s.) bir hadiste şöyle buyurmaktadır.
“Çok güçlü pehlivan, birçok güreşçiyi yere serip galip gelen değildir. Asıl güçlü pehlivan, öfkelendiğinde kendini tutan ve iradesine hâkim olan kimsedir.”