Hz. Peygamber (s.a.s.) düzenli yaşamaya özen gösterir, Müslümanlara du her hususta düzenli olmalarını ısrarla tavsiye ederdi. Bir gün Peygamber’imizin (s.a.s.) huzuruna saçı-sakalı birbirine karışmış bir adam geldi. Pey gamberimiz (s.a.s.) o kişiye saçını sakalını düzeltip gelmesini işaret etti, o da düzeltip geldi. Bunun üzerine Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Birinizin, şeytan gibi saçı başı dağınık olmasından böylesi daha iyi değil mi?”
Yine bir gün Peygamberimiz (s.a.s.), üzerinde kirli elbiseler bulunan birini göstererek: “Şu kişi, acaba elbisesini yıkayacak bir şey bulamıyor mu?” buyurdu.
Peygamber (s.a.s.), beden, elbise, yiyecek, giyecek, ev ve sokak temizliğine çok önem verirdi. Yüce Allah bize: “Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyi hal ver, âhirette de…” diye dua yapmamızı emreder. Bundan anlıyoruz ki, Müslüman, hem âhireti hem de dünyayı düşünecektir. Ama onun dünyası düzensiz, karışık, dağınık bir dünya olamaz. Onun şu hadisleri bu açıdan çok enteresandır: “Allah güzeldir, güzelliği sever” “Allah her şeyde ihsanı (keyfiyetçe güzelliği ve zerafeti) emretti.”
Hicretin X. yılında, Peygamberimiz’in küçük oğlu İbrahim, vefat etmişti Hz. Peygamber, oğlu İbrahim’in cenaze namazını Baki kabristanında kıldırdı. Kabir hazırlanmıştı. Cenaze kabre indirilirken, Peygamber Efendimiz (s.a.s.) kabirde bir delik gördü. Eliyle bir kerpiç alıp o boşluğa koydu ve açıklığı kapatıp düzeltti. Allah Rasûlünün bu davranışı ashabın dikkatini çekmişti. Çünkü az sonra üzeri toprakla örtülecek olan kabrin içindeki bir eksikliğin ne sakıncası vardı ki, Peygamberimiz orayı düzeltme gereği duymuştu. Ashap: “Allah’ın Rasûlü! O delik ölüye ne zarar verir, ne de fayda” deyince, Rasûlullah (s.a.s.) şu dersi verdi:
“Sizden biriniz bir işi üstlendiğinde onu içine sinecek biçimde yapsın. V.mi işin hakkını versin, baştan savma yapmasın. Gerçi benim bu yaptığımın (İlliye ne faydası, ne de zararı vardır. Fakat görenin gözünü aydınlatır, gönlünü ferahlatır.”
İşimizi layıkıyla, gereken özenle, titizlikle, dikkatle yapabilmek, bizi başarıya ulaştıran, rahatlatan, huzura kavuşturan en önemli şeydir.