Anne-Babaya İyilik Etmek

By | 21 Nisan 2015

anne-babaya-iyilik-etmek    Anne ve babalar, çocuklarından daima iyilik beklerler. Onlara iyilikte bulunmak, onların isteklerini yerine getirmek çocukların görevidir. Bu konuda Rasûlullah (sav)’m pek çok hadisleri vardır.
“Bir adam Rasûlullah (sav)’a gelerek: “Ey Allahın Rasulü, iyi davranıp hoş sohbette bulunmama en fazla kim hak sahibidir?” diye sordu. Hz. Peygamber (sav): “Annendir” diye cevap verdi. Adam: “Sonra kim?” dedi. Rasûlullah (sav): “Annendir” diye cevap verdi. Adam tekrar: “Sonra kim?” diye sordu. Rasûlullah (sav) yine: “Annendir” dedi. Adam tekrar sordu: “Sonra kim?” Rasûlullah (sav) bu dördüncüyü: “Baban” diye cevapladı.” (Buharı, Edeb 2; Müslim, Birr 1)
Allah Teala (cc) da ana-babaya iyi davranmayı, güzellikle muamele etmeyi emretmektedir.
“Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi, ana-babanıza da iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “öf bile deme; onları azarlama; ikisine de söyle. Onları esirgeyerek alçak gönüllülükle üzerlerine kanat ger ve: “Rabbim! Küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, şimdi de sen onlara (öyle) rahmet et” diye dua et.” (lsra, 17/23)
Ana-babasma gereği gibi hürmet etmeyen, onlara iyilikten yüz çeviren, yaşlılıklarında onlarla ilgilenmeyen insanlara Rasûlullah (sav) lânet etmektedir.
“Burnu yerde sürtülsün, burnu yerde sürtülsün, burnu yerde sürtülsün” dedi. “Kimin ya Rasûlallah?” diye soruldu. Rasûlullah (sav) şu açıklamayı yaptı: “Ana-babasmdan her ikisinin veya sadece birinin yaşlılığına ulaştığı halde cennete giremeyen kimsenin.” (Müslim, Birr 9; Tirmizî, Daavat 110)
Ana-babaya iyilik etmek kişinin cennete girmesine vesile olur. Bu konuda
da Rasûlullah (sav) şöyle buyurmaktadır:
“Baba cennetin orta kapısıdır. Dilersen bu kapıyı terket, dilersen muhafaza et.” (Tirmizî, Birr 3)
Muaviye ibnu Cahime anlatıyor:
“Canime (ra), Hz. Peygamber (sav)’e gelerek: “Ey Allah’ın Rasıılü! Ben cihada katılmak istiyorum, bu konuda sizinle istişareye geldim” dedi. Rasûlullah (sav): “Annen var mı?” diye sordu. O da: “Evet” deyince, Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Öyleyse ondan ayrılma, zira cennet onun ayağı altındadır.” (Nesaî, Cihad 6)
Anne ve baba, Allah Teala (cc)’ya isyan eden, çocuklarının İslâm’ı yaşamasına izin vermeyen bir yapıda olabilir. Meselâ, kızlarının kılık-kıyafetine yani tesettürüne müdahale eden anne ve babalar olabilir. Kızlar evlendikten sonra, anne ve babaları Allah Teala (cc)’ya isyan eden kimseler de olsa onlarla görüşmeyi kesmemelidirler.
Esma binti Ebu Bekir (r.arıh) anlatmaktadır:
“Henüz müşrik olan annem yanıma geldi. (Nasıl davranmam gerektiği hakkında) Hz. Peygamber (sav)’e sordum: “Annem yanıma geldi, benimle (görüşüp konuşmak) istiyor, anneme iyi davranayım mı?” Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Evet, ona gereken hürmeti göster.” (Buhar!, Hibe 28, Ldeb 8; Müslim, Zekât 50)
Görüldüğü gibi Allah Teala (cc), müşrik, isyankâr anne ve babalarla dünyada iyi geçinmeyi emretmektedir. Yani onlarla görüşüp konuşmak, ihtiyaçlarını gidermek, gerektiğinde bakımlarını yapmak gibi dünyaya ait konularda onlarla iyi geçim esastır.
Anne ve babalara iyilik onların vefatlarıyla sona ermemektedir. Bu konuyu Resûlullah (sav) şöyle açıklamaktadır:
“Adamın biri: “Ey Allahın Rasulü! Anne ve babanın vefatlarından sonra da onlara iyilik yapma imkânı var mıdır? Varsa onlara ne ile iyilik yapabilirim?” Resûlullah (sav): “Evet, var” dedi ve şöyle açıkladı: “Onlara dua, onlar için Allah (cc)’ta istiğfar (bağışlanmalarını) talep etmek, onlardan sonra vasiyetlerini yerine getirmek, anne ve babasının akrabalarına karşı da sıla-i tahinide bulunmak, anne ve babanın dostlarına ikramda bulunmak.” (Ebu Davud, Edeb 129; lbn Ma’ce, Edeb 2)