Peygamber Efendimizin doğduğu gece annesi doğum yaptıktan sonra Abdülmuttalib’i davet etti. O sırada kendisi o yüce binâyı (Ka’be’yi) tavaf etmekteydi. O, (gelen müjdeciden haberi alır almaz) koşarak (Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in doğduğu eve) yöneldi ve ona bakınca sevincin nihâyetine erdi.
Sonra onu Ka’be-i Ğarrâ’nın içerisine girdirip, hâlis bir niyetle Allâh-u Te’âlâ’ya dua etmeye ve kendisine lütfettiği bu nimetten dolayı O’na şükretmeye başladı
Peygamber Efendimizin doğduğu gecenin ayrıntılı anlatımı;
Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)’in dedesi Abdülmüttalib şöyle anlatmıştır:
“Ben o gece Ka’be’yi tavaf ediyordum, birden Ka’be’nin Makâm-ı İbrâhîm’e doğru eğilerek secdeye kapandığını gördüm, tam o anda putlar yere düştü ve Ka’be:
‘Allâh her şeyden büyüktür, Allâh her şeyden büyüktür. Tertemiz Muhammed doğdu, Rabbim şimdi beni müşriklerin pisliklerinden tertemiz kıldı’ dedi. O sırada bir kailin:
‘Âgâh olun ki, gerçekten Âmine, Muhammedi doğurdu ve rahmet bulutları onun üzerine yağdı’ dediğini duydum.
Sonra Âmine’nin evine vardığımda bir bulutun onun odasını gölgelediğini gördüm, bir yandan da gözümü oğuşturarak: ‘Ben uykuda mıyım yoksa uyanık mı?’ demeye başladım.
İçeri doğru: ‘Ey Âmine! Kapıyı aç’ dedim. O da kapıyı açtı, birden içeri hâlis misk kokuları yayıldı.
Ben ona: ‘Ne haber var?’ deyince o: ‘Muhammedi doğurdum’ dedi.
Ben: ‘Müsaade et de ona bir bakayım’ deyince: ‘İçeri odada’ dedi. Ben yanına girmek isteyince kılıçlı bir adam çıkarak:
‘Biraz dur, meleklerin ziyareti bitsin de öyle’ dedi. (Safûrî, Nüzhetü ’l-mecâlis, 2/75)
Sonra içeri girip ona baktığımda gözünün semâya doğru açık olduğunu gördüm. Parmağından çıkan sütü emiyordu. O sırada bana selam verir gibi işaret yaptı.”
Peygamber Efendimizin doğduğu gece dedesi Abdülmuttalib’in, Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e Ka’be’yi ziyaret ettirirken:
“Beşikteyken bile diğer çocuklardan üstiin olan bu temiz pembe-beyaz çocuğu bana bağışlayan Allah ’a hamdederim.
Onu bu rükünler sahibi Beyt hürmetine her kinci, hasetçi ve nazarcının şerrinden Allah ’a sığındırırım ” meâlinde çok fasih ve beliğ ebyat inşâd ettiği rivâyet edilmiştir. (Takiyyüddîn el-Makrîzî, İmtau’lesmâ\ 4/46-47; Safûrî, Nüzhetü’l-mecâlis, 2/75; Muhammed el-Bintenî, Medâricu ’s-su ’ûd ile ’ktisâi ’l-bürûd, sh:20)