Monthly Archives: Mayıs 2015

Dört Mezhebe Göre Cuma Namazı – 16

– Şafiî ve Malikî mezheplerinde bir şehir ne kadar büyük olursa olsun, orada ancak bir (yerde) cuma kılınır. Malik diyor ki: “Bir şehirde pek çok cami varsa onlardan en eskisinde cuma kılınır.” Hanefî’de böyle bir durum söz konusu değildir.Ancak (Hanefî alimlerinden) Ebu Yusuf şöyle diyor: “Bir şehir (arasından büyük bir ana yol veya nehir geçmek… Read More »

Peygamber Efendimiz Eşleri Barıştırırdı

İKİ SEVGİLİ İNSAN birbirine küsmüştü. Aralarında soğuk bir rüzgar esmişti. İncinmişti muhabbet filizleri. Burkuluvermişti yürekler. Solmuştu gül yüzler. Silinmişti yüzlerden tebessümler… Sevgili baba, yanlarına gitti. İki sevgili insan, birbirlerine sırt dönmüş oturuyorlardı. Peygamberimiz iki küsmüş insanın ellerini ellerine aldı. İki el Alemlerin Efendisinin elinde birleşti. İki kırık kalp, babanın elinde bütünleşti. İki kırgın gönül, baba… Read More »

Dört Mezhebe Göre Cuma Namazı – 13

Şafiî ve Hanbelî mezheplerine göre camiye girdiğinde hatibi hutbe okurken bulan kimse tahiyyetü’l-mescid namazını kılar. Ebu Hanife ve Malik e göre bu durumda tahiyyetü’l-mescid namazını kılmak mekruhtur. – Cumayı kıldıran kimse ile hutbeyi okuyan kimsenin başka başka kimseler olmasının caiz olmasında ihtilaf vardır. Ebu Hanife’ye göre bir özürden dolayı bu caizdir. Malik’e göre namazı ancak… Read More »

Ebu’l-Kasım’ı Ağlatan Çocuk

DÖRT YAŞINDAYDI… “Babacığım, babacığım” diye etrafında koşup oynuyordu. Çocukların en tatlı konuşmaları yaptığı yaştaydı. Büyüklerin dünyasına girme, konuşmalarla büyükleri öğrenme yaşındaydı. Babasına isim olmuştu artık o. En büyük oğluydu. “Onun babası” diyorlardı artık sevgili peygamberimize. “Ebu’l Kasım…” Kasım’ın babası. Künyesi olmuştu peygamberimizin. Çünkü en büyük oğul ile adlandırılırdı babalar. En büyük oğluydu ve ilk oğluydu… Read More »

Dört Mezhebe Göre Cuma Namazı – 10

– imam cumaya vakti içinde başlayıp öğlenin vakti çıkacak kadar namazı uzatsa Şafiî’ye göre namazı öğle namazı olarak kılar. Ebu Hanife’ye göre vaktin çıkmasıyla cuma batıl olur, öğleyi yeniden kılar. Mallkî’ye göre ikindi vakti girdiği halde hâlâ cuma kılınmamış ise güneş batmadıkça -cumayı güneş batıyorken bitirecek de olsa- cumayı kılar. Hanbelî’deki görüş de böyledir. –… Read More »

Hz. Hasan ve Hüseyin’i Melekler Korudu

KÜÇÜK HAŞAN VE HÜSEYİN evden çıkmışlar, uzun zaman geçmesine rağmen geri dönmemişlerdi. Babaları da evde yoktu. Anne Hz. Fatıma telaş içerisindeydi. Ne yapacaktı şimdi? Ağlayarak babasının yanma gitti. Durumu anlattı. Sevgili baba, yavrusunun yavruları için hemen el açtı Rabbine. Dua dua döküldü yollara… Duanın cevabı Cebrail ile hemen geldi. Cebrail, dostuna çocukların nerede olduğunu haber… Read More »

Dört Mezhebe Göre Cuma Namazı – 7

– Şafiî ve Hanbelî mezheplerinde cuma namazı ancak kırk kişi ile gerçekleşir. Hanefî mezhebinde ise bu sayı dörttür. Malikî mezhebine göre kırktan az cemaat ile cuma gerçekleşir. Ancak üç-dört kişi (den ibaret) olan cemaate cuma farz olmaz. Evzaî’ye ve Ebu Yusuf a göre üç kişi ile cuma gerçekleşir. Ebu Sevr’e göre cuma da diğer namazlar… Read More »

Evlilik Sabır Mı?

YENİ EVLİYDİ… Yokluğa bürünmüştü, yoksulluğa düşmüştü. Yeni evindeki yokları, var olan tek şeyi ile söyleyerek anlattı babasına. “Ya Resulullah! Sadece, gece üzerinde yatıp, gündüzleri ise üstüne su serperek oturduğumuz bir koyun postumuz var.” Peygamberimiz maddede sıfırlanan kızına dedi: “Sabret kızım! Hz. Musa da on yıl boyunca eşi ile birlikte cübbesinin üzerinde yattı.” Fatıma, sabretti. Peygamber… Read More »

Dört Mezhebe Göre Cuma Namazı – 4

Kendisine cuma farz olanlardan bir kimse cuma günü öğle vakti girdikten sonra yolculuğa çıkacak olsa yolda cumayı kılma imkanı yoksa veya yol arkadaşlarından geri kalmayacaksa cumayı kılmadan yola çıkmaz. (Yolda cumayı kılmak mümkün ise veya cumayı kıldığı takdirde arkadaşlarından geri kalacaksa yola çıkabilir.) Öğle vakti girmeden yola çıkabilir mi? Ebu Hanife ve Malik’e göre evet.… Read More »

Hz. Fatıma Babasının Yüzünü Yıkadı

ETRAF SARARMIŞTI. Toz bulutları sarmıştı ufku. “Resulullah öldü!” feryatları Medine sokaklarına kor gibi düşmüştü… Dünya kararmış, gözler görmez olmuştu. Yerinden fırlayan kalpler yollara dökülmüştü… Medineli kadınlar Uhud’a koşuyordu. Onların en önündeydi sevgili peygamberin kızı Fatıma’tül Zehra’sı. Soluk soluğa koşuyor, koşuyordu… Nefesler zor alınırken, dualar gidiyordu Rahmana. Can pazarıydı Uhud. Ama kimsenin umurunda değildi. Can sevgilisini… Read More »