Ver’a Ne Demektir?

By | 20 Temmuz 2015

vera-ne-demektirLügatte; uygunsuz, yakışıksız ve gereksiz şeylerden sakınmak, haram ve yasaklara karşı da, titiz davranmak, tetikte olmak veya memnû şeylere girme endişesiyle, bütün şüpheli hususlara karşı kapanma manâsına hamletmişlerdir ki; “Sana kuşku vereni bırak, şüphesiz olana geç.” “Helâl belli, haram da bellidir.” gibi İslâmî prensiplerde anlatılan gerçeğe uygun olan da budur.

Asr-ı Saadetle insanlığın tanıdığı vera’, Tâbiîn ve Tebe-i Tâbiîn döneminde âdetâ semavileşti ve her mü’minin gâye-i hayâli haline geldi. Bu dönemde idi ki, Bişr-i Hâfî’nin kız kardeşi, Ahmed b. Hanbel’e gelerek: “Ya İmam! Ben çok defa dam üstünde iplik büküyorum; bazen de devlet memurları ellerinde meş’aleler oradan geçiyorlar ve elimde olmayarak o ışıktan da istifade etmiş oluyorum., bu ipliğe haram karışıyor mu?” deyince, koca İmam hıçkıra hıçkıra ağlıyor ve “Bişr-i Hâfî’nin hanesine şüphenin bu kadarcığı bile bulaşmış bir şey girmemeli.” fetvasını veriyor.

Yine bu dönemde idi ki, gözü bir kere harama ilişen biri bütün bir ömür boyu “Günâhım!” deyip feryâd ediyordu. Bu dönemde idi ki, bilmeyerek haram bir lokmanın girdiği mide, istifrâya zorlanıyor ve bunun için günlerce gözyaşı dökülüyordu.
Yanlışlıkla cebine koyduğu başkasına âit bir kalemi, sâhibine ulaştırmak için Merv’den Mekke’ye yolculuk yapıldığını, bunlardan birinin kahramanı olan büyük muhaddis, üstün fakih ve derin zâhid İbn Mübârek anlatıyor. Üzerinde başkasına ait bir hak varolduğu mülâhazasıyla, alacaklıya, ömrünün sonuna kadar hizmetkâr olmaya azmetmiş insan sayısı hiç de az değil., meşhur zâhid Fuzayl b. İyâz da bu vâdinin hâl tercümanlarından!, ve bu aydınlık dünyada daha niceleri..! Evliyâ, tabakat ve menkıbe kitapları bu altın insanların ruhânîleri aşan hayatlarıyla lebâleb..