Aile bağlarının kuvvetlenmesine ve eşler arasındaki sevgi ve saygının artmasının sağlanması için gayret gösterilmesi gerektiği gibi, eşler arasındaki sevgi ve saygının ortadan kalkmasına, ilişkilerin soğumasına sebep olan şeylerin de yok edilmesi için çaba harcanmalıdır. Cinsî zevk ve lezzetlerin de meşru evlilik çerçevesinde sınırlandırılması, karı-koca arasındaki bağları kuvvetlendirir, onların birbirlerine daha fazla bağlanmalarına sebep olur.
Cinsel münasebetlerin evlilik dâhilinde kalmasını isteyen bir toplum ile bu konuda serbest ilişkilere müsaade eden bir toplum düzeni arasındaki fark şudur: Birinci toplumda evlenmek, mahrumiyet ve bekleyişin sonu olurken; İkincisinde evlilik, mahrumiyet ve sınırın başlangıcı olur.
Cinsel serbestliğin olduğu toplumlarda, genç erkekler mümkün mertebe evlenmekten ve aile kurmaktan kaçınır. Gençlik nimeti kaybolmadan önce mümkün olduğunca çok kadından faydalanmak, buna mukabil hiçbir yük ve sorumluluk taşımamak ister. Evlenmeye, ancak gençliği gittikten sonra, evlat sahibi olmak veya hizmetçilik ettirmek için teşebbüs eder.
Iconic One Theme | Powered by Wordpress