Teravih Namazı Hakkında

By | 14 Haziran 2015

teravih-namazi-hakkinda    Hz. Âişe (Radiyallahu Anh) Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)i şöyle anlatıyor:
“Allah Resûlü (s.a.v) Ramazan ın ilk gecesinde gitti ve mescitte namaz kıldı. Birçok kimse de ona uyarak namaz kıldı. Sabah olunca:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) geceleyin mescitte namaz kıldı.” diye konuştular.
Ertesi gece de efendimiz namaz kıldı. Halk yine olanları konuştu, katılacakların sayısı iyice arttı. Üçüncü veya dördüncü gece halk yine toplandı. Oyle ki mescit insanları alamayacak hale geldi, bunun üzerine bu namazını onlarla kılmadı.
Sabah olunca efendimiz:
“Yaptığınızı gördüm.Size çıkmamdan beni alıkoyan şey, namazın sîzlere farz oluvermesinden korkmamdır.” buyurdu. (Buhârî, Sahîh: 2/ 63)
Ebû Hureyre (Radiyallahu Anhfdan şöyle rivayet edilmiştir:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) kesin emir vermeksizin, ashabını Ramazan gecelerini ibadet ile geçirmeye teşvik eder ve şöyle buyururdu:
“Kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ramazan gecelerini ibadet ile geçirirse geçmiş günahları bağışlanır.’’ (Buhârî, Sahîh: 1/ 16)
Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından sonra, Hz. Ebû Bekir (Radiyallahu Anh) ve kısmen de olsa Hz. Ömer (Radiyallahu Anh) döneminde teravih namazı münferiden kılınmaktaydı.
Abdurrahman bin Abdu’l Kâri (Radiyallahu Anh) anlatıyor:
“Bir Ramazan gecesi Hz. Ömer (Radiyallahu Anh) ile birlikte mescide çıktığımızda insanların dağınık bir şekilde tek başlarına teravih namazı kıldığını gördük. Hz. Ömer (Radiyallahu Anh), münferit olarak kılmak yerine insanları bir imamın arkasında toplayıp teravih namazının cemaatle kılınmasının daha uygun olacağını düşündü ve ertesi gün Ubey bin Ka’b’ı cemaate teravih imamı olarak tayin etti. Sonra başka bir gece tekrar beraber mescide çıktığımızda insanların cemaatle teravih namazını kıldıklarını görünce Hz. Ömer:
“Bu ne güzel bir bidat (yenilik) tir” buyurdu.
Buradaki bidat kelimesinden maksat, övülen bir yenilik olup, peygamber efendimiz zamanındaki uygulamalara aykırı değildir.
Geride de naklettiğimiz üzere Ashab-ı Kiram, teravih namazını Peygamber Efendimizin arkasında kılmıştır. Ancak, Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem), ümmetine farz olacağı korkusuyla teravih namazını cemaatle kıldırmaktan vazgeçmiştir. Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in vefatından sonra din artık kemale ermiş, farz olan ibadetler tamamlanmış, Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in endişe sebebi de ortadan kalmıştı. Hz. Ömer (Radiyallahu Anh), münferit olarak kılmak yerine insanları bir imamın arkasında toplayıp teravih namazının cemaatle kılınmasının daha uygun olacağını düşündü ve insanlara bunu emretti, çünkü o reşitti, müminlerin emiriydi.
Hz. Ebû Hureyre (Radiyallahu Anh) buyurdular ki:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan’da bir mescidin kenarında namaz kılmakta olan bir gruba uğramıştı.
“Bunlar ne yapıyorlar?” diye sordu.
“Bunlar, yanlarında ezberlenmiş fazla Kur an bulunmayan kimselerdir. Ubey bin Ka’b bunlara namaz kıldırıyor. ” dediler.
Efendimiz (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem):
“İsabet etmişler ,bu ne kadar iyi bir davranıştır!” buyurdular. (Müslim, Sahîh: 1835)
Buradan anlaşılıyor ki ezberinde fazla Kur’an-ı Kerim olmayanların, teravih namazını bir imama uyarak cemaatle kılmaları, olanların ise münferit olarak kılmaları daha faziletlidir.
Zeyd bin Sabit (Radiyallahu Anh) şöyle anlatıyor:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) Ramazan da Mescit-i Nebevi’de namaz kılmak için hasırdan bir oda edinmişti. Ramazan ın en son gününde birkaç gece (Hz. Aişe’nin rivayetine göre iki veya üç gece) cemaatle hem yatsı namazını hem de teravih namazını kılmıştı.insanların yoğun ilgisini görünce bir gece yatsı namazını kıldırıp odasına çekilmiş ve teravihi kıldırmak için çıkmamıştı. İnsanlar Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in çıkacağını umdukları için beklemişler, hatta uyuduysa uyansın diye öksürmeye başlamışlardı. Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)sabah namazı vakti dışarı çıkıp, orada bekleyenlere şöyle buyurmuştur:
“Sizin teravih kılmak hususundaki arzunuzun farkındayım, bu namazı size kıldırmam için de bir engel yoktur, fakat teravihin size farz kılınmasından endişe ettiğim için çıkıp kıldırmadım. Şayet farz kılınacak olsa bunu hakkıyla yerine getiremezsiniz. Haydi evlerinize gidiniz. Farz namazlar dışında, kişinin kıldığı en faziletli namaz evinde kıldığı namazdır.” (Ahmet bin Hanbel,Müsned: 5/ 187)
Teravih namazının cemaatle kılınmasının daha faziletli olduğunu söyleyenler, Zeyd bin Sabit (Radiyallahu Anhf m rivayet ettiği hadisi, teravih namazının dışında başka bir namaza hamledenlerdir.
Ebû Zerr (Radiyallahu Anh) ise şöyle rivayet etmektedir:
“imam namazı bitirinceye kadar onunla namaz kılmak bütün geceyi ihya etmeye eşdeğerdir.”
Hz. Ali (Radiyallahu Anh) insanlara Ramazan gecelerini ihya etmelerini emreder, erkeklere ve kadınlara ayrı ayrı imam tayin ederdi.