Sehiv Secdesini Gerektiren Durumlar Nelerdir? – 2

By | 29 Nisan 2015

sehiv-secdesini-gerektiren-durumlar-nelerdir-2*Bir vacibin vasfını değiştirmek, sehiv secdesini gerektirir. İmamın, açıktan sesli okuması gereken yerde ayetleri gizlice okuması veya
gizlice okunacak yerde ayetleri açıktan okuması gibi. Açıktan okumanın en az derecesi, başkasının işiteceği miktardır. Gizlice okumanın en alt limiti de, yalnız okuyanın işiteceği miktardır.

* Gizli okunacak yerde, Fatihanın çoğu yanılarak açıktan okunsa, geri kalanı yine gizlice okunur. Aksine olarak açıktan okunması gereken bir namazda Fatiha’nın bir kısmı gizli okunup ondan sonra açıktan okunması gerektiği hatırlansa, Fatiha yeni baştan açıktan okunur.
* Tek başına namaz kılanın açık veya gizli okumasından dolayı, tercih edilen görüşe göre, sehiv secdesi gerekmez. Ancak öğle namazı gibi gizli okunacak yerde kasden açıktan okursa, günah işlemiş olur. Tek başına namaz kılanın gündüzün kılacağı nafile namazlarda açıktan okuması mekruhtur.

* İmam, sabah namazında Fatiha suresini unutarak gizlice okuyup sonra hatırlasa, ekleyeceği sureyi açıktan okur, Fatiha’yı iade etmez.
* Farz bir namazda ikinci rekattan sonra oturulmayıp da üçüncü rekata yanılarak kalkmaya yeltenen kimsenin pozisyonu oturmaya yakın ise, oturur, sehiv secdesi gerekmez. Fakat doğrulması kıyama yakın ise, kalkar ve ondan sonra sehiv secdelerini yapar. Çünkü bu durumda vacib olan birinci oturuş terk edilmiştir.

* Sünnet namazlarda ikinci rekatta oturulup da Tahiyyat okunmadan üçüncü rekata kalkılırsa eğer bu üçüncü rekat daha secde ile kayıtlanmamış ise, oturmaya dönülür, eğer secde ile bağlanmışsa, dönülmez.

* Dört rekatlı farzlarda ikinci oturuş yapılmadan beşinci rekata kalkılacak olsa, henüz beşinci rekat için secde edilmedikçe oturuşa dönülür. Teşehhüdden sonra selâm verilip sehiv secdeleri yapılır. Çünkü farz olan son oturuş geciktirilmiştir. Bu geciktirme ise, vacibi terk sayılır. Fakat beşinci rekat için secde yapılmış olursa, bu namaz nafileye dönmüş olur. Artık buna bir rekat daha ilave edilir ve tam altı rekatlı bir nafile namaz kılınmış olur.

* Dört rekatlı bir farz namazın son oturuşunda selâm vermeden yanılarak ayağa kalkılsa, hemen oturuşa dönülüp selâm verilir ve sehiv secdesi yapılır. Fakat beşinci rekat için secdeye varılmışsa, buna bir rekat daha ilave edilir. Bu durumda önceki dört rekat ile farz tamamlanmış olur; diğer iki rekat da nafile sayılır ve sehiv secdeleri yapılır.

Akşam namazında ikinci oturuştan sonra bir dördüncü rekata, sabah namazında da oturuştan sonra bir üçüncü rekata kalkılması da aynı hükümdedir.

* Namazda zikirlerin, duaların ve tahiyyatın açıktan okunması sehiv secdelerini gerektirmez.
* Farz namazların üçüncü ve dördüncü rekatlarında kasden susarak Fatiha veya diğer bir sure okunmaması bir hatadır; fakat sehiv secdelerini gerektirmez. Yanılarak sükut edilip Fatiha veya başka bir sûre okunmaması sehiv secdelerini gerektirir. İmam Ebû Yusuf’a göre, her iki halde de sehiv secdelerini yapmak gerekir.