Recep Ayının Fazileti Nedir?

By | 14 Mayıs 2015

recep-ayinin-fazileti-nedir    Recep, haram aylardandır. Allah (Celle Celalûhu) bu ay hakkında şöyle buyurmuştur:
“Doğrusu, Allah, gökleri ve yerleri yarattığı günkü kesin hükmünde, ayların sayısı, Allah katında on iki aydır. Onlardan dördü (Zilkade, Zilhicce, Muharrem, Recep) haram olanlardır. Bu ayların haram kılmışı (İbrahim’den gelen) doğru dinin ve hesabın hükmüdür. Onun için bilhassa bu aylarda nefislerinize zulmetmeyin.”
(Tevbe: 36)
Hz. Ebûbekir (radiyallahu anh), rivayet ediyor: Rasulullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Zaman, Allah’ın semaları ve arzı yarattığı günden beri bir heyet üzere dönüp durmaktadır. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aylardır. Haram ayların üçü birbirini takip eder. Onlar da Zilhicce, Zilkâde ve Muharrem dir. Birisi de Cemaziyelahir ile Şaban arasında bulunan Recep- i Mudar’dır. (Buhârî, Sahîh, 683)
Bu aya Receb-i Mudar denilmesi, Mudâr kabilesinin bu aya gösterdiği üstün saygı ve hürmet sebebiyledir.
İbn-i Abbas (radiyallahu anh) yukarıda zikredilen;
“Bunlardan dördü haram aylardır. İşte bu doğru hesaptır. O aylar içinde (Allah’ın koyduğu yasağı çiğneyerek) kendinize zulmetmeyin.”
(Tevbe: 36) ayeti hakkında:
“O ayların hiçbirinde kendinize zulmetmeyin” yorumunu yapmıştır. Sonra da bu ayları dört ayla özelleştirmiştir. O ayları haram aylar sayarak yüceltmiş ve onlarda işlenen günahları şiddetli, sevapları da o derecede üstün ecirli olarak nitelendirmiştir.
Cahiliye döneminde halk özellikle Recep başta ayı olmak üzere bu aylara saygı gösterirler ve onlarda savaş yapmazlardı.
Sahabeden Ebû Racâ (Radiyallahu Anh) Recep ayındaki durumlarını şöyle anlatır:
“Cahiliyye üzere iken Recep ayı girdiğinde, o aya saygı ve tazım olarak demirden yapılmış mızraklarımızı çıkarır, kılıçları kınına koyar ve okları yaydan çekerdik.”
Sahabeden Züheyr (Radiyallahu Anh) şöyle buyurmuştur:
“Recep ayından bahsettiğimizde Kays bin Ebû Hâzim (Radiyallahu Anh) şöyle anlattı:
“Biz, cahiliyye zamanında, içimizde o aya karşı taşıdığımız şiddetli hürmet sebebiyle onu Recep diye isimlendirdik.”
Recep ayma Şehru’l Esam da denilmiştir. Bu isimlendirme bu aya karşı duyulan aşırı saygı ve
hürmetten dolayı Recep ayı hilâli görüldüğünde silahlarını çıkarmaları ve mızraklarını indirmeleri sebebiyle silah sesinin ve mızrak şakırtısının duyulmamasından kaynaklanmaktadır.
Hz. Âişe (Radiyallahu Anh), Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellemfden şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir:
“Recep Allah’ın ayıdır ve Şehru’l Esam diye isimlendirilir ki; cahiliyye halkı, Recep ayı girdiğinde silahlarını bırakırlardı, insanlar emniyet içerisinde olup yollar eşkıyalardan temiz olurdu. Kimse kimseden korkmazdı.”
Hadis-i şerifte anlatılan durum tarihi bir vakıa olarak da ilim adamlarının malumudur. İslâm’ın ilk zamanlarındaki uygulama da bu yöndedir. Haram aylarda işlenen sevap ve günahlara başka zamanlarda işlenenlerden daha fazla mükafat ve ceza verilir. Bu, senenin diğer aylarından farklı bir öneme sahip bulunmaları sebebiyledir. Öyle ki Allah Teâlâ bu ayda bu ümmeti zulmetmekten ziyadesiyle menetmiştir. Bu sebeple İmam-ı Şâfii hazretleri, haram aylarda hatayla öldürülen kişinin diyeti hakkında katı davranmıştır. Bu ayda işlenen günah çok şiddetli olmakla beraber yapılan iyilik de o derece ziyadesiyle ecirlidir. Sonra Allah Teâlâ bu aylardaki savaş yasağını neshederek tüm vakitlerde müşriklerle savaşmaya izin vermiştir.
Ashab’dan Mucîbetül’l Bahiliyye (Radiyallahu Anhydan babası veya amcası, kabilenin elçisi olarak Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellemfe geldi ve gitti. Bir sene sonra kılık kıyafeti değişmiş olarak tekrar peygamberimizin yanına gelerek:
“Ey Allah’ın Resûlü! Beni tanıdınız mı?” dedi. Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem):
“Sen kimsin?” diye sordu.
Oda:
“Geçen sene huzuruza gelen Bâhilî’yim.” dedi. Rasulullah (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem):
“Neden bu kadar değiştin? Halbuki kılık kıyafetin düzgündü.” buyurdu.
Oda:
“Ey Allah’ın Resûlü! Senden ayrıldığım günden beri sadece geceleri yemek yedim” cevabını verdi. Bunun üzerine Allah Resûlü:
“Kendine eziyet etmişsin, Sabır (Ramazan) ayında tam olarak, diğer aylarda da birer gün oruç tut” buyurdu.
Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in, yukarda zikrettiğimiz bazı günleri tut, bazısını da terk et emri, bu aylarda oruç tutmanın müstehap oluşuna binaendir. Kendisi de bu aylarda oruç tutardı.
Osman bin Hâkim (Radiyallahu Anh) anlatıyor:
“Mükafat bin Cübeyr (Radiyallahu Anh)’a Recep ayı hakkında ne düşünüyorsun diye sordum. Bana İbn-i Abbas (Radiyallahu Anh)’dan rivayet ederek şöyle dedi:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) Recep ayında bazı yıllarda öyle oruç tutardı ki biz:
“Galiba hiç yemek yemeyecek” derdik.
Bazı yıllarda öyle yerdi ki biz:
“Galiba hiç oruç tutmayacak derdik.” (Buhârî, Sahîh, Savm: 53)
Enes bin Mâlik (ra), Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’den rivayetle şöyle buyuruyor:
“Cennet’te Recep adı verilen, sütten daha beyaz ve baldan daha tatlı bir nehir vardır. Kim Recep ıivında bir gün oruç tutarsa Allah (Celle Celalû- lııı) ona bu nehirden içirecektir.”
Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur:
“Kim Recep ayında bir gün oruç tutarsa tüm sene tutmuş gibidir.
Yedi gün oruç tutarsa ona Cehennem in yedi kapısı kapanır.
Sekiz gün oruç tutarsa Cennet’in sekiz kapısı açılır.
On gün oruç tutarsa Allah ona istemeden verir.
On beş gün oruç tutarsa, semadan bir ses:
“Allah senin geçmişte olan tüm günahlarını affetti. Bundan sonra iyi işler yap, günahların sevaba çevrildi.” der.
Daha çok oruç tutarsa Allah (Celle Celalûhu) de ona göre sevabını artırır.
Nuh (aleyhisselâm) bu ayda gemiye bindirilmiş, yemide iken oruç tutmuş ve yanındakilere de tutmalarını emretmiştir. Gemi onları altı ay boyunca taşımıştır.” (İbn-i Hacer, Tebyînu’l Aceb: 54)
Enes bin Mâlik (Radiyallahu Anh)’dan rivayetle Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:
“Aylar içinde Allah Recep ayını seçmiştir. O, Azız ve Celîl olan Allah ayıdır. Kim Recep ayma hürmet ederse Allah’ın emrine hürmet etmiş olur. Kim de Allah’ın emrine hürmet ederse Allah onu Naîm cennetlerine koyar ve ondan ziyadesiyle hoşnut olur. Şaban benim ayımdır. Kim Şaban ayına hürmet ederse benim emrime hürmet etmiş olur. Kim de benim emrime hürmet ederse kıyamet günü ona önayak ve yardımcı olurum. Ramazan ayı ise ümmetimin ayıdır. Kim Ramazan ayına hürmet eder, gereğini yapar, saygıda kusur etmeyip gündüzü oruçlu, geceyi ibadetle geçirir ve günah işlemekten sakınırsa Allah’ın istediği bir şekil üzere, günahsız olarak Ramazan ayından çıkar.” (Suyûtî, Dürü Mensûr: 3/ 236
Selmân-ı Fârisî (Radiyallahu Anhfdan rivayetle Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem):
“Recep ayında bir gün ve gece vardır ki, kim o günü oruç tutarak, gecesini de namaz kılarak geçirirse, yüz sene oruç tutmuş ve yüz sene geceleri ibadetle geçirmiş gibi sevaba nail olur. O gün, Recep’in yirmi yedinci günüdür. O gün, Muhammed l Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in risaletle gönderildiği gündür.” buyurmuştur.
lines bin Mâlik (Radiyallahu Anhfdan gelen başka bir rivayette Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem):
“Recep ayında bir gece vardır ki, o geceyi ibadetle geçiren yüz sene ibadet yapmış sevabı alır. Ilu gece, Recep ayının yirmi yedinci gecesidir. Kim hu gecede on iki rekat namaz kılar, her rekatında İntiha sûresini ve beraberinde Kur’an’ı Kelini’den bir sûre okursa sonra da yüz defa “Süb- Inınellahi ve’l hamdü lillâhi velâ ilâhe illalâhü vdlâhü ekber” deyip yüz defa “Estağfirullah” çekerse, Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Selimiye yüz defa “Salat-ü selam” getirerek kendisi için dünya ve ahiret menfaatine yönelik dua edip ı¡iinü oruçlu olarak tamamlarsa Allah Teâla yaptığı tüm duaları kabul eder.”
Enes (Radiyallahu A«A)’dan rivayetle Recep ayı girdiğinde Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyururdu:
“Allah’ım! Recep ve Şaban aylarını bizim için mübarek kıl ve bizi Ramazan ayına ulaştır.” (Ahmet bin Hanbel, Müsned, 1/ 259)
İbn-i Abbas (Radiyallahu Anh)’tan gelen bir rivayette Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem), Recep ayının tümünü oruçla geçirmeyi yasak etmiştir. İbn-i Abbas (Radiyallahu Anh) peygamberimizden böyle görmüştür. Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellemyin bizzat kendisinden böyle bir hadis varid olmamıştır. İmam-ı Şâfii- Allah ona rahmet etsin:
“Kişinin Recep ayını oruç ayı edinmesi ve onu Ramazan ayı gibi tam olarak oruçlu geçirmesi çirkin bir şeydir” buyurmuştur.
A
Mü’minlerin annesi Hz. Aişe (Radiyallahu Anh) şöyle buyurdu:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) Recep ayında öyle çok oruç tutuyordu ki hatta biz, orucu bırakmayacak diyorduk. Bazen de öyle uzun süre terk ediyordu ki, biz bu ay oruç tutmayacak diyorduk. Allah Resulü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellemin Ramazan ın dışında hiçbir ayı tamamen oruç tuttuğunu görmedim. Yine onun hiçbir ayda, Şaban ayından daha fazla oruç tuttuğunu görmedim.” (Terğîb ve Terhîb, Buhârî, Savm-ı Şaban)
İmam-ı Şâfii hazretleri, insanların bilmeyerek Recep ayı orucunu vacip zannetmeleri endişesiyle o ayın günlerini diğer günlerden saymıştır. “Ancak kişi bu ayda oruç tutarsa da iyi bir şey yapmıştır” buyurmuştur.
Müslümanlar arasında malum olduğu üzere, Recep ayı orucu şer’î olarak farz değildir. Zîra tutulması zorunlu olan farz oruç yalnızca Ramazan orucudur.
A
Amir bin Şibl (Radiyallahu Anh), Ebû Kalâbe
(Radiyallahu Anh)’dan şöyle işittiğini dile getiriyor:
“Recep ayında oruç tutan kişi için Cennet’te saray inşâ edilir.”