Peygamberimizin Hz. Ümmü Habibe (r.anh) İle Evlenmesi

By | 6 Mayıs 2015

peygamberimizin-hz-ummu-habibe-r-anh-ile-evlenmesi   Ümmü Habibe: Ramle bint Ebi Siifyan b. Harb b. Ümeyye b. Abdişems’dir. Annesi, Hz. Osman b. Affan’ın halası Safiyye bint Ebi’l-Âss b. Ümeyye b. Abdi- şems’tir.
Ümeyye oğullarından Abdullah Cahş b. Rebab onunla evlenmiş ve ondan Habibe isminde bir kızı olmuştu. Künyesinin Ümmü Habibe olması bundandır.
Kocasıyla birlikte Habeşistan’a hicret etmişti. Ne var ki orada kocası irtidat ederek hıristiyanlığa girmişti. Ümmü Habibe (r.anh) ise İslâm üzere sebat etti. Kısa bir müddet sonra kocası öldü. Ümmü Ilabibe (r.anh)’nin ailesinden kimse henüz İslâm’ı kabul etmiş değildi. Hatta akrabaları Ümeyyeoğulları, Haşimoğul- larına şiddetle düşman idiler. Cahiliye döneminde mevcut olan bu düşmanlık İslâm’ın ortaya çıkışından sonra da devam ediyordu.
Kocasının ölümünden sonra Hz. Peygamber (sav)’in önünde, hesaba katması gereken bir kaç husus vardı:
a) Bu kadını taltif etmek gerekiyordu. Çünkü bu kadın fıtrat ve basireti sayesinde yani dinin hak olduğunu idrâk etmiş ve ailesinden hiç kimse henüz bu dıııi kabul etmemişken kendisi kabul etmişti. Sonra kocası irtidat ettiği halde kendisi İslâm üzere sebat etmişti.
b) Bu kadın eğer henüz hiç biri İslâm’ı kabul etmemiş kendi aşiretine kocasız dönecek olsaydı mutlaka işkenceye maruz kalacaktı. Onu fitneden korumak gerekiyordu.
c) Peygamber (sav) hidâyet ve rahmet olarak gönderilmiştir. O halde kalble- ri birbirlerine kaışı yumuşatıp ısmdıracaktı. Özellikle Ümmü Habibe (r.anh)’nin kabilesi Ümeyyeoğullarınııı kalplerini yumuşatmak gerekiyordu.
İşte Peygamber (sav)’in Ümmü Habibe (r.anh)’ye meyletmesinde ve onunla evlenmesinde bu hususların etkisi vardı.
Ümmü Habibe (r.anh) evliliğini şöyle anlatmıştır:
Habeşistan’da iken, birgün baktım, Necaşi’nin elçisi yanıma geldi. -Ebrehe isminde bir cariye idi- Necaşi’nin elbiseleri ile süründüğü kokulardan sorumluydu. Yanıma girmek için izin istedi. İzin verdim. Dedi ki: Kral, Resûlullah’m kendisine bir mektup gönderdiğini ve bu mektubunda seninle evlenmek istediğini yazdığını söylüyor. Ben de:
– Allah bu müjdenden dolayı mükâfat versin, dedim.
Cariye dedi ki:
– Kral, kimi vekil ediyorsa bildirsin, dedi.
Ben, Halid b. Said b. Âs’a haber gönderip onu vekil tayin eltim. Öğleden sonra Necaşi, Cafer b. Ebıı Talıb ve orada bulunan müslümanlarm toplanmasını istedi. Müslümanlar toplandıktan sonra bir konuşma yaptı. Şöyle dedi:
– “Melik, Kuddus, Mü’min, Aziz ve Cebbar olan Allah’a hamd eder, Allah’tan başka ilâh bulunmadığına, Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna ve Meryem oğlu İsa’nın müjdelediği kişinin o olduğuna şahitlik ederim.
Ey topluluk! Bilesiniz ki, Resûlullah (sav), kendisini Ümmü Habibe binti Ebi Süfyan ile evlendirmemi istedi. Ben de Resûlullah (sav)’m isteğine uydum ve mehir olarak Ümmü Habibe (r.anh)’ye dörtyüz dinar veriyorum.”
Sonra dinarları topluluğun önüne döktü.
Ardından Halid b. Said konuştu ve şöyle dedi:
– “Hamd, Allah’a mahsustur. O’na hamd eder ve O’ndan mağfiret dilerim. Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in O’nun kulu ve elçisi olduğuna şahitlik ederim. Allah onu hidâyet ve hak din ile gönderdi ki müşrikler istemese de onu tüm dinlere üstün kılsın.
İmdi; Resûlullah (sav)’ın çağrısına uydum ve onu Ebu Süfyan’m kızı Ümmü Habibe ile evlendirdim. Allah, Resulüne mübarek kılsın.”
Ardından Necaşi dinarları Halıd b. Said’e teslim etti. (Ümmü Habibe’ııin anlattıkları böyledir.)
Bu nikâh akdinden sonra Medine’ye dönüşünde hicretin altıncı yılında onunla dünya evine girdi.
Ümmü Habibe (r.anh) ile evlenmesinin hikmetine gelince: Herhalde bu evliliğin hikmeti, Ümmü Habibe (r.anh)’nin hayat hikâyesini ve akrabalarının cahiliyet döneminde de İslâm döneminde de Haşimoğullanna düşmanlıklarını ve Peygamber (sav)’in kalpleri barıştırma hususunda gösterdiği çabayı bilen hiç kimseye gizli değildir. Ümmü Habibe (r.anh), Abdullah b. Cahş (ra)’m yanındaydı. Onunla birlikte Habeşistan’a hicret etmişti. Ama kocası orada hıristiyanlığa girdi kendisi ise İslâm üzere sebat etti. Bir kadının müslümanlığına bakın ki babası bütün aşiretiyle Peygamber (sav)’e savaş açmış, kocası ise hicret ettikleri yabancı bir ülkede İslâm’ı terk edip hıristiyan olmuş. Bu inanmış kadının iki fitne arasında terk edilmesi mi, yoksa kendisi için daha yararlı ve kendisinin de ona yararlı olduğu birinin himayesine alınması mı hikmete daha uygundur?
Ümmü Habibe (r.anh), Hz. Muaviye’nin hilafeti döneminde hicretin 44. yılında vefat etmiştir.