Peygamberimizin Hz. Sevde (r.anh) İle Evlenmesi

By | 6 Temmuz 2015

peygamberimizin-hz-sevde-r-anh-ile-evlenmesi   Hz. Şevde (r.anh), kocası Sekran b. Amr (ra) ile birlikte müs uman olmuş ve Habeşistan’a birlikte ikinci hicrete katılmışlardı. Her ikisi de birçok sıkıntı çekmişlerdi. Mekke’ye dönüşlerinden az bir müddet sonra kocası vefat etti. Henüz akrabalarından İslâmî kabul eden kimse de yoktu. Neredeyse fitne ve eziyete maruz kalacaktı. Peygamber (sav), Hz. Hatice (r.anfı)’nin vefatından sonra ona evlenme teklif etmekle onu bu fitne ve eziyetten kurtarmak, kocasıyla çektikleri eziyetten ve Allah (cc) yolunda hicret etmekten dolayı taltif etmek istiyordu.
O halde Peygamber (sav)’in Hz. Şevde (r.anh) ile evlenmesi, dinî bir hedef ve İnsanî bir anlam taşıyordu. Heva ve şehvetten çok çok uzaktı.
Bunun en açık delili, Hz. Şevde (r.anh) yaşlanıp erkeklere karşı kadınlık görevini yapamaz duruma gelince Peygamber (sav), ona haksızlık etmemek için ondan ayrılmaya karar verdi. Onu boşadığına dair kendisine haber gönderdiğinde Hz. Şevde (r.anh), Hz. Aişe (r.anh)’ye giden yol üzerinde oturup Peygamber (sav)’i beklemeye koyuldu.
İbni Sa’d şöyle naklediyor:
Peygamber (sav)’i gördüğünde: “Sana Kitabı gönderen ve kulları arasından seni seçenin hakkı için soruyorum, beni niçin boşadın? Bende bir kötülük mü gördün?” dedi. Peygamber (sav): “Hayır” dedi.
O zaman Hz. Şevde (r.anh) şöyle dedi:
“Yine Allah hakkı için diyorum, beni geri alsan. Evet ben yaşlandım; erkeklere ihtiyacım kalmadı. Ama kıyamet günü hanımların arasında haşrolunmak istiyorum.”
Bunun üzerine Resûlullah (sav) boşamasını geri alınca da şöyle dedi: “Ben günümü (sıramı) Resûlullah (sav)’ın sevdiği Aişe’ye devrediyorum.”
Peki, o zaman Peygamber (sav)’i bağlayan neydi? O’nun sahip olduğu yüce insan! anlayış olmasaydı, Hz. Şevde (r.anh)’nin eşi olarak devam etmesini kabul etmesine sebep neydi?
Peygamber (sav)’in Hz. Şevde (r.anh) ile evliliği kocanın geçimsizliği ya da yüz çevirmesi durumunda, kadının herhangi bir şey karşılığında onunla barışmasının caiz olduğu gibi özel bir dinî meselenin gündeme gelmesine de sebep olmuştur. Hz. Şevde (r.anh)’nin davranışı bu konuda vahyin inmesine ve hem kendisi, hem de başkası için çözüm yolunun belirtilmesine sebep olmuştur.
Bu konuda Hz. Aişe (r.anh) şunu rivâyet ediyor:
Şevde bint Zem’a yaslanmıştı, Resûlullah (sav) ona çokça gitmiyordu, daha çok bana geliyordu. Resûlullah (sav)’m kendisinden ayrılacağından korktu. Ya
Resûlallah, bana ait günü Aişe’ye devrediyorum, sana helâl olsun, dedi, Peygamber (sav) de bunu kabul etti. Şu âyet-i kerime bu konuda inmiştir:
“Eğer bir kadın kocasının geçimsizliğinden yahut kendisinden yüz çevirmesinden endişe ederse, aralarında bir sulh yapmalarında, onlara günah yoktur. Sulh (daima) hayırlıdır. Zaten nefislerde kıskançlık hazırdır. Eğer iyi geçinir ve Allah’tan korkarsanız şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.” (Nisâ Sûresi, 4/128)
Bundan sonra müslümanlar pratik hayatlarında bunu ölçü olarak almışlardır.
Kaldı ki müminlerin anası olmak; Peygamber (sav)’in eşi olmak, her isteyenin ulaşamayacağı bir şereftir.
Hz. Şevde (r.anh), İslama ilk girenlerdendir. Müşrik olarak kaldıklarından kucaklarında yetiştiği ana-babasını terketmiştir. Sonra kocasıyla birlikte Habeşistan’a hicret etmiş, kocasının vefatından sonra da Allah (cc)’a ve Resûlün (sav)’e inanmaya devam edip sebat göstermiştir.
Hz. Şevde (r.anh)’nin üstün vasıfları sadece bunlardan ibaret de değildir. Bunun yanında o, yardımseverliği, fakirlere olan şefkat ve merhametiyle de bilinir. O, köle azat etmek, sıkıntılı günde yetim ve akrabayı doyurmak ve hiçbir şeyi olmayan yoksula bakmakta ne kadar da ileri idi! Ona ne kadar da çok mal gelir ve hemen ardından onu tasadduk eder ve sağ elinin infakından sol eli haberdar olmayan biri idi!
O, bu huyunu Resûlullah (sav)’m hayatında da vefatından sonra da hayatı boyunca devam ettirmiştir.
Bir defasında Hz. Ömer (ra), onun çokça sadaka dağıtıp elinde para tutmadığını öğrenince kendisine bir torba dolusu gümüş para gönderdi. Hz. Şevde (r.anh): “İçinde ne var?” diye sordu. “Gümüş para” cevabını aldığında: “Hurma gibi torbada, öyle mi?” dedi. Ardından da hepsini infak edip dağıttı.
Hz. Aişe (r.anh), onun hakkında şöyle diyordu: “İnsanlar arasında en çok onun yerinde olmak istediğim Şevde bint Zem’a’dır.”
Hz. Şevde (r.anh), Muaviye’nin hilafeti döneminde vefat etmiştir.
Netice olarak, Peygamber (sav)’in Hz. Şevde (r.anh) ile evliliği, bu dinî değerlere dayalı olduğundan onunla İnsanî yüce anlamlar, İslâm tarihinde ve müslümanların hayatında derin izler bırakan İçtimaî sonuçlar gerçekleştirmiştir.