Peygamberimizin Hz. Aişe (R.Anh) İle Evlenmesi

By | 6 Mayıs 2015

peygamberimizin-hz-aise-r-anh-ile-evlenmesi   Peygamber (sâv), Mekke’de aynı günde hem Hz. Aişe (r.anh) ve hem de Hz. Şevde (r.anh) ile nikâhlanmıştır. Ancak nikâh akdinden hemen sonra Hz. Şevde (r.anh)’nin düğününü yapıp evine getirmiş; Hz. Aişe (r.anh) nin düğünü ise, hicretten birkaç gün sonra mescid inşa edilip, Resûlullah (sav(’a ait odalar çevresinde inşa edildikten ve Resulullah (sav)’m oraya taşınıp yerleşmesinden sonra olmuştur. Hz. Aişe (r.anh), nikâhtan sonra günlerce babasının evinde kalmıştır.
Nihayet Hz. Ebu Bekir (ra), Peygamber (sav)’e giderek: “Hanımını evine gö-türmene bir engel mi var?” diye sormuş, Resûlullah (sav) da: “Evet, melıri” karşılığını vermiştir. Bunun üzerine LIz. Ebu Bekir (ra), Peygamber (sav)’e vereceği mehır olarak oniki buçuk ukiye (ukiye, kırk dirhemdir) vermiştir. Resûlullah (sav) bunları Hz. Aişe (r.anh)’ye göndermiş ve düğününü yapmıştır. O zaman Hz. Aişe (r.anh) dokuz yaşındaydı.
Peygamber (sav)’in Hz. Aişe (r.anh) ile evlenmesi, babasına ve ailesine verdiği değeri göstermek ve hem Islâmdan önce, hem de tslâmdan sonra babasıyla mevcut olan kuvvetli bağları daha kuvvetlendirmek içindi.
Peygamber (sav) ile Ebu Bekir (ra), tam anlamıyla iki dost idiler. Yüce Allah (cc) peygamberine bütün hayata hakim olsun diye hak dini gönderdiğinde, Hz. Ebu Bekir (ra) İslama ilk girenlerdendi. Allah ve Resülünün çağrısını hemen kabul etti. Sonra da canını ve servetini bütün samimiyeti ve derin bir imanla bu yola vakfetti.
Rabbimiz Allah’tır, demelerinden dolayı müşrikler tarafından işkenceye maruz kalan nice köleyi satın alarak azad etti.
Büyük servetini bu yolda dağıttı. Allah ve Resulü uğruna malını ne kadar da çok harcadı, Allah (cc)’m dinini desteklemek ve O’nun yolunda cihad için.
Peygamber (sav) en tehlikeli yolculuğunda; Mekke’den Medine’ye hicret ederken onu kendisine arkadaş olarak seçti. Vahiy, bu arkadaşlığı ve kıyamete kadar anılacak bu iyiliğini tescil etti:
“Eğer siz ona (Muhammed’e) yardım etmezseniz, (iyi bilinki) iki kişiden biri olduğu halde (Resulullah ve Ebu Bekir) kafirler onu (Mekke’den) çıkardıkları zaman Allah ona yardım etmişti. Hani onlar mağarada idiler, o zaman arkadaşına, «üzülme Allah bizimle beraberdir» diyordu.” (Tevbe Sûresi, 9/40)
Ayrıca Peygamber (sav)’in en doğru ve samimi yardımcısı idi. Hatta Peygamber (sav) onun hakkında şöyle buyurmuştur:
“Sohbeti ve malı bakımından insanlar arasında en çok güvendiğim Ebu Bekir’dir. Rabbimin katında dost edinseydim, Ebu Bekir’i dost edinirdim. Ama (yine de aramızda) İslâm kardeşliği ve sevgisi vardır.”
O halde Peygamber (sav)’in, Ebu Bekir (ra)’in kızıyla evlenmek suretiyle onunla olan ilişkilerini perçinlemesinde, onun Allah (cc) yolundaki cihadını yüceltmesinde ve bu evlilikle Islâmm güç kazanmasını, müslümanlarm güçlenmesini ve davanın zafere ulaşmasını kasdetmiş olmasında şaşılacak bir durum yoktur.
Hz. Aişe (r.anh) de bu evliliğe; müminlerin anası olmaya lâyıktı. Peygamber (sav)’in onunla evlenmekle hedeflediği dinî ve İçtimaî hedefleri gerçekleştirmeye de ehil idi.
Hz. Aişe (r.anh), İslâmî kabul etme ve onun yolunda cihad etme hususuna önceliği olan inanmış bir ailenin bir üyesiydi. Müslümanların Medine’ye hicretlerinde ailenin her ferdinin önemli tarihî bir rolü vardır. Hicretin planlanması ve gayelerinin gerçekleşmesinde her biri önemli bir görev üstlenmişti. Tarih, Hz. Aişe (r.anh)’nin kardeşi Esmanın müşrikleri nasıl atlattığını, kardeşi Abdullah ile babasının ifa etmiş oldukları görevleri asla unutmayacaktır.
Hz. Aişe (r.anh) ilim, takva ve vakarı ile şöhret bulduğu gibi üstün edeb, güzel ahlâk ve keskin zekâsıyla da şöhret bulmuştur.
O, Peygamber (sav)’in hanımlarının en küçüğü olmasına rağmen aklî yeteneği sayesinde ahlâk ve davranışlarında misâl olabilmiş ve Resûlullah (sav)’tan aldığı ilmi tam bir ehliyetle başkalarına aktarabilmiştir.
O kadar geniş bir alana ilmi taşıdı ki; Amr b. el-Âss, Ebu Musa el-Eş’arî, Zeyd b. Halid el-Cühenî, Ebu Hüreyre, Ibni Ömer, İbni Abbas gibi değerli saha- bîlerle tabiînin büyüklerinden Said b. el-Müseyyeb, Atâ b. Ebî Rabah, Atâ b. Ye- sar, İlerime, Alkame b. Vakkas ondan hadis nakletmişlerdir. Yine kadınlardan Hayre Ummu’l-Hasan, Saffiye bint Ebî Ubeyde, Amre bint Abdirrahman ve Mu- aze el-Adeviyye ve daha pek çok kimse ondan ilim elde etmişlerdir.
Mesruk şöyle diyordu: “Hz. Muhammed (sav)’in sahabesinin büyüklerinin, feraiz konusunda Hz. Aişe (r.anh)’ye soru sorduklarını gördüm.”
Ebu Musa el-Eş’arî şöyle demiştir: “Biz Muhammed (sav)’in ashabı, hangi hususta olursa olsun Aişe (r.anh)’ye sorduğumuz her müşkilimize mutlaka cevap bulmuşuzdur.”
Urve b. ez-Zübeyr şöyle demiştir: “Eıkıh alanında olsun, tıp alanında olsun, şiir alanında olsun Aişe’den daha bilgili birini görmedim.”
Atâ b. Ebî Rebah şöyle demiştir: “Aişe insanların en fakihi, en âlimi ve her hususta en iyi görüş ileri süreni idi.”
Zührî de şöyle demiştir: “Aişe (r.aııh)’nin ilmi bir tarafa Peygamber (sav)’in diğer bütün hanımlarının ve kadınların hepsinin ilmi bir tarafa toplansa, Aişe’nin ilmi daha üstün gelir.”
Sahabe arasında başka kimselerin bilemeyip sadece kendisinin bildiği meseleler ihtiva eden hadisler vardır.
Peygamber (sav)’in Hz. Aişe ile (r.anh) evliliği, Hz. Ebu Bekir (ra)’le olan dostluğunu pekiştirmiş, davanın desteklenmesine, müslümanlarm güçlenip toparlanmalarına katkıda bulunmuşsa da bunun yanısıra Hz. Aişe (r.anh)’nin kendisi de dinî açıdan büyük bir görev ifa etmiştir. Resûlullah (sav)’tan öğrendiklerim büyük bir diıâyetle değerlendirmiş ve Resûlullah (sav)’tan o kadar hadis ezberlemiştir ki başkasının onun kadar bunları yerine getirmesi ve ezberlediklerini tebliğ etmesi çok zordur. Kaldı ki Hz. Aişe (r.anh); zülıd, takva, cömertlik ve Allah (cc) korkusu ile emirlerine uyma konusunda da örnek edinilecek bir kadındı.
Bütün bunlardan bu evliliğin, din! gayelerin gerçekleşmesinde, insan! bağların güçlenmesinde, sonra da o zaman için çok önemli olan İlmî hareketin canlanmasında bir pay sahibi olduğu anlaşılmaktadır.
Ne güzel evlilikti o! Onunla İslâm güçlenip, sünnet yayılmış, müslümanların güç ve kuvveti artmıştır.
O halde Yüce Allah (cc)’ın bu evliliği üstlenmesinde ve başından sonuna kadar onu kutsamasında şaşılacak bir şey yoktur.
Bu evlilikle ilgili olarak Hz. Aişe (r.anh)’nin naklettiği hadisin son taraflarına kulak verelim, şöyle diyor Hz. Aişe (r.anh):
On yönden Peygamber (sav)’iıı hanımlarından üstün kılındım.”
– Nelerdir ey müminlerin anası? dediler.
Dedi ki:
Peygamber (sav) benden başka bekâr kızla evlenmemiştir.
Benden başka babası da anası da muhacir olan bir kadınla evlenmemiştir.
Yüce Allah (cc), berâetime (suçsuzluğuma) dair gökten vahiy indirmiştir.
Cebrail (as) gökten resmim üzerinde bulunan bir ipek parçası getirmiş ve Peygamber (sav)’e: Bununla evlen, o senin hanımındır, demiştir.
Peygamber (sav)’le aynı kaptan yıkanırdık. Peygamber (sav) benden başka kimseyle bu şekilde yıkanmamıştır.
Peygamber (sav) benimle beraberken ona vahiy inerdi. Diğer hanımlarıyla beraberken vahiy inmiş değildir.
Peygamber (sav) kollarım arasında ruhunu teslim etti. Sıram olduğu gecede vefat etti. Ve benim odamda defnedildi.”