Peygamber Efendimizin Vefası

By | 19 Mayıs 2015

peygamber-efendimizin-vefasiPeygamber Efendimiz’e gelince, o, kimseye müyesser olmayan mi’raca, ruhundaki vefa duygusu ile mazhar oldu. Meleklerin bile ulaşamadığı makamlara ulaştı, ancak gözlerin kamaştığı ve gönüllerin hayrette kalıp kendinden geçtiği o âlemi, ümmetine olan vefa duygusu ile tereddüt etmeden terk edip arkadaşlarının arasına geri döndü.

Peygamber Efendimizden önceki peygamberler de, kendilerine arka çıkan, dâva ve hizmetlerinde onları destekleyen ümmetlerine karşı ilgi duymuş ve onları sevmişlerdir. Nasıl sevmeyecekler ki, bu kimseler, en zor anlarda bile onları yalnız bırakmamışlardı. Ancak Peygamber Efendimizle diğerleri arasında şöyle bir fark vardı: Daha önce bir peygamber vefat edince çoğunlukla başka bir peygamber gelir ve işe vaziyet ederdi. Peygamber Efendimizden sonra ise, bu misyonu başta Sahabe olmak üzere, ümmetin evliyası yüklenmiştir. İşte böyle önemli bir hizmetten dolayı O da ümmetini âdeta ayrı bir sevgi ile sever ve bunu vefasıyla da ortaya koyardı.

Evet O, bir vefa insanıydı. Sadece insanlara karşı değil, taşa toprağa karşı bile vefayla dopdoluydu. Mekke’yi arzular, Uhud’a uğrar ve sık sık ilk konağı olan Küba’yı ziyaret ederdi. Çünkü orası Mekke’den ayrıldıktan sonra sinesini açıp, “Bende kalabilirsin.” diyen yerdi. Peygamber Efendimiz ise, “Sen beni misafir ettin, ağırladın.” dercesine her cumartesi mutlaka Kuba Mescidi’ne uğramaya çalışırdı. O, “Biz onu severiz, o da bizi sever.” dediği Uhud dağını da ziyaret ederdi. Keza Medine’nin mezarlığı Baki’ye gider oradakilere selâm verir ve dua ederdi. İşte onun için bu konuyla alâkalı araştırma yapan dost-düşman herkes diyor ki: Peygamber Efendimizin cemaati kadar Ona bağlı bir cemaat ve cemaatine Onun kadar bağlı ikinci bir lider ne gelmiştir ve ne de gelecektir. Ismarlama bir liderin cemaatinin ısmarlama olması kadar tabiî ne olabilir ki?
Allah (c.c.) yemin ederek onu şöyle anlatıyor: “And olsun, içinizden size öyle bir peygamber geldi ki, sıkıntıya uğramanız ona ağır gelir; size düşkün, müminlere şefkatli, merhametlidir.” (Tevbe, 9/128)