Peygamber Efendimize Vefa

By | 20 Mayıs 2015

peygamber-efendimize-vefaPeygamber Efendimizin dünyaya gönderilip risaletle görevlendirilmesi kâinat çapında bir olay olduğu gibi insanlığın yeniden dirilişi sayılır. Elindeki eşsiz Kur’ân mesajı ile dünyaya yeniden asıl düzenini verecek plan ve projeleriyle geldi. İnsanlık; din, ahlâk, ilim ve medeniyet noktalarında ona çok şey borçludur. Kim bilir o olmasaydı acaba insanlık ne durumda olacaktı? Kısacası Akif’in ifadeleriyle diyebiliriz ki:
Dünya neye malikse onun vergisidir hep,
Medyûn ona cemiyeti, medyûn ona ferdi,
Medyûndur o masuma bütün bir beşeriyet,
Ya Rab, mahşerde bizi bu ikrar ile haşret!
Kendi döneminde yaşayan arkadaşları Peygamber Efendimizin bu büyüklüğünü çok iyi anladıkları için eşsiz bir vefa ve saygı ile ona bağlı idiler. Hem kendilerinden hem de en yakın akrabalarından daha çok O’nu düşünmüş ve O’na sahip çıkmışlardı. Örneğin hicret esnasında Hz. Ebû Bekir’in diğer aile fertlerinin yanı sıra 7-8 yaşında olan kızı Aişe de yanında yoktu. Aynı şekilde Hz. Ömer hicret ederken yalnızdı ve küçük oğlu Abdullah bile yanında değildi. Ashabın yazdığı eşsiz destanı burada dile getirmek sözü çok uzatacaktır. Kur’ân’ı korumalarına benzer bir şekilde, Peygamberimizin her söz ve davranışını bize aktarmaları vefalarının en çarpıcı yanlarındandır.
Ashaptan sonra gelenler de bu titizliği göstermiş olmalılar ki, söz ve davranışlarının yazılı olduğu eserlerin yanı sıra birçok kutsal emaneti de günümüze kadar ulaşmıştır. Ancak kısa bir zamandan beridir bazı vefasız gönüller, hem hadislerine hem de diğer emanetlerine ciddi şekilde hor davranmakta ve âdeta O’nun unutulması için gayret göstermektedirler. Ama insanlık hâlâ vefa duygusunu tam kaybetmemiş olacak ki, batıklarca hemen her on yılda bir yapılan anketlerde Peygamber Efendimiz çok büyük bir farkla insanlığın kaderinde en büyük pay sahibi olarak ilk sırada yer almaktadır. Suyun tersine kürek çekenlere tavsiyemiz, bir an önce güneşe karşı gözlerini kapatmaktan vazgeçip dünya ve ahiret mutluluğuna koşmalarıdır. Onun ümmetine düşen görev ise, Ona yakışır bir hayat tarzı sergileyerek Ona vefalarını bir daha ortaya koymalarıdır.