Peygamber Efendimiz Sünnetli Mi Doğdu ?

By | 12 Mayıs 2014

Peygamber Efendimiz sünnetli mi doğduPeygamber Efendimiz sünnetli mi doğdu ? sorumuzun açık ve ayrıntılı cevabına Berzenci mevlidi şerifinde rastlayabiliriz.berzenci mevlüdü şerifinde Peygamber Efendimiz sünnetli mi doğdu sorusu gibi daha bir çok bilgi bize şu şekilde iletilmiştir;

Rasulüllâh Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem kudret-i ilâhiyye eliyle, (her türlü pislikten) nazif, göbeği kesik, hoş kokulu, cildine yağ sü­rülmüş gibi bakımlı ve gözleri inâyet-i Rab­bâniye sürmesiyle sürmeli vaziyette sünnetli olarak doğdu.

Bir kavle göre ise tamı tamına yedi gece geçtikten sonra dedesi Abdülmuttalib onu sünnet ettirdi.

Dedesi Abdülmuttalib bir ziyafet hazırla­yarak yemekler yedirdi.

Ona Muhammed ismini taktı ve makamını çok değerli tuttu.

Peygamber Efendimiz sünnetli mi doğdu metninin  şerh ve îzah

İbni Abbas (Radıyallâhu Anhümâjdân rivayete göre; Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in sün­netli ve göbeği kesik olarak doğması Abdülmuttalib’i çok sevindirdi ve:

“Bu oğlum çok şanslı olacak” derdi.

Enes ibni Mâlik (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem):

“Benim Rabbim katındaki değerimden dolayı sünnetli olarak doğdum, kimse benim avretimi görmedi” buyurmuştur. (Ebû Nu ‘aym, edDelâil, tıo:91, 1/154; el-Makrîzî, İmtau’l-esma , 4/57)

Rivâyete göre Abdülmuttalib Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellemjm doğumu hatırına deve­ler ve koyunlar keserek Mekke ehlini topladı.

Onlara ikramlarda bulundu, hatta etler kuru­tarak sahradaki vahşi hayvanlara ikram etti.Ar­tık insanların Abdülmuttalib’in o ziyafetinden başka konuştukları bir konu kalmadı.

Böylece Mekke ehli sevinçlere boğuldular, bütün sıkıntılardan ve dertlerden kurtuldular. Dedesi bu torununa çok değer verdi ve onu tüm çocuklarından daha fazla sevdi.

İbni Abbas (Radıyallâhu Anhumâ) şöyle anlat­mıştır: Abdülmuttalib çok uzun boylu ve çok güzel yüzlü idi. Onun Hıcr (Hâtim) de bir yaygısı vardı, ora­ya ondan başkası da oturamazdı, yanına başkası da oturamazdı. Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem) çocukken oraya oturunca birisi onu çekti, o da ağla­maya başladı. Bu durumu gören dedesi “Bırakın oğlumu otursun Ben bu oğlumun, kendisinden önce ve kendisinden sonra kimsenin ulaşamadığı şerefe nâil olacağını umuyorum” dedi. (Takiyyüddîn <?/Makrîzî, İmtâ ‘u ’l-esmâ4/96; Muhammed el-Bintenî, Medâricu ’s-su ‘ûd ile ’ktisâi ’l-biinıd, sh:21)

Büreyde ibni Süfyan el-Eslemî (Radıyallâhu Anh)dan rivayete göre; Abdülmuttalib Rasulüllâh (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)e babalarının adlarından birini değil de, hiç duyulmamış Muhammed adını koydu. Ona bunun sırrı sorulunca:  “Göklerde Allâh’ın, yerde de insanların onu

övmesini diledim” demiştir. Allâh-u Te’âlâ da bunu nasip etmiştir. (Takiyyüddîn el-Makrîzî, İmtâ’u’lesmâ \ 4/96)