Peygamber Efendimiz Eşleri Barıştırırdı

By | 30 Mayıs 2015

peygamber-efendimiz-esleri-baristirirdiİKİ SEVGİLİ İNSAN birbirine küsmüştü. Aralarında soğuk bir rüzgar esmişti. İncinmişti muhabbet filizleri. Burkuluvermişti yürekler. Solmuştu gül yüzler. Silinmişti yüzlerden tebessümler…
Sevgili baba, yanlarına gitti.
İki sevgili insan, birbirlerine sırt dönmüş oturuyorlardı. Peygamberimiz iki küsmüş insanın ellerini ellerine aldı. İki el Alemlerin Efendisinin elinde birleşti.
İki kırık kalp, babanın elinde bütünleşti.
İki kırgın gönül, baba elinde buluştu…
Peygamberimiz, iki genç eşin ellerini göğsü üzerinde birleştirdi.
Onarım tamamlanmıştı. Kırgınlıklar gitmiş, küskünlükler barışa dönüşmüştü.
Tebessümle baktılar birbirlerinin yüzlerine. Belki de kırgınlıklarına, kırılmışlıklarına güldüler.
Peygamberimiz genç eşlerin yanından ayrıldı. Yüzünde mutluluk tebessümleri vardı.
Dostları sordu:
“Ey Allah’ın Resulü, içeri girdiğiniz halinizle, çıktığınız hâl farklı. Sizi şimdi neşeli görüyoruz.”
Barışı seven Allah Resulü dostlarına dedi ki:
“Niye neşeli olmayayım, sevdiğim iki insanı barıştırdım!”
O, çocukları kırıldığı zaman kendisi daha da çok kırılan bir babaydı. Çocuklarının yüzlerindeki en ufak üzüntü onu can evinden vururdu.
O, babaydı…
Küsünce barıştıran, kalplerini kendi kalbiyle birleştiren, ayrılıkları kaldıran bir babaydı…
O, Alim ismiyle bilen bir babaydı. Küskünlük ve kırgınlıkları sözlü konuşmalardan önce vücut temaslarının giderici olduğunu bilmekteydi. Kırgın bir insan ile konuşurken aynı zamanda ona dokunmak, elinden tutarak konuşmanın barışı daha çabuk sağladığını biliyordu.
O, çocuklarına Alim ismiyle yönelen bir Babaydı (a.s.m.)…