Özürlü Kimselerin İbâdetleri Nasıl Olmalıdır?

By | 1 Ağustos 2015

ozurlu-kimselerin-ibadetleri-nasil-olmalidirÖzür, abdesti bozan şeyin, hiç kesilmeden akması demektir. Kadınlarda da istihâze-özür demi denen bu hal devam ederse, böyle olan kimse özür sahibidir. Bu halde her ne vakit içinde (vakit girince) namaz abdesti alınıp o abdestle namazını kılar, Kur’ân okur, Kur’ân-ı eliyle alabilir (tutabilir). Kâbe’de ise tavaf edebilir, evli İse kocasıyla münasebette bulunabilir. Bu durumlar helaldir.
Demek oluyor ki, istihâze-özür, kanamalarında bir kimse temiz demektir. Bu kanamalar dinen yapılması gereken görevlerimize engel değildir.
Ancak, böyle özür sahihleri, her beş vakitte vakit girince namaz abdesti alıyor ve o vakit her türlü ibâdet edebiliyor. Diğer namaz vakti girince, önceki abdesti bozuluyor. Yeni vakit için yeniden abdest alması gerekiyor. Demek oluyor ki, her türlü kimsenin abdestini yeni vaktin girmesi tozuyor. İşte bunu aklımızda tutacağız.
Yani, özür sahibi bir müslüman, sabah vakti girip ezan okununca abdest alır. Bu abdestle öğle vaktine kadar her çeşit ibâdeti yapabilir. Kaza namazı, nafile namaz kılabilir. Kur’ân okuyabilir. Ta öğle vakti girip ezan okununcaya kadar öğle vakti girdimi abdesti bozulur. Yani yeni vakit girmekle özürlü durumda olan kimsenin abdesti bozulur. Tabii ki abdesti bozan şeyleri söylemek gereksizdir. Yani özür hali olan kimsenin abdesti bozan şeylere bir de vaktin girmesi ekle¬niyor demek olur.