Orucun Sünnetleri

By | 22 Ocak 2015

orucOrucun Sünnetleri
İbn Ömer -Allah ondan razı olsun- anlatıyor:
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem “Hilali gördüğü¬nüz zaman oruç tutun, onu gördüğünüzde iftar edin- bayram yapın. Eğer hava bulutluysa takdir edin” buyurdu. (Buhari 1900: Müslim 1080)
Adalet sahibi güvenilir bir müslüman, ramazan hilalini gördüğünü söylediğinde onun sözüyle amel edilir. Alimler’in çoğunun kanaati budur. Buna İbn Ömer ‘in rivayet ettiği hadis delildir:
“İnsanlar hilali gözlüyorlardı, onu ben gördüm ve Rasulullah sallallahu aleyhi veselleme haber verdim. Bunun üzerine oruç tuttu ve insanlara oruç tutmalarını emretti. (Ebu Davud 2242: Darimi 2/4)
Cabir’den -Allah ondan razı olsun- anlatıyor:
Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem ramazan ayında bir yolculukta bulunuyordu, başında insanların durmuş ve gölgelendirilmekte olan bir adamı gördü ve “Bunun nesi var? Diye sordu oradakiler oruçlu dediler. Bunun üzerine Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem: “Yolculukta oruç tutmak iyilik değildir” buyurdu. (Buhari 1946. Müslim 1115)
Zeyd bin Sabit -Allah ondan razı olsun- anlatıyor:
“Peygamber sallallahu aleyhi vesellem’le beraber sahur yaptık, Sonra Peygamber sallallahu aleyhi vesellem kalktı ve namaz kıldı. Enes; “Ezanla sahur arasında ne kadar süre vardı?” diye sordu. “Elli ayet okuyacak kadar” dedi. (Buhari 1926: Müslim 1097)
Ebu Hüreyre -Allah ondan razı olsun-’den rivayet edildiğine göre Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurdu:
“Kim Allah yolunda çift çift harcamada bulunursa yani yaptığı ibadet ve kullukları bol bol ve çeşit çeşit yaparsa cennetin muhtelif kapılarının her birinden şöyle seslenilir: “Ey Allah’ın kulu bu kapıdan girmen senin için daha hayırlıdır.
Sürekli namaz kılanlar namaz kapısından, mücahidler cihad kapısından, oruçlular reyyan kapısından, çok çok sadaka verenler de sadaka kapısından cennete girmeye çağrılırlar.”
Ebu Bekir -Allah ondan razı olsun-, “Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın Rasulü, bu kapıların birinden çağrılan kimsenin diğer kapılardan çağrılmaya ihtiyacı yoktur, ama bu kapıların hepsinden çağrılacak kimse var mıdır?” dedi. Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem Efendimiz: “Evet vardır, senin de bunlardan olacağını ümid ediyorum” buyurdu. (Buhari, Savm, 4; Müslim, Zekat, 85)

ORUÇ KİMLERE FARZDIR?
İlim adamları Ramazan orucunun müslüman, âkil, baliğ, sağlıklı ve mukim olan herkese farz olduğunu icmâ’ ile kabul etmişlerdir. Kadınlar ay hali ve lohusa olmaları durumunda oruç tutmazlar. Temizlendikten sonra tutmadıkları günleri kaza ederler.
Akil ve baliğ olmayana orucun farz olmayışı Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şu buyruğu sebebiyledir: “Kalem üç kişiden kaldırılmıştır: Ayılıncaya kadar deliden, uyanıncaya kadar uyuyandan ve ergenlik yaşına gelinceye kadar küçük çocuktan.”
Hasta ve mukim olmayan kişiye orucun farz olmaması da Yüce Allah’ın: “Sizden kim hasta veya yolcu olursa o günler sayısınca başka günlerde oruç tutsun.” (Bakara,
184) buyruğu dolayısıyladır.
Bununla birlikte hasta ve yolcu oruç tutacak olurlarsa oruçları yerini bulur. Çünkü onlar için oruç açmak bir ruhsattır. Eğer azimet olan işi yaparlarsa elbetteki o bir hayırdır.

HASTA VE YOLCULARIN ORUÇ TUTMALARI MI YOKSA AÇMALARI MI DAHA FAZİLETLİDİR?
Hasta ve yolcu oruç tutmaktan dolayı zorlukla karşılaşmayacak olursa oruç tutmaları daha faziletlidir. Eğer zorlukla karşılaşacak olurlarsa oruç açmaları daha faziletlidir.
Ebû Said el-Hudrî’den -Allah ondan razı olsun- dedi ki: “Ramazan ayında Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem ile birlikte gazaya çıkardık. Kimimiz oruçlu, kimimiz oruçsuz oluyordu. Oruç tutan tutmayana, oruç tutmayan da tutana karşı içinden (olumsuz) herhangi bir duygu beslemezdi.”
Onların görüşüne göre oruç tutacak gücü bulan kimse oruç tutardı bu güzel bir işti. Yine onların görüşüne göre oruç tutamayacak kadar zayıf olan bir kimse orucunu açarsa bu da güzel bir iş yapmış olurdu.
Ay hali ve lohusa olan kadınların oruç tutmalarının farz olmamasının gerekçesi de Ebû Said radıyallahu anh’m şu hadisinden dolayıdır. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “…Kadın hayızlı oldu mu namaz kılmaz, oruç tutmaz değil mi? İşte dinindeki eksiklik bu demektir.”
Eğer hayızlı ya da lohusa kadın oruç tutacak olursa bu oruçları kabul olmaz. Çünkü orucun şartlarından birisi de hayız ve lohusalıktan temiz olmaktır. Tutsalar dahi kaza etmeleri farzdır:
Hz. Âişe radıyallahu anhâ’dan dedi ki: “Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem döneminde hayızlı olurduk. Orucu kaza etmemiz emrolunur, fakat namazı kaza etmemiz emrolun- mazdı.”
Yaşlılık, hastalık ya da benzeri bir sebep dolayısıyla oruç tutamayacak durumda olanlar oruç tutmazlar ve herbir gün için bir yoksula yemek yedirirler. Çünkü Yüce Allah azze ve celle: “Ona güç yetiremeyenler de bir fakir doyumu fidye versinler” (Bakara, 184) buyurmaktadır.
Ata’dan rivayete göre, o İbn Abbas’ı bu âyet-i kerimeyi okurken dinlemiş ve İbn Abbas şunları söylemiştir: “Bu buyruk nesh olmuş değildir. Burada söz konusu olan oruç tutacak gücü bulamayan yaşlı erkek ve kadındır. Bunlar herbir günün yerine bir yoksula yemek yedirsinler.”