Oruç Ruhu Olgunlaştırır

By | 29 Nisan 2015

oruc-ruhu-olgunlastirirİnsan, beden-ruh İkilisinden mürekkep bir varlıktır. Bedenin bir kısım ihtiyaç ve istekleri olduğu gibi, ruhun da kendine göre istekleri vardır. İnsan cismaniyeti itibarıyla küçük bir varlıktır; ama ruhî melekeleri yönüyle o, sonsuzla kucaklaşma yarışındadır. Sınırsız meyilleri, arzuları, istekleri, duyguları, hayalleri, düşünceleri ve fikirleriyle insan sanki kainatın küçük bir fihristi hükmündedir.
İşte böyle bir insanın ruhî yönünü ve bütün istidatlarını inbisat ve inkişaf ettiren meyillerinin, emellerinin tahakkukuna vesilelik eden, fikirlerini genişletip intizama tâbi tutan, şeheviyye ve gadabiyye gibi kuvvelerini zabt u rabt altına alan; insanı, mukadder olan kemalatına ulaştıran ve onu Rabbine rabteden en ulvî ve en yüksek irtibat ameliyesi ancak ve ancak ibadettir. Dolayısıyla bir ibadet şekli olan oruçta bütün bu hususiyetler mevcuttur. Peygamber Efendimiz bir hadislerinde: “Her şeyin zekâtı vardır, bedenin zekâtı da oruçtur. Oruç ise sabrın yarısıdır.” buyurmaktadır.
Namaz dinin direği, oruç ruhun direği ve gıdası, zekât da cemiyetin direğidir. Yani namazsız dinin, oruçsuz ruhun, zekât vermeden de cemiyetin ayakta durması zordur. Yemek cesedi beslediği gibi, oruç da ruhu besler. Yemek yenmeyince hayatı devam ettirmek nasıl zor ise, oruç tutmadan da ruhanî hayatı devam ettirmek o kadar zordur.
Bu sebepledir ki, insanı ruhanîleştirmeyi hedefleyen bütün dinlerde, şekil farklılıkları bir tarafa bırakılacak olursa, oruç önemli bir esas olmuştur. Hatta insanları olgunlaştırmada rehberlik eden bütün peygamberler, böyle bir misyonu yüklenmeye hazırlanma dönemlerini hep oruçlu geçirmişlerdir. Bu da, yine orucun insanı olgunlaştırmadaki tesirini gösteren ayrı bir delildir.
İnsanlarda ruh cesedin, ceset de ruhun namına gelişir. Ruhanî yönleri itibarıyla gelişmek isteyenler mutlaka oruç tutmalıdırlar. Veya şöyle söyleyelim: Oruç tutmayanlar, cesetlerinin altında kalır ve istenen ölçüde ruhanî olgunluğa ulaşamazlar…