Nefs-i-Emmârenin Kötü Sıfatları Nelerdir?

By | 21 Mayıs 2015

nefs-i-emmarenin-kotu-sifatlari-nelerdir   Nefs-i-Emmârenin kötü sıfatları on ikidir:

1) ŞİRK : Allahu tealâ’ya ortak koşanlar ve haktan gayrı ilâh tanıyanlar
2) KÜFÜR : İslâm olmayanlar, islâm dini-ni tanımayan ve kabul etmeyenler
3) CEHALET : Allahu teâlâ’yı bilmeyenler
4) GAFLET :  Allah, Peygamber, kitap, me-lek, ölüm, kabir, âhiret, öldükten sonra dirilmek, mahşer, mizan, hesap düşünmeyenler, cennet ve cehennemi akıllarına bile getirmeyenler, azaptan korkmayanlar ve bu dünyada bütün yaptıklarının yanlarına kâr kalacağını zannedenler
5) GÜNAH-I-KEBÂ’ÎR :  Büyük günahları tereddüt et-meden işleyen ve ısrarla işle-mekte devam edenler, adam öldürenler, içki içenler, zinâ ve livatâ edenler, zulmile yetimlerin ve halkın mallarını yiyenler, yalancı şahitlik edenler, dedi-kodu yapanlar.
6) KİBİR : Kendilerini bütün insanlardan üstün ve yüksek görenler, söylenen söz hak dahi olsa hakkı kabul etmeyenler
7) HIRS :Doymayan göz, kanmayan ağız sahibi olanlar
8) BUHÜL :  Tamahkâr olanlar, yemeyen ve yedirmeyenler, kimseye iyilik etmeyenler
9) ŞEHVETPEREST : Nefslerinin behimi arzularını yerine getirebilmek için her türlü denaati işleyenler, elin ırz ve namusuna göz dikenler
10) GAZAP : Olur olmaz her şeye öfkelenenler
11) HASED : Herkesin elinde olan ni’metin
mahvolmasını isteyenler, bu çirkin huyları ile kendi kendi-lerini yakan ve yıkanlar
12) HIKID : Kin besleyenler, öc almak için
fırsat gözleyenler
Bu sıfatlara sahip bulunan nefslerin sahipleri, zâhirde islâm dahi olsalar, cehennemliktirler. Nefs-i-emmâre sahipleri, sıfat bakımından kâfir ile müsavidirler. Bu saydıklarımızın hepsini veya bazılarını helâl itikad ederlerse, İslâm dininden çıkarlar. Ancak, işlediği kötülüklerin gerçekten kötülük olduğunu kabul ederlerse, müslüman fakat fâsıktırlar. Zira, ehl-i sünnet velcemaat mezhebinde olduğumuzdan, günah işleyenler kâfir olmazlar amma âsi ve fâsık olurlar. Bu gibilerin âkibetlerinden korkulur. Şu kadar ki, günahı helâl itikad ederlerse, dinden çıkarlar.
Nefs-i-emmâre ehli ile, kâfirler fark bakımından yalnız tevhidde ayrılırlar. Yoksa, sıfatları birdir.
Kendilerinde, yukarıda sayılan kötü sıfatlar gibi, Allahu teâlâ’mn sevmediği, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellemin istemediği ve Evliyâullahm ikrah ettiği, âlimlerin ittifakla günah olduğunu bildirdiği, sâlihlerin ve âşıkların ve meleklerin çirkin gördüğü ahlâk-ı zemime, her kimde bulunursa bulunsun, o kimse nefs-i emmâre sahibidir, âkibeti korkulu ve gideceği yer korkunçtur. Tövbe eder ve salih ameller işlerse ve tövbesinde samimiyet ve ciddiyetle sâbit ve daim olursa, kendilerini Allahu tealâ bu sıfatlardan halâs eder.
Bu sıfatlardan korunmak isteyenler, bu hastalığın tedavisi ve ilâcı kelime-i tevhide devam etmelidirler:

LÂ ÎLÂHE İLLALLAH

Zira, tevhid nefs-i-emmâre hastalığının yegâne devası, şifası ve kurtarıcısıdır. Tevhide devam etmekle beraber, Allahu tealâ’dan af ve mağfiret dilerler, yaptıklarına nâdim olarak gözyaşı dökerlerse, kısa zamanda kurtulabilirler. Yoksa, bu gibilerin yakın bir gelecekte korkunç azaplara uğrayacaklarını Kur’an-ı azim haber vermekte ve Resûl aleyhisselâm açıkça bildirmektedir.
Cenabı erham-er-râhimiyn, cümlemize tevfikini ihsan buyursun, âf ve mağfiretiyle şâd eylesin ve bizleri necata erdirsin. Kötü ve çirkin huylarımızı Kur’an ahlâkına ve ahlâk-ı Ahmediyyesine tebdil ve tahvil eylesin. (Âmin)