Nano Teknoloji Nedir ?

By | 5 Mart 2015

Nano Teknoloji Nedir ?Nano Teknoloji Nedir ?

Nanometre, teknik bir ölçü birimidir ve metrenin milyarda biri anlamı­nı taşır. Nanoteknoloji, maddeler üzerinde 100 nanometreden küçük bo­yutlarda gerçekleştirilen ölçüm, modelleme, işleme ve düzenleme gibi ça­lışmalardır.

Nanoparçacıklar, maddenin atomik-moleküler boyutta mühendisliğinin yapılarak yepyeni özelliklerinin açığa çıkarılması ile oluşan madde parça­cıklarıdır.

Titanyumdioksit (Ti02): Dünyada en sık kullanılan mineraldir ve nanoteknolojide kullanılan 3 ana maddeden biridir. Titanyumdioksit nanoparçacıklarının atom yapısı değiştirilerek, görülebilen ışık huzmesine olan tepkisi “yeniden inşa” edilmiştir. İşığın (foton) titanyumdioksit nanoparçacığa düşmesiyle birlikte, organik madde, kimyasal reaksiyon sonucu parça­lanmaya başlar. Bu yapay fotosentez, bitkilerde gerçekleşen fotosenteze benzer. Bitkilerde fotosentez, karbondioksit ve suyun, ışığın etkisiyle orga­nik madde yani besin üretmesidir. Ancak, titanyumdioksit, tam tersine, or­ganik maddeleri parçalayarak karbondioksit ve suya ayrıştırır. Bunun anla­mı, titanyumdioksit nanoparçacıkların, herhangi bir organik madde ya da canlı hücreye teması halinde, canlı dokunun, özellikle proteinin parçalan­ması ve fonksiyonunun değişmesine neden olan kimyasal reaksiyonu başla­tabilecek korkunç bir yetenekte olduğudur.

Türkiye’de bütün duvar boyaları nanoteknoloji yöntemiyle ve özellikle titanyumdioksit nanoparçaçıklar ile üretilmektedir. Şu anda nanoparçacıklar bütün ilaçlara, ambalajlı hazır yiyecek ve içeceklere, tuza, şekere, una ve suya koruyucu, beyazlatıcı veya nem tutucu olarak eklenmektedir. Ay­rıca kendi kendini temizleyen eşarp, kumaş ve giysiler üretilmekte, nanosıvı olarak temizlikte, ilaçlamada ve yüzey kaplamada kullanılmaktadır.

Nanoparçacıkların Canlı Organizmalara Etkisi

Nanoparçacıkların canlı organizma üzerindeki etkisini araştırmak ama­cıyla yapılan deneylerde farelerin organizmasına karışan nanoparçacıkların organizmayı hiç bir şekilde terketmediği ve organlarda çökelti olarak birik­tiği tespit edilmiştir. Yaşadıkları akvaryuma karbon nanoparçacıklar katılan terliksiler hızla ölmeye başlamış, aynı akvaryumdaki kobay balıkların ise beyin hücrelerinde hasar tesbit edilmiştir.

Nanoparçacıklar canlı hücrenin yapısına nüfuz ederek dokuların bozul­masına, genleri mutasyona sokarak genetik hastalıklara sebep olmaktadır. Ayrıca nanoparçacıkları solumanın akciğerlere büyük zarar verdiği tespit edilmiştir.

Günümüzde Nanoteknoloji özellikle tıpta kullanılmak üzere geliştiril­mektedir. Bugün nanoteknoloji ve Rekombinant-DNA metodlarıyla aşı, hormon, enzim, vitamin, aminoasitler gibi pek çok yeni ilaç üretilmektedir. İlaç, yiyecek, içecek, tuz ve suyla insan organizmasına giren nanoparçacıkların ne gibi kimyasal reaksiyonlara sebep olabileceği henüz bilinmiyor. Uzmanlara göre nano ilaçların vereceği zararların tespiti imkânsızdır.

Nanobotlar her hastalımı tedavi edecek!

İnsan vücudundaki hücreler, nanobot ve nanostrürktürler vasıtasıyla moleküler seviyede izlenecek ve düzeltilebilecek. Nanobotlar hücreleri dü­zeltme veya yeniden inşa etme yeteneğine sahip olacak. Mesela, insanda erken skleroz başladıysa, vücudundaki nanobotlar hastalığın yerleştiği böl­geyi bulacak, hasta hücreleri ve damarlardaki birikintiyi mekanik ve kim­yasal yöntemlerle temizleyecek. Herhangi bir genetik hastalık varsa, has­talık ile bağlantılı geni tespit ederek, kesip atacak ve yerine yapay “sağlık­lı” bir gen yerleştirecek. Yaşlanma başladığında bütün hücreleri atom sevi­yesinde düzelterek gençliğe geri döndürecek ve insan her zaman 20-30 ya­şında görünebilecek.

Binlerce yıl önce ölmüş varlıklar diriltilecek!

Ameliyatlar organlarda değil, moleküler seviyede yapılacak ve insan fii­len ölümsüz olacak. Dokulara yerleştirilen nanobotlar hastalığa çözüm ge­tiremezse, yeraltında ya da uzayda bulunan ve bütün sağlık problemlerine çözüm getirecek bir kapasitede olan “Merkezi Tıp Bilgisayarına ulaşarak ondan yardım isteyecek. Hatta kriyonik metot ile yıllar önce dondurulan insanların hücreleri milyonlarca nanobot tarafından onarılacak ve diriltile­cek. Bu şekilde binlerce yıl önce ölmüş fakat cesedinden bir doku parçası kalan varlıklara (bitki, mikrop, sinek, böcek, balık, hayvan veya insanlara) yeniden hayat verilecek.

Bütün insanların beyinleri tek beyin haline gelecek!

İnsan vücudundaki fizyolojik işlemleri ve kişisel iradeyi elde tutabilen bu nano-nöro bilgisayarın 2029 yılına kadar üretilmesi planlanmıştır. Na- nobilgisayarı ilk üreten olmak için, gelişmiş ülkeler arasındaki yarış sür­mektedir. Dolayısıyla nano-nöro-bilgisayar planlanan tarihten çok daha önce üretilecektir. Çünkü bu bilgisayara ilk hangi ülke sahip olursa, “seçilmiş bir insan’ın beyninin elektronik şemasını bilgisayara yükleyecek. Birer alıcı niteliğindeki nanoparçacıklar veya çipler yerleştirilerek, önceden ha­zırlanmış olan bütün insanların beyinlerini bu bilgisayarla yönetecek. Böylece bütün insanların beyni tek beyin haline gelecek.

“Deccâl’in iki gözü arasında KFR (kâfir) yazılı olacak ve bunu herkes okuyacak” (Müslim, Fiten, 102, 103, 105) Buna rağmen insanların büyük çoğunluğu Deccal’e tabi olacaktır.

“Ol!” dendiğinde istenilen şey hemen varolacak!

Bir kaç molekül büyüklüğündeki nanobotlar bütün dünyayı saracak ve kendi kendilerine hızla çoğalarak herhangi bir organik veya inorganik mad­deyi atomlarına kadar çözebilecek. Sonra bu atomlardan yeni bir madde ve­ya istenilen bir eşyayı yeniden inşa edebilecek. Nanobotlar insan sesi veya düşüncesi ile yönetilecek. “Oİ!” dendiğinde istenilen şey hemen varolacak.

“Hiç şüphe yok Deccal çıkacak”

Modern teknolojik gelişmeler insanlara cazip gelmekte, çoğu insan, şüphe duymadan, araştırmadan, bunlardaki tuzağı görmeden, büyülenmiş gibi her yeni metodu denemektedir. Teşhis ve tedavide kullanılan cihazla­rın çalışma prensiplerini, verilen isimlerin ne anlama geldiğini, bu cihazla­rın neler vadettiğini araştırmak bu metotları kullanmaya niyetlenen her müslümanın görevidir. Din alimi, cemaat önderi ve fikirlerine değer verilen toplum liderlerine ise büyük bir sorumluluk düşmektedir.

Hâlbuki, son gelişmelerin ve kullanılan cihazların Deccal’e hazırlığın son aşaması olduğunu söylemek yanlış olmaz. Son Peygamber (s.a.s): “Ben­den sonra her yenilik bidattir ve her bidat delâlettir”, demiştir. Nanotek- nolojinin vaadlerine bakılırsa, bu ilginç iddaaların ilahlık iddaası olduğu açıkça görülmektedir:

  •  Bütün insanların beyni tek beyin, bütün insanların zihni tek zihin hali­ne gelecek (Daccal’in zihni).
  •  İnsan fiilen ölümsüz olacak (ebedi yaşam iddiası)
  •  İnsan devamlı 20-30 yaşında görünebilecek (cennettekilerin yaşı)
  •  Binlerce yıl önce ölmüş insanlara yeniden hayat verilecek (ölüleri dirilt­me iddiası)
  •  “Oll” dendiğinde istenilen şey hemen varolacak (yaratma iddiası).

Peygamberimiz (s.a.v.) iki farklı Hadis-i Şerif’te şöyle buyuruyor:

“Hiç şüphe yok Deccal çıkacak. Deccal’in yanında cenneti ve cehenne­mi vardır. Onun cehennemi cennet, cenneti cehennemdir.” “Körleri ve abraşlıları (ağır hastaları) iyi eder. Ölüleri diriltir ve “Ben Rabbinizim” der. Kim onu tasdik ederse fitne-i Deccale düşer. Kim de “Rabbim Allah” der ve böyle ölürse, o zaman Deccal’in fitnesine düşmemiş olur ve ona bir daha fitne ve azab yoktur.”

Allah (c.c.) bize verdiği, hayır ile şer arasındaki seçim hakkını son nefe­simize kadar korumaktadır.

O (şeytan) sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan kork­mayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun. îsrâ Sûresi 64