Nano Teknoloji Nedir ?
Nanometre, teknik bir ölçü birimidir ve metrenin milyarda biri anlamını taşır. Nanoteknoloji, maddeler üzerinde 100 nanometreden küçük boyutlarda gerçekleştirilen ölçüm, modelleme, işleme ve düzenleme gibi çalışmalardır.
Nanoparçacıklar, maddenin atomik-moleküler boyutta mühendisliğinin yapılarak yepyeni özelliklerinin açığa çıkarılması ile oluşan madde parçacıklarıdır.
Titanyumdioksit (Ti02): Dünyada en sık kullanılan mineraldir ve nanoteknolojide kullanılan 3 ana maddeden biridir. Titanyumdioksit nanoparçacıklarının atom yapısı değiştirilerek, görülebilen ışık huzmesine olan tepkisi “yeniden inşa” edilmiştir. İşığın (foton) titanyumdioksit nanoparçacığa düşmesiyle birlikte, organik madde, kimyasal reaksiyon sonucu parçalanmaya başlar. Bu yapay fotosentez, bitkilerde gerçekleşen fotosenteze benzer. Bitkilerde fotosentez, karbondioksit ve suyun, ışığın etkisiyle organik madde yani besin üretmesidir. Ancak, titanyumdioksit, tam tersine, organik maddeleri parçalayarak karbondioksit ve suya ayrıştırır. Bunun anlamı, titanyumdioksit nanoparçacıkların, herhangi bir organik madde ya da canlı hücreye teması halinde, canlı dokunun, özellikle proteinin parçalanması ve fonksiyonunun değişmesine neden olan kimyasal reaksiyonu başlatabilecek korkunç bir yetenekte olduğudur.
Türkiye’de bütün duvar boyaları nanoteknoloji yöntemiyle ve özellikle titanyumdioksit nanoparçaçıklar ile üretilmektedir. Şu anda nanoparçacıklar bütün ilaçlara, ambalajlı hazır yiyecek ve içeceklere, tuza, şekere, una ve suya koruyucu, beyazlatıcı veya nem tutucu olarak eklenmektedir. Ayrıca kendi kendini temizleyen eşarp, kumaş ve giysiler üretilmekte, nanosıvı olarak temizlikte, ilaçlamada ve yüzey kaplamada kullanılmaktadır.
Nanoparçacıkların Canlı Organizmalara Etkisi
Nanoparçacıkların canlı organizma üzerindeki etkisini araştırmak amacıyla yapılan deneylerde farelerin organizmasına karışan nanoparçacıkların organizmayı hiç bir şekilde terketmediği ve organlarda çökelti olarak biriktiği tespit edilmiştir. Yaşadıkları akvaryuma karbon nanoparçacıklar katılan terliksiler hızla ölmeye başlamış, aynı akvaryumdaki kobay balıkların ise beyin hücrelerinde hasar tesbit edilmiştir.
Nanoparçacıklar canlı hücrenin yapısına nüfuz ederek dokuların bozulmasına, genleri mutasyona sokarak genetik hastalıklara sebep olmaktadır. Ayrıca nanoparçacıkları solumanın akciğerlere büyük zarar verdiği tespit edilmiştir.
Günümüzde Nanoteknoloji özellikle tıpta kullanılmak üzere geliştirilmektedir. Bugün nanoteknoloji ve Rekombinant-DNA metodlarıyla aşı, hormon, enzim, vitamin, aminoasitler gibi pek çok yeni ilaç üretilmektedir. İlaç, yiyecek, içecek, tuz ve suyla insan organizmasına giren nanoparçacıkların ne gibi kimyasal reaksiyonlara sebep olabileceği henüz bilinmiyor. Uzmanlara göre nano ilaçların vereceği zararların tespiti imkânsızdır.
Nanobotlar her hastalımı tedavi edecek!
İnsan vücudundaki hücreler, nanobot ve nanostrürktürler vasıtasıyla moleküler seviyede izlenecek ve düzeltilebilecek. Nanobotlar hücreleri düzeltme veya yeniden inşa etme yeteneğine sahip olacak. Mesela, insanda erken skleroz başladıysa, vücudundaki nanobotlar hastalığın yerleştiği bölgeyi bulacak, hasta hücreleri ve damarlardaki birikintiyi mekanik ve kimyasal yöntemlerle temizleyecek. Herhangi bir genetik hastalık varsa, hastalık ile bağlantılı geni tespit ederek, kesip atacak ve yerine yapay “sağlıklı” bir gen yerleştirecek. Yaşlanma başladığında bütün hücreleri atom seviyesinde düzelterek gençliğe geri döndürecek ve insan her zaman 20-30 yaşında görünebilecek.
Binlerce yıl önce ölmüş varlıklar diriltilecek!
Ameliyatlar organlarda değil, moleküler seviyede yapılacak ve insan fiilen ölümsüz olacak. Dokulara yerleştirilen nanobotlar hastalığa çözüm getiremezse, yeraltında ya da uzayda bulunan ve bütün sağlık problemlerine çözüm getirecek bir kapasitede olan “Merkezi Tıp Bilgisayarına ulaşarak ondan yardım isteyecek. Hatta kriyonik metot ile yıllar önce dondurulan insanların hücreleri milyonlarca nanobot tarafından onarılacak ve diriltilecek. Bu şekilde binlerce yıl önce ölmüş fakat cesedinden bir doku parçası kalan varlıklara (bitki, mikrop, sinek, böcek, balık, hayvan veya insanlara) yeniden hayat verilecek.
Bütün insanların beyinleri tek beyin haline gelecek!
İnsan vücudundaki fizyolojik işlemleri ve kişisel iradeyi elde tutabilen bu nano-nöro bilgisayarın 2029 yılına kadar üretilmesi planlanmıştır. Na- nobilgisayarı ilk üreten olmak için, gelişmiş ülkeler arasındaki yarış sürmektedir. Dolayısıyla nano-nöro-bilgisayar planlanan tarihten çok daha önce üretilecektir. Çünkü bu bilgisayara ilk hangi ülke sahip olursa, “seçilmiş bir insan’ın beyninin elektronik şemasını bilgisayara yükleyecek. Birer alıcı niteliğindeki nanoparçacıklar veya çipler yerleştirilerek, önceden hazırlanmış olan bütün insanların beyinlerini bu bilgisayarla yönetecek. Böylece bütün insanların beyni tek beyin haline gelecek.
“Deccâl’in iki gözü arasında KFR (kâfir) yazılı olacak ve bunu herkes okuyacak” (Müslim, Fiten, 102, 103, 105) Buna rağmen insanların büyük çoğunluğu Deccal’e tabi olacaktır.
“Ol!” dendiğinde istenilen şey hemen varolacak!
Bir kaç molekül büyüklüğündeki nanobotlar bütün dünyayı saracak ve kendi kendilerine hızla çoğalarak herhangi bir organik veya inorganik maddeyi atomlarına kadar çözebilecek. Sonra bu atomlardan yeni bir madde veya istenilen bir eşyayı yeniden inşa edebilecek. Nanobotlar insan sesi veya düşüncesi ile yönetilecek. “Oİ!” dendiğinde istenilen şey hemen varolacak.
“Hiç şüphe yok Deccal çıkacak”
Modern teknolojik gelişmeler insanlara cazip gelmekte, çoğu insan, şüphe duymadan, araştırmadan, bunlardaki tuzağı görmeden, büyülenmiş gibi her yeni metodu denemektedir. Teşhis ve tedavide kullanılan cihazların çalışma prensiplerini, verilen isimlerin ne anlama geldiğini, bu cihazların neler vadettiğini araştırmak bu metotları kullanmaya niyetlenen her müslümanın görevidir. Din alimi, cemaat önderi ve fikirlerine değer verilen toplum liderlerine ise büyük bir sorumluluk düşmektedir.
Hâlbuki, son gelişmelerin ve kullanılan cihazların Deccal’e hazırlığın son aşaması olduğunu söylemek yanlış olmaz. Son Peygamber (s.a.s): “Benden sonra her yenilik bidattir ve her bidat delâlettir”, demiştir. Nanotek- nolojinin vaadlerine bakılırsa, bu ilginç iddaaların ilahlık iddaası olduğu açıkça görülmektedir:
- Bütün insanların beyni tek beyin, bütün insanların zihni tek zihin haline gelecek (Daccal’in zihni).
- İnsan fiilen ölümsüz olacak (ebedi yaşam iddiası)
- İnsan devamlı 20-30 yaşında görünebilecek (cennettekilerin yaşı)
- Binlerce yıl önce ölmüş insanlara yeniden hayat verilecek (ölüleri diriltme iddiası)
- “Oll” dendiğinde istenilen şey hemen varolacak (yaratma iddiası).
Peygamberimiz (s.a.v.) iki farklı Hadis-i Şerif’te şöyle buyuruyor:
“Hiç şüphe yok Deccal çıkacak. Deccal’in yanında cenneti ve cehennemi vardır. Onun cehennemi cennet, cenneti cehennemdir.” “Körleri ve abraşlıları (ağır hastaları) iyi eder. Ölüleri diriltir ve “Ben Rabbinizim” der. Kim onu tasdik ederse fitne-i Deccale düşer. Kim de “Rabbim Allah” der ve böyle ölürse, o zaman Deccal’in fitnesine düşmemiş olur ve ona bir daha fitne ve azab yoktur.”
Allah (c.c.) bize verdiği, hayır ile şer arasındaki seçim hakkını son nefesimize kadar korumaktadır.
O (şeytan) sizi ancak kendi dostlarından korkutuyor. Onlardan korkmayın, eğer mü’min iseniz, benden korkun. îsrâ Sûresi 64