Namazda Niyet Nedir?

By | 8 Haziran 2015

namazda-niyet-nedir   Namazın sahih olmasının şartlarından biri de niyettir.
Niyetin esası, bir azimden ve kesin bir iradeden ibarettir. Kalbin bir şeye karar vermesi ve bir işin ne için yapıldığım düşünmeksizin bilmesi demektir.
Namazla ilgili niyet, Allah (cc)’ın rızası için namaz kılmayı kasdetmek ve hangi namazın kılınacağını bilmesidir. Zira, ameller niyetlere göredir.
Niyet, kalbe ait olmakla birlikte, dil ile de söylenmesi daha güzeldir. Meselâ; namaza başlayan kişinin, yalnızca kalbiyle niyet etmesi yeterli olmakla birlikte, diliyle de “şu namazın farzını veya sünnetini kılmaya niyet ettim” demesi daha iyidir. Hem kalp ile hem dil ile niyet edilmesi, sahih olan görüşe göre müstahabtır. Niyetin, yalnızca dil ile yapılması yeterli olmaz.
Beş vakit farz namazları ve vitir namazını kılarken, “Bugünkü sabah namazını kılmaya…” veya “Bugünkü vitir namazım kılmaya…” diye niyet edilerek, namazın hangisi olduğu belirlenmelidir. Yalnızca “farz namazı kılmaya” diye niyet edilmesi yeterli olmaz, onun hangi günün namazı ve hangi namaz olduğu da belirlenmelidir. Ancak, vakit içinde kılman bir farz namazın, hangi namaz olduğu belirlenmek-sizin “Bu vaktin farzını kılmaya…” şeklinde niyet edilmesi yeterlidir.
Niyette namazların rekât sayısını anmaya gerek yoktur.
Nafile namazlarda ise, yalnızca namaza niyet etmek yeterlidir. Fakat, “falan namazın ilk sünnetine…” şeklinde niyet edilebilir. Bu namazlann, sünnet-i müekkede veya sünnet-i gayr-i müekkede olmaları arasında bir fark yoktur. Ancak teravih namazı için “Teravih namazını…” veya “Vaktin sünnetini kılmaya niyet ettim” denilmesi gerekir. İhtiyata uygun olan budur.
Niyetin, tekbir alma zamanına yakın olması daha faziletlidir. Niyet ile tekbir arasında namaza aykırı bir hal bulunmamak şartıyla, daha önce de niyet edilebilir. Meselâ; bir kimse abdest alırken hangi namazı kılacağına niyet etse, sonra konuşmak, yiyip-içmek gibi namaza aykırı bir şey yapmaksızın namaz kılmaya başlasa namazı sahih olur.
Tercih edilen görüşe göre, tekbir’den sonra yapılan niyet ile namaz sahih olmaz.
Farz namaz kılınırken kazaya, kaza namazı kılınırken farza niyet etmek suretiyle kılman namaz sahih olur. Meselâ; öğle namazının vaktinin çıkmadığını sanarak öğle namazının farzını kılmaya niyet eden bir kimse, namazını bitirdikten sonra öğle vaktinin çıktığını anlasa, farza niyet ederek kıldığı namaz kaza yerine geçer.
Bir kimse, öğle namazının vakti içinde, hem öğle namazına, hem de ikindi namazına niyet etse, bu niyet, vakti girmiş olan namaz için geçerli olur. Vakti girmemiş olan namaza niyet edilmesi buna mani olmaz.
Bir vaktin farzına niyet ederek namaza başlayan, fakat nafile namaz kıldığı zannı ile namazını tamamlayan kimsenin bu namazı, niyeti üzerine sahih olur. Çünkü niyetin, namazın sonuna kadar hatırda tutulması şart değildir.
Farza niyet ederek tekbir alan kimse, sonra tekrar farza niyet ederek tekbir alsa, farz namaza yeniden başlamış olur.
Yine, öğle namazına niyet ederek tekbir alıp bir rekât kıldıktan sonra, nafile namaza niyet ederek tekrar tekbir alan kimsenin öğle namazı bozulur, ikinci niyetine göre namaza başlamış sayılır.
İmama uyulduğunda da “Bugünkü yatsı namazının farzını kılmaya niyet ettim, uydum imama” şeklinde niyet edilmesi gerekir. Aksi takdirde imama uymak sahih olmaz.
Cemaate yetişip de imamın, farzı mı yoksa teravihi mi kıldırdığım bilemeyen kimse, farza niyet ederek imama uyar; eğer imam farzı kıldırıyorsa, imama uyan kişinin kıldığı namaz da farz namaz olur; imam teravih namazını kıldırıyorsa, imama uyan kişinin namazı nafile yerine geçer.
Tek başına namaza başlayan kimse, imama uymaya niyet ederek diliyle tekrar tekbir alsa, önceki namazını bozmuş, imama uymuş sayılır.
İmama uyan kimsenin, hangi namazı kılacağını belirtmeksizin yalnızca “İmama uydum” veya “İmama iktida ettim” veya “İmamla beraber namaz kılmaya niyet ettim” demesi, tercih edilen görüşe göre yeterli olmaz.
Bir kimse imama uymaya niyet edip namaza başladığı halde imam henüz namaza başlamamış bulunsa bu iktida, sahih olmaz. Hatta, “Allah” veya “Ekber” lafzını, imam daha bitirmeden bitiren kimsenin imama uyması da sahih olmaz. Fakat, imamdan sonra ikinci kez tekbir alırsa imama uymuş sayılır.
İmam Ebu Yusuf a ve İmam Muhammed’e göre, imama uyacak olan kimse, imam Allahu Ekber deyip namaza başladıktan sonra imama uymaya niyet etmelidir. Ancak böyle yapıldığında imama uyulmuş olur ve imamdan önce tekbir alınma ihtimali ortadan kalkar.
İmam Ebu Hamfe’ye göre ise, cemaatin tekbiri imamın tekbirine yakın olmalıdır.
Kendisine uyulan imamın kim olduğunun bilinmesi gerekmez. Ahmed olduğu zannedilen imamın Mehmed olduğu anlaşılsa, bu durum imama uymanın sıhhatine engel teşkil etmez. Ancak, ‘Ahmed’e uydum’ şeklinde tasrih edilerek niyet edilip de imamın Mehmed olduğu anlaşılırsa, imama uyma sahih olmamış olur; çünkü bu, kayda bağlanmış bir niyettir.
İmamın, imamete niyet etmesi gerekmez. Ancak kendisine kadmlann da uymaları sahih olması için imamete niyet eylemesi lâzımdır. Şu halde bir imam: “Ene imamün limen tebianî (Ben bana uyanlara imamım)” diye niyet etse kendisine kadınlar da iktida edebilirler.