Namaz Demek, Çıkmaktır Allah’ın Huzuruna

By | 12 Ağustos 2015

namaz-demek-cikmaktir-allahin-huzurunaNamaz demek, bir lâhzacık arşa uçmak, Cehennemden kaçmaktır.
Namaz, Müminin mî’racıdır. Allah âşıkları namazları ile arşı-âlâlara yükselirler.
Namaz kılmak, insanın yaradılış gayesine ermesi demektir. İnsan ibâdet için yaratılmıştır. İnsanın ilk vâzifesi, kendisini yoktan var eden, yaradan Rabbine olan kulluk, ibâdet vazifesini yerine getirmektir.
İşte Ey Allah’ın Sevgili Kulu! Boş vakitlerini Hakk’a secde ederek, Allâh diyerek değerlendiren mümin kardeşim! Haftanın gecelerinde ve gündüzlerinde Allâh’ın rızasını kazanmak için kılınan nâfile namazların sevablarının büyüklüğü ve faziletinin üstünlüğünü şimdi biraz kavramış bulunuyoruz sanırım!…
Namaz insanı dâimâ mevlâsının huzûrunda bulundurur, insanı gafletten uzak tutar. Cehennemden emin kılar, günahlardan muhafaza ederek korur, bu incelik ve hikmetlerden dolayıdır ki, Farz, vacib ve sünnet namazlardan sonra, nâfile, mendûb ve müstahab olarak kılınan namazların değeri, sevâb ve mükafatları da sonsuz ve nihâyetsizdir.
Nefsinin esiri ve şeytanın fermanlı bir kölesi olan gaflet ehlinin ömürleri, bir su gibi boşa akmakta olduğunu görmek ne acıdır!.. Kendisinin insan olduğunu anlayamamış! Yaradılışındaki sebebi kavrayamamış!.. Niçin bu dünyaya geldiğini bir türlü idrâk edememiş! Sayılı nefeslerini oyun ile, eğlence ile bitirip tüketmekte!. İçkinin dumanından, kadının yamanından meded ummaktadır. Bu ne kötü bir aldanıştır. Allâh diyen, Hak diyen Mümin, musallî, mutlu, bahtiyar Allâh’ın sevgili kulları pâk alınlarım secdelere koymuş “Yâ Rabbi! Sen pek yücesin! Hertürlü eksiklerden münezzeh, uzak ve berîsin!” diye yalvarırken! Sen, ey gaflet gömleği içinde eriyen zavallı!. Bedbaht! Mutsuz adam! Huzursuz, sıkıntılar içinde, iğneli fıçı içinde bedbaht bir varlık gibi kıvranan kadın! Sen ömrünü, en değerli sermâyeni boş yerlerde, oyunlarda pavyonlarda, sinema başında, eğlence peşinde tüketmektesin!..
Sen, hiç düşündün mü? Niçin dünyaya geldin, nereden geldin, nereye gideceksin?.. Ölümü öldürdün mü? Mezarın kapısını kapadın mı? Hani annen-baban, kardeşlerin? Halaların, teyzelerin, dayıların, amcaların? Büyük babaların, Ninelerin nerede?… Baksana saçlarına ak düşmüş! Yüzlerin kırışmış, hâlin, takadın kalmamış! Nedir bütün bunlar? Hâlâ mı aklını başına almayacaksın!..
Evinin köşesine bir sinema perdesi asmışsın, 5-10 saat hiç nefes almamacasına ona bakıyor,
dünyada olan yarışmaları seyrediyorsun. Oyunlar, danslar, filimler, bandlarL Bütün bunlar, senin ömür sermayeni yiyip bitiren kurtlar.
Düşündün mü bunları? Evinin köşesine oturttuğun bu oyun perdesini, (TV) eğlence, eğlenme ve oyalanma aracı senin, evinin tavanını senin başına göçüreceğini, bir gün olup da evinle barkınla, çoluğunla çocuğunla bir daha kıpırdayamaz bir hâle geleceğini hiç düşündün mü?
Akıllı adam, başkasından ibret dersi alan, başkalarının başına gelenlerden öğüd alan ve kendisini, çoluk çocuğunu ona göre mutlu doğru yola götüren adamdır.
Ahmak adam, akılsız adam da, başkasına ibret levhası olan adamdır. Bütün kötülükleri bizzat kendisi işleyerek felâket ve mutsuzlukda başkalarına ibret dersi olan zavallı adamdır.
Akıllı müslüman, vakitlerini ibâdetle, hayırlı bir şeyler yapmakla, faydalı bilgiler öğrenmekle değerlendiren kimsedir. Çoluğuyla, çocuğuyla boş faydasız şeylerden uzak durmak mutlu olmanın tek yoludur.