Müşriklerin Sonu hakkında Ayet: “De ki, yeryüzünde bir gezin de bakın, bundan öncekilerin sonu nasıl olmuş! Onların pek çoğu müşrik idiler.” (Rum; 42)
Müşriklerin Sonu hakkında Hadis: “Müşrik olarak ölenle, bir müslümanı haksız yere öldüren hariç, Allah bütün günahları affedebilir.” (Ümmü Derda’dan)
Müşriklerin Sonu hakkında Hikâye: Müşriğin Okundan Etkilenmeyen Sahabi
Müşriklerden birisi Zatü’r-Rika gazvesinde “Muhammed’in Ashabından kan dökmeden geri dönmeyeceğim” diye yemin etmişti. Bu yüzden Resûlullah’ı ve Müslümanları tâkibe koyuldu. Resûlullah bir yerde mola verdi ve: “Kim bizi (nöbet tutup) koruyacak?” diye sordu.
Muhacir ve Ensâr’dan birer adam vazifeyi üzerlerine aldılar. Resulullah, bunlara: “Şu geçidin girişini tutun (orada bekleyin)!” diye ferman buyurdu. Bu iki zat, geçidin ağzına gelince Muhacirden olanı, yattı. Ensârî de namaz kılmaya başladı. Derken tâkipçi adam da oraya geldi. (Namazdaki nöbetçinin) silûetini görünce anladı ki, bu, askerlerin koruyucusudur, derhal bir ok atıp sapladı ve atmaya devam etti. Nöbetçi sahabi üçüncü okla ağır yaralanmıştı. Derhal rükû ve secdeleri yapıp namazını tamamladı ve arkadaşını uyardı: “Kalk artık kalk! Ben yaralandım arkadaş, hareketten kesildim!” Arkadaşı yerinden fırlayınca, okçu müşrik de korkup uzaklaştı. Yaralı arkadaşının durumunu gören Muhacir hayretle sordu:
“Fesubhanallah! Sana ilk ok atılanca beni uyandırsaydın ya!”
“Okumakta olduğum bir surenin ortalarında idim. Onu kesmek istemedim. Eğer Resûlullah’ın bize verdiği nöbetçiliğe zarar gelmeyecek olsaydı, canım çıkasıya okuduğum sureyi kesmezdim.”