Medine şehri hakkında bilgi Ayet: “Ne Medine halkının, ne de etrafındaki bedevilerin, Allah’ın Resulünden geri kalmalan ve ona ihtimam göstermeyip kendi canlarının derdine düşmeleri olacak şey değildir (Bunu yapacak bir tek kişi bile çıkmasın). Bu böyledir, çünkü onlann Allah yolunda uğrayacakları hiçbir susuzluk, yorgunluk, açlık, kâfirleri öfkelendirecek tarzda bir yere ayak basıp ele geçirmeleri ve düşmana karşı başarı kazanmalan yoktur ki, mutlaka o sebeple kendilerine güzel bir iş ve sevap yazılmış olmasın. Çünkü Allah iyi davrananların mükâfatlannı zayi etmez.” (Tevbe; 120)
Medine şehri hakkında bilgi Hadis: “Sizin hicret edeceğiniz yerin iki kara taşlık arasında hurmalık bir yer olduğu bana gösterildi…” (Buhâri, 4/255; Tecrid-i Sarih, 10/86)
Medine şehri hakkında bilgi Hikâye: Kutlu Şehir
Efendimiz Hicret esnasında Kuba şehrinde mola vererek Cuma namazından sonra Medine’ye hareket etti. Medine, tarihinin en önemli gününü yaşıyordu. Halk, bayram sevinci içinde, yollardaydı. Resûl-i Ekrem’in anne tarafından akrabası olan Neccâroğullan, O’nu karşılamaya gelmişlerdi. Ensâr’ın ileri gelenleri O’na yaklaşarak: “Ey Allah’ın Resûlü! İşte evlerimiz, işte mallarımız, işte canlarımız emrinize hazır” dediler. Peygamberimiz, onları taltif ve gönüllerini hoş ederek yoluna devam etti. Tam şehre gireceği sırada kadınlar, damlann üzerine çıkarak şöyle şiir söylüyorlardı: “Veda tepesinin sırtlarından ay doğdu üstümüze, Allah’a davet eden bulundukça şükretmek vacip oldu bize.” Medine halkı, Resûlüllah’ın (sav) gelişinden duyduğu sevinci, hiçbir şeyden duymamıştı. Herkes Peygamber Efendimizi, kendi evinde misafir etmek istiyor, “Ey Allah’ın Resûlü, bize buyurunuz…” diyerek devesini durdurmaya çalışıyordu.