«Mahşer Ahvali»

By | 29 Mayıs 2015

mahser-ahvaliSemalar yarılıp açılıverir,
Gök kubbe bir ânda düşer derine,
Yıldızlar savrulup saçılıverir,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Denizler kaynayıp karışır birden,
Kabirler deşilir, sıyrılır perden;
Mahcup ve perişan kalktığı yerden,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Her nefis öğrenir â’mali nedir,
Tâ’ati nelerdir, ihmali nedir;
İyilik, kötülük, vebâli nedir;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Ey insan! Ne diye gururlanırsın?
Bu gençlik, güzellik bâki sanırsın;
Nefsine uyma ki, çok aldanırsın;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Sen kesap gününü etme ki inkâr,
Mağfiret eylesin ol yüce hünkâr,
İsyanın zarardır, iyman ise kâr;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Kirâmen kâtibiyn korurlar seni,
Ne yana dönersen görürler seni,
Sen, seni bilmezsin, bilirler seni;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Mü’mine va’doldu cennât-ün-nâ’im,
Kâfirin makam cahimdir, cahim;
Âsiye merhamet eyler mi Rahim,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Bir hesap günü var, bildin mi gafil;
Sûrunu üfürür o gün İsrafil,
Tâ’atm olacak azaba kâfil,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Milyonun olsa da eylemez fayda,
İstersen ömrünü geçir sarayda;
Zâhirin, bâtının olur hüveydâ;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Kurulur o demde mizan muhakkak,
Hak kaza olunur, Kadı olur Hak;
Seyyiat – Hasenât hep tartılacak,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Kaybolmaz zerrece ne hayır, ne şer;
Hepsini önünde bulacak beşer,
Adalet günüdür, bilmiş ol mahşer;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Yamna kâr kalmaz ettiğin zulüm,
Zâlimden ha «kını alacak mazlûm,
Kâfirler edemez Hakka tazallüm,
Sürerler be.c ari mahşer yerine..
Cehennem şiddetle alevler saçar,
Analar, babalar evlâttan kaçar;
Sararır gül yüzler, benizler uçar;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Kimisi Sırat’ı sür’atle geçer,
Kiminin ayağı takılır, sürçer;
Kimisi Kevseri, Resûl’den içer;
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Enbiyâ, Evliyâ diz üstü düşer,
Titreşir korkudan, dudaklar şişer,
Kafalar içinde beyinler pişer,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Âdem’den, îdris’ten imdat umulmaz,
Musa’dan, Isa’dan çare sorulmaz,
Kimseden kimseye şefaat olmaz,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Münadi seslenir: (Ahmed’e varın,
Şefi’i odur, hep günahkârların,
Onsuz pek haraptır, hali kulların)
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Koşarlar Nebiyyi zişâna heman,
Feryad-ü figanla derler: (El’aman!)
Ümmetin perişan gördüğü zaman,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Resûl-ü müctebâ ağlar bu hale,
Melekler düşerler hüzn-ü melâle,
Teveccüh eylerken ol Zül-celâle,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Secdeye kapanır Arş-ı â’lâya,
Niyazda bulunur kadir Mevlâ’ya,
Yürekler dayanmaz bu vâveylâya,
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Resûl-üs-sakaleyn eyleyip nida,
(İlâhi! Fatımam yoluna feda,
Lâyık mı kapından boş dönsün geda)
Sürerler beşeri mahşer yerine..
(Hasanım, Hüseynim nezridem sana
, Zeynebim, Rukiyem bezlidem sana,
İlâhi! Ümmetim bağışla bana..)
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Hak celle ve âlâ buyurur şöyle:
(Habibim! Gam yeme, üzülme böyle;
Ümmetin affettim, ağlama öyle..)
Sürerler beşeri mahşer yerine..
Ey Aşkî! Ne mutlu ümmeti oldun,
Muhammed aşkıyla himmeti buldun,
Ni’meti, izzeti, cenneti buldun;
Sürerler beşeri mahşer yerine..