Kurbanın Kesimi

By | 13 Mayıs 2015

kurbanin-kesimiMüslüman, Allah’a teslim olmuş insan demektir. Bu itibarla o, Allah’a sunacağı şeyin “metod ve şekli”nin seçimini kendi yapmaksızın, Rabbisi kendisinden nasıl sunulmasını istiyorsa o şekilde yapar. Böyle davranmakla Allah’ın takdirine teslimiyetini göstermiş olur. Kur’ân’da genel bir disiplin olarak şöyle buyrulmuştur; “Kim Allah’ın şeairini tazim ederse, şüphe yok ki bu, kalplerin takvâsındandır.” (Hacc suresi, 22/32) Bu itibarla Allah neye ne ölçüde değer veriyorsa ona o ölçüde rağbet göstermek takva ile çok yakından alâkalıdır.

Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) kurbanlığın kesilmesi ile ilgili şöyle buyurmuştur; “Allah her şeyin ihsanla (Allah’ın teftişine arz ediliyor gibi) yapılmasını kabul etmiştir: öyle ise bir hayvanı boğazlarken, ihsan hissi ile kesin, içinizden kurban kesen kimse bıçağını iyice bilesin ve keseceği hayvanını rahat ettirsin.” (Müslim, Sayd, 57; Ebu Davud, Edahî, 11)

Hayvan, kesim yerine incitilmeden götürülür, kesileceği zaman da kıbleye karşı ve sol tarafı üzerine yatırılır. Elinden geldiğince, kurban sahibinin kurbanı kendisinin kesmesi mendup olmakla birlikte, bir başkasına vekalet vermek suretiyle de kestirebilir. Kurbanı kesecek kimsenin Müslüman olması tercihe şayandır. Yahudî ve Hıristiyanlara da kesim yaptırılabilir. Çünkü ayette, ehl-i kitabın kestiğinin yenilebileceği ifade edilmiştir: “Ehl-i kitabın kestikleri ve diğer yiyecekleri size helaldir. Sizin yiyecekleriniz de onlara helaldir.” (Maide suresi, 5/5) Yalnız şu ayette bildirildiği üzere “…Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın etini haram kıldı.” (Bakara suresi, 2/173) kesilen hayvanın Allah namına kesilmesi gerekir. Dolayısıyla bir Hristiyan’ın hayvanı keserken “Mesihin adına” veya başka bir şey namına diyerek kestiğini duyan bir Müslüman’ın o etten yemesi caiz değildir. Ehli kitaptan birine kurban kestirmeyi mekruh gören âlimler de vardır.

Kurban sahibinin kurbanını bizzat kendisinin kesmesi veya Müslüman birisine kestirmesi ve kesim esnasında da orada hazır bulunması müstehaptır. Zira Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) başkasına kurbanını kestiren kimsenin kesim anında orada bulunmasını ve kesenle birlikte şu ayetleri okumasını tavsiye etmiştir ki bu ayetler hayvan besmele çekilip kesilmeden önce veya sonra okunur;
“Ben batıl dinlerden uzaklaşarak, yüzümü, gökleri ve yeri yaratan Rabbülâlemin’e yönelttim.” (En’âm suresi, 6/79)

“De ki: “Benim namazım da, her türlü ibadetlerim de, hayatım da ölümüm de hep Rabbülalemin olan Allah’a aittir. Eşi ortağı yoktur O’nun. Bana verilen emir budur. O’na ilk teslim olan da benim.” (En’âm suresi, 6/162-163) Bu ayetlerle dua ettikten sonra devamla “Allah’ım dostun İbrahim’den habibin Hz. Muhammed’den (sallallahu aleyhi ve sellem) kabul buyurduğun gibi benden de kabul buyur.” şeklinde veya benzer tarzda dua eder. Daha sonra tekbir (Allahu Ekber) ve tehlil (La ilahe illallah) getirir.

Kurbanı kesen kimse hayvana eziyet vermemeye dikkat etmelidir. Bıçak hayvana gösterilmemelidir. Kullanılacak bıçak keskin olmalıdır. Kıbleye karşı yatırılan hayvan, sağ elle tutulan bıçakla kesilirken “Bismillahi Allahü Ekber” denir. Enes b. Malik (r.a.) Hz. Peygamberimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) iki alaca (semiz) koç kurban kestiğini, ayağını yanlarına basarak “bismillah” deyip, tekbir aldığını., Sonra onları kendi elleriyle kestiğini gördüğünü söylemiştir.”

Kurbanı başkasına kestiren kimse de, hayvan kesilirken besmeleye iştirak eder. Kurbanı kesen kimse keserken Allah’ın adını zikretmeyi (besmele) kasten terk ederse Hanefî mezhebine göre bu hayvanın eti yenilmez.
Kesilen hayvan fazla acı duymaması için, hareket hali sona ermeden derisi yüzülmemelidir. Kurban sahibinin, kurban kesildiği gün, ilk yemeğini kurbanın ciğerinden seçmesi güzel bir davranıştır.

Kurban kesmenin rüknü, kurbanlık hayvanın boğazlanarak kanının akıtılmasıdır. Sığır, manda, koyun ve keçi cinsinden hayvanlar yatırılıp çenelerinin hemen altından boğazlanır. Bu şekilde kesilmelerine “zebh” denir. Deve ise ayakta sol ön ayağı bağlanarak göğsünün hemen üzerinden kesilir ki, buna da “nahr” denilir. Kesim işlemi boğazın iki tarafındaki şah damarları, yem ve yemek borusu kesilerek yapılır ve hayvanın kanı iyice akması için bir süre beklenilir.

Şoklama ile hayvan kesilebilir. Yalnız bir hususa dikkat etmek gerekir; şoklama veya bayıltma kesim anında hayvanın mukavemetini zayıflatıyor fakat hayatına tesir etmiyorsa; yani hayvan ölmeyip yaşıyorsa, ancak kesildiğinde kanı akıyor ve ölüyorsa, bu şekildeki bir şoklama veya bayıltma ile hayvan kesilebilir. Eğer hayvan, henüz kesilmeden, şokun etKisiyle ölürse; o, kurban olamayacağı gibi, eti de yenmez.