Kevser Sûresinin İzahı

By | 6 Ağustos 2015

kevser-suresinin-izahiKevser Sûresi, Müslümanlığın ilk devrelerinde (zamanlarında) Mekke’de nâzil olan (inen) sûrelerdendir.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (Aleyhisselâm) İslâm dinini getirdiği ilk günlerde bütün puta tapan Kureyşli kâfirler kendisine düşman oldular. Hem Peygambere, hem de Peygambere îmân eden, inanan fakir kimsesiz olan Müslümanlara çok işkence ediyorlardı. Zaten ilk Müslümanlar, Ebû Bekir’den başkası hep fakirler, kimsesizlerdi. İçlerinden bir tek Ebû Bekir zengindi.
Bu işkence devresinde daha müslümanların sayısı pek azdı. Üstelik kimi kimsesi olmayan, akrabası az veya hiç yok denecek şekilde az olanlar müslüman olmuştu. Böyle eziyet ve işkence zamanında bir de Peygamberimizin mübârek oğlu Abdullâh vefât etti (öldü). Kâfirler, bunu behâne ederek ezâ ve cefâlarını arttırdı. Peygamber olsaydı erkek evlâdsız mı kalırdı, diye Peygamberimize dil uzatmaya ve ezâ etmeye cür’et ettiler.
Arabistan’da erkek çocuğu olmayan kimselere “Ebter” derlerdi. Yâni erkek evlâdı yok, adı sanı kesildi, zürriyetini devam ettirecek, neslini sürdürecek kimsesi kalmadı, demek istediler. Peygamberimiz, kâfirlerin bu dedikodularından çok üzüldü.
İşte bu sûre, böyle tehlikeli (kritik) bir devrede Peygamberimize geldi. Kevser sûresinde Allah, Peygamberimiz Hz. Muhammed (Aleyhisselâm)a verilen hayırları bildiriyor. “Kevser”in tefsirlerimizde 30’a yakın ma’nâsı ayn ayn açıklanır. İşte bu sûre kısadan bu hakikatları bildirir. Peygamberimizin düşmanlarının neslinin kesileceğini, her hayırdan mahrûm kalacaklarını haber veriyor. Bütün İslâm düşmanlarının durumu sûrenin bildirdiği gibi olmuş, hepsinin nesli kesilmiş, adları sanlan kalmamış, zürriyetleri yok olmuştur.
Kur’ân’da en kısa sûre budur . Kelime ve cümle bakımından en kısa olan bu “Kevser Sûresi” ma’nâ bakımından en uzun ve geniş olan bir sûredir. 114 sûre olan Kur’ân-ı Kerîm’de sanki bu sûre en geniş ma’nâlan içine almıştır.
Müslümanlığı bu küçük sûrede izâh edebiliriz. Aynı zamanda bu sûre, Müslümanlığın ilk doğduğu ve Allâh’tan başka hiçbir desteği olmadığı o işkence devirlerinde İslâm’ın gelecek nesillerin dini olacağını ve İslâm’a karşı çıkanların helâk olup yok olacaklarını bildirmektedir ve durum Kevser Sûresi’nin bildirdiği gibi olmuştur. İslâm’a ve Hz. Muhammed (A.S.)a karşı çıkanlar helak olmuş ve yok olmuşlardır. Hz. Peygamberin şâmnın, yüceliğinin dünyâda devam edeceği gibi, âhirette de hayri kesirin (kevser nimetinin)devam edeceğini müjdelemektedir.
Bütün bu hayri kesirin (pek çok hayrın) kevserin karşılığında teşekkür olmak üzere namaz kılmak, kurban kesmekle emir ediliyor. Demek ki, namazı ve kurbanın ehemmiyeti burada işâret ediliyor.
Öyle ise namaz ibâdetimizi hiç ihmâl etmeyelim. Namazlarımızı vaktinde kılalım.