Kadir Gecesini Ramazan’ın Yirmi Yedinci Gecesinde Aramaya Teşvik

By | 14 Temmuz 2015

kadir-gecesini-ramazanin-yirmi-yedinci-gecesinde-aramaya-tesvik    Abdullah İbn-i Mesûd (Radiyallahu Anh) buyuruyor ki:
“Kim senenin bütün gecelerini ibadetle geçirirse Kadir gecesini bulabilir.”
Biri, Übey bin Ka’b (Radiyallahu Anh)’a bunu söyleyince şöyle buyurdu:
“İbn-i Mesûd (Radiyallahu Anh), halkın sadece bir gecelik ibadetle yetinmemelerini istiyordu.”
Sonra yemin ederek Kadir gecesinin Ramazan’ın yirmi yedisinde olduğunu söyledi.
Bazıları nereden biliyorsun? dediler.
Ka’b (Radiyallahu Anh) da:
“Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in haber verdiği;
“O gecenin sabahında güneş ışınsız bir şekilde doğar.” deliliyle biliyorum” buyurdu.
Aynı şekilde o gecenin alametlerinden bazıları hadis-i şeriflerde geçtiği üzere şunlardır:
O gece parlak ve açık bir gecedir. Ne sıcak, ne de soğuktur. O gecenin sabahında güneş hafif bir kırmızılıkla doğar.”
Ubey bin Ka’b (radiyallahu anha)’dan gelen bir rivayette Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) bu geceyi işaret buyurmuştur. Hz. Ömer (Radiyallahu Anh) bu hususta kuvvetli bir kanaate varmak arzusuyla ashabı toplayıp fikirlerini alır. Hepsi de Ramazan’ın son onunda olduğunda görüş birliğine varırlar.
Heyette bulunan îbn-i Abbas söz alarak:
“Ben Kadir gecesinin hangi gece olduğunu biliyorum.” der.
Hz. Ömer:
“Hangisi?” diye sorunca:
“Son ondaki geçen veya kalan yedinci gece.” der.
Hz. Ömer (Radiyallahu Anh):
“Bunu nereden bildin, delilin nedir? diye sorunca,
Ibn-i Abbas şu açıklamayı yapar:
“Allah yedi sema, yedi arz, yedi gün yarattı.
Ay da yedi üzerine (yedişer günlük haftalar halinde) devam ediyor.
insan da yediden yaratılmıştır, yediden yer, yedi üzerine secde eder.
Kabe’yi tavaf yedidir, şeytana atılan taş da yedidir.”
Bunların hepsi delil yoluna gitmekten ibaret olup kesin bilgi ifade etmez. Zîra Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) başlangıçta Kadir gecesinin vaktini biliyordu, ancak insanlar diğer geceleri terk ederek sadece o geceyi ihya ederler endişesiyle, insanlara bildirmekle izinli değildi. Sonra da insanlar sorup öğrenmesin diye unutturuldu.
“Ben uyuyordum. Rüyamda biri bana:
“Kalk, bu gece Kadir gecesidir.” dedi.
Ben de hemen kalkıp Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in yanına geldim. O, namaza başlamıştı. O gece yirmi üçüncü geceydi.”
İbn-i Abbas (Radiyallahu Anh) şöyle buyurdu: “Şeytan, Kadir gecesi hariç her sabah güneşle beraber doğar. Güneş o sabah ışınsızdır.”
Eyüp bin Hâlit (Radiyallahu Anh) diyor ki:
“Ramazan’ ın yirmi üçüncü gecesi gusül ihtiyacından dolayı deniz suyu ile yıkandım ve onu tatlı buldum.”
Abde bin Ebû Lubâbe (Radiyallahu Anh) diyor ki:
“Ben mübarek Ramazan ın yirmi yedinci gecesi denizin suyunu tattım, o tamamen tatlı idi.”
Ebû Saîd bin el-A’râbî (Radiyallahu Anh) diyor ki:

“Ben mübarek Ramazan ın yirmi yedinci gecesi denizin suyunu tattım, o tamamen tatlı idi.”
Ebû Yahya bin Ebû Murre (Radiyallahu Anh)’dan işittim, şöyle diyordu:
“Ramazan ın yirmi yedinci gecesi Kabe’yi tavaf ettik. Bir de baktım ki Beytullah’ın çevresinde, gökyüzünde melekler tavaf ediyor. ”
Ebû Muhammed el-Mısrî (Radiyallahu Anh) Mekke’de şöyle anlatıyordu:
“Mısır’da bir mescitte itikaf gecelerinden birindeydim. Yanımda Ebû Ali el-La’kî vardı. Uykuya daldım; rüyamda gökyüzünün kapı kapı açıldığını, meleklerin tehlîl ve tekbirlerle indiğini gördüm.
Uyandığımda:
“Bu gece, Kadir gecesidir.” diyordum.
O gece Ramazan ın yirmi yedinci gecesi idi.”
ibn-i Abbas (Radiyallahu Anh)’dan Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
“Şüphesiz ki Cennet sene başından sene sonuna kadar, Ramazan’m girişine kadar güzel kokularla kokulanır ve süslenir. Ramazan ın ilk gecesi olunca, Arş’ın altından, “Mesire” adlı bir rüzgar esmeye başlar. Onun sallanmasından dolayı Cennet’teki ağaçların yaptıkları  ve kapıların halkaları öyle çınlar ki, ondan gönülleri bağlayan güzel nameler çıkmaya başlar. Dinleyenler ondan daha güzelini asla dinlememiş lerdir.
Sonra, güzel gözlü huriler bulundukları yerden ortaya çıkarlar. Cennet’in yüksek yerlerine çıkıp:
“Kendisine zevce yapması için Allah’tan bizi is teyen yok mu?’’ derler.
Sonra o güzel gözlü huriler Cennet’in bekçisi olan Rıdvan’a şöyle sorarlar:
“Ey Rıdvan, bu gece hangi gecedir?”
Rıdvan:
Lebbeyk diyerek şöyle cevap verir:
“Bu gece Ramazan ın ilk gecesidir. Bugün Mu hammet (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem)’in ümmetin den oruç tutanlar için Cennet’in kapıları açılmıştır.”
Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) hu yurdu ki:
Allah (Celle Celalûhu) şöyle emreder:
“Ey Rıdvan, Cennet’in kapılarını aç! Ey Cehen nem bekçisi olan Malik! Ahmet (Sallâllahu Alevin
ve Sellem)’ın ümmetinden oruç tutanlara Cehennem’ in kapılarını kapat!”
Cebrâil (aleyhisselâm)’a da:
“Ey Cebrâil yeryüzüne in ve şeytanların azgınlarını bağla. Boyunlarına demir halkalar geçireni denizlere at ki, benim habibim Muhammed’in ümmetinin oruçlarını bozmasınlar.” buyurur.

Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) buyuldu ki:
“Allah (Celle Celalûhu) Ramazan’ın her geçeninle bir münâdînin üç kere şöyle ilan etmesini emi eder:
“Benden bir şey isteyen var mı? İstediğini vereyim,Bir tövbe eden var mı? Tövbesini kabul edeyim.
Benden bağışlanmasını isteyen var mı? Onu bağışlayayım.
Kim zengin olup yoksul olmayan, tam ödeyip İniksizlik yapmayan birine, yani Allah Teâlâ’ya borç vermek ister?”
Allah Teâlâ Ramazan ayının her günü iftar vaktimle Cehennemi hak etmiş olan bir milyon kişiyi cehennem den azat eder. Ramazan’ın son günü
ise ayın birinci gününden itibaren sonuna kadın azat ettiklerinin sayısınca insanı Cehennem den azat eder.
Kadir gecesi olunca Allah Teâlâ Cebrâil (alev hisselâm)’a emreder, o da kalabalık bir melek topluluğu içinde, elinde yeşil bir sancakla yeryüzüne iner ve onu Kabe’nin üzerine diker.
Cebrail (aleyhisselâm)’ın yüz kanadı vardıı Onlardan ikisini yalnız o gece açar da, doğudan batıya kadar olan mesafeyi kaplar.
Sonra Cebrail (aleyhisselâm) melekleri, o get r ayakta durarak veya oturarak ibadet edenlere, na
maz kılan ve zikredenlere selam verip müsafalıa
/\
yapmaya ve onların dualarına “Amin” demeye teşvik eder.
Sabah olunca Cebrail (aleyhisselâm):
“Ey melekler topluluğu! Artık yürüyün, gidi yo ruz.” diye nida eder.
Melekler Hz. Cebrail (aleyhisselâm)’a:
“Ey Cebrâil! Allah Teâlâ Ahmet (Sallâllalın Aleyhi ve Sellem)’in ümmetinden müminlerin ilıiı yaçları hakkında ne yaptı?” derler.
Cebrâil (aleyhisselâm): Allah Teâlâ onlara ruh
mel nazarı ile baktı ve dört kişiden başka herkesi affetti” der.
Saha be-i Kirâm:
“Ey Allah’ın Resûlü! O dört kişi kimdir?” diye sorunca,
Allah Resûlü (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu:
1) Şaraba alışkın olan,
2) Ana babasına karşı gelen,
3) Akraba ile ilişkiyi kesen ve
4) Kin tutandır.
İliz:n”Ey Allah’ın Resûlü! Kin tutan ne demektir? diye sorunca,
Efendimiz (Sallâllahu Aleyhi ve Sellem):
“Aralarında ilişkiyi kesendir.” buyurdu.
Sonra bayram gecesi olunca, o geceye göklerdi”,
“Leyletü’l Câize.”
Yani “mükafat” gecesi denir. Bayram sabahı olunca Allah (Celle Celalûhu), melekleri bütün beldelere gönderir. Melekler yeryüzüne inip, bütün
sokak ve yolların başlarında durarak, insan ve cinlerden başka Allah’ın yarattığı her canlının duyabileceği bir sesle şöyle nida ederler:
“Ey Muhammed (Sallâllahu Aleyhi ve Seilern)’in ümmeti! Bol bol ihsan eden, en büyük hatayı bile af eden keremi çok olan Rabbimizin huzuruna çıkınız.”
Müslümanlar bayram namazı kılacakları meydana çıktıkları zaman, Allah Teâlâ meleklerine:
“Bir işçi işini bitirdiği zaman onun mükafatı nedir?” diye sorar.
Onlar:
“Ey Mabudumuz ve Sahibimiz! Onun mükafatı ücretinin tam olarak verilmesidir.” derler.
Allah Teâlâ:
“Ey meleklerim! Sizi şahit tutuyorum. Onlara Ramazan ayındaki oruçları ve ibadetlerinin (teravihlerinin) karşılığı olarak rızamı ve mağfiretimi verdim.” buyurur.
Sonra kullara hitap ederek şöyle buyurur:
“Ey Kullarım! Benden isteyin. İzzet ve Celalimin yemin olsun ki bugün şu topluluğunuzda Ahiretim. için ne isterseniz, sizin durumunuza uygun olanı vereceğim, izzetime yemin olsun ki, emirlerimi gözettiğiniz müddetçe Ben sizin hatalarınızı örteceğim.
izzet ve Celalime yemin olsun ki sizi suçluların ve kafirlerin önünde rezil ve rüsvay etmeyeceğim. Artık bağışlanmış olarak evlerinize dönün. Siz Beni razı ettiniz. Ben de sizden razı oldum.”
Melekler, Allah Teâlâ’nın bu ümmete bayram günü vermiş olduğu bu kadar çok nimeti görünce, sevinip neşelenirler.” (Münteka’l Hindî, Kenzu’l Ummâl: 8/ 2481)
Hz. Ali (Radiyallahu Anh) şöyle buyurmuştur:
“Ömer (Radiyallahu Anhfı Ramazan-ı şerifte geceleri ibadet etmeye teşvik ettim. Ona yedinci semanın üstünde, çevirdi bir bölgenin olduğunu haber verdim. Buraya “Hazîratü’l Kuds” (Cennet) denir.
Oranın sakinlerine ise “Ruh” denir. Kadir gecesi olduğu vakit, Rablerinden izin alarak dünyaya inerler ve uğradıkları namaz kılan veya yolda bulunan her bir kişiye bereket yağdırırlar.”
Ömer (radiyallahu anha) da şöyle dedi:
“Ey Haşan’ın babası, o halde bereket isabet etmesi için insanları namaza teşvik edelim.”
Ve insanlara geceleri ibadetle geçirmeyi emrettiler.
Şa’bî (Radiyallahu Anh):
“Her bir iş için fecrin çıkışına kadar o gece bir esenliktir.” (Kadir, 4-5) ayetinden maksat,
“meleklerin Kadir gecesinde fecir doğuncaya kadar mescit ehli üzerine inip bereket yağdırmalarıdır.” buyurmuştur.
Mücahit (Radiyallahu Anh), (iO esenliktir” ayetini şöyle yorumluyor:
“O gece, selamette kılan bir gecedir. Şeytan o gecede kimseye kötülük yapamaz, eziyet edemez.” Bu gecenin kadrini bilip hakkıyla idrak edeni Allah daha iyi bilir. Başan ondandır.