Kadın Ve Erkeğin Mükellefiyetlerinin Farklı Olduğu Konular:Miras

By | 20 Nisan 2015

kadin-ve-erkegin-mukellefiyetlerinin-farkli-oldugu-konularmiras    İslam’da miras hukuku diğer hukuk sistemlerinden farklıdır. İstisnalar haricinde İslam hukukunda kadına bir erkeğe iki pay düşer. Allah (cc) Kur’an-ı Kerim de:” Allah (cc)’ın evlatlarınız konusundaki hükmü: erkeğe iki kadın payı olmasıdır.”Müslüman olan herkes bunu kabuleder. Ama asıl bahsedilmesi gereken bunun hikmetleridir.
1- İslam da evlilik teşvik edilmiştir. Evlenen çiftler her konuda bir bütündür. Dolayısıyla kadının az erkeğin çok miras alması sonucu etkilemez.
2- İslam da yükümlülükler bellidir. Devamlı ağır yüklerin altında çalışmak zorunda olan erkek kardeş, kendisine yardım etmeyen kız kardeşine karşı içten bir hoşnutsuzluk duyabilir. Buda aile bağlarının akrabalık bağlarının sıhhati için zararlıdır.
3- lslamda kadın ve çocuğun yükümlülüğü erkeğin üzerinedir. Hal böyle iken erkeğin mirastan eşit pay alması haksızlık olacaktır.
4- Eğer şayet yuvada kadında erkek kadar pay getirecek olursa, kadın kocasına karşı daha minnetsiz ve pervasız olacaktır. Dolayısıyla aile kurumu sarsılacaktır.
Kadın evlenmezse tek başına bir insandır. Evlendiğinde ise kendisinin ve çocuklarının nafakasından kocası yükümlüdür. Evlenirken de aldığı mehirle bu mirası tamamlar. Erkek kardeş ise ya evlidir yada evlenecektir. İki şekilde de mehir verecektir ve masraf edecektir. Kadın evlendiğinde kocasının malından eksilteceği için kendi malına dokunmayacaktır. Erkek ise babadan gelen maaşı çoluk çocuğu için harcayacaktır. Kızın evlenmediği durumlarda ise bekar kız kardeş babasından aldığı mirasla geçinemeyeceği için erkek kardeş ona bakmak zorundadır.
Kadın eğer kocasından miras alıyorsa durum yine aynıdır. Dul kalacaksa tek başına bir insandır kocasından ve babasından aldığı mirasla geçinebilir. Eğer yeniden evlenecekse nafaka kocaya aittir.
Anlaşıldığı gibi önemli olan mükellefiyettir.
Kadının verasette “ehemmiyetsiz, erkeğin yarısı” telakki edilmediğini, yukarıda zikredilen iki ana veraset yolu haricinde bazı hallerde görülen kadın-erkek eşitliği de isbat eder. “(Ölenin) çocuğu varsa ana ve babadan her birine terekenin altıda biri verilir.”
‘Eğer mirası aranan erkek veya kadın, çocuğu ve babası olmayan bir kimse olur ve onun erkek veya kız kardeşi bulunursa bunlardan her birinin hakları altıda birdir.”
Bu iki halde biri kadın, öbürü erkek olan anne ve baba ile kız ve erkek ana bir kardeşlerden her biri aynı hisseyi almaktadır, tefrik yoktur. Çünkü bu türlü veraset asıl veraset yolu değildir. Fakat kadın mutlaka erkeğin yarısı kabul edilseydi bu hallerde de erkeğe nisbetle yarım alması gerekirdi.”