İstikbal-i Kıble (Kıbleye yönelmek) Nedir?

By | 8 Temmuz 2015

istikbal-i-kible-kibleye-yonelmek-nedir   Kıbleye yönelmek, namazın sahih olmasının dördüncü şartıdır. Kıble’den maksat Kabe’dir. Kabe’den uzakta olan kimselerin, tam kıbleye yönelmeleri şart değildir, Kâbe tarafına yönelmeleri yeterlidir.
Namaz için kıbleye yönelindiğinde, “Döndüm kıbleye” denilmesi gerekmez, denilmese de olur.
Hastalık nedeniyle kıbleye dönemeyen ve kendisini kıbleye döndürecek bir kimse de bulamayan bir kişi, gücü yettiği tarafa dönerek namazını kılabilir.
Hasta olmadığı halde, düşman veya yırtıcı hayvan korkusundan ötürü kıbleye dönemeyen kimse de gücü yettiği tarafa dönerek namazını kılar.
Yerin çamurlu olması nedeniyle namazını hayvan üzerinde kılan kimse, arkadaşlarından ayrılma korkusu yoksa hayvanını kıble tarafına döndürerek namazını kılar. Ancak, yer çamurlu değil de sadece ıslak ise, hayvanı üzerinde namaz kılamaz. Fakat arkadaşlarından uzak kalmak gibi bir tehlike varsa, farz namazı hayvan üzerinde de kılabilir.
Kıble yönünü bilmeyen ve soracak bir kişi de bulamayan kimse, güneşe, yıldızlara bakarak kıble yönünü tayin etmeye çalışmalı ve kıble olduğuna kanaat getirdiği yöne doğru namazını kılmalıdır. Namazını bitirdikten sonra, kıble yönünü belirlemede hata ettiğini anlarsa, namazını iade etmesi gerekmez. Fakat namaz kılarken kıbleyi belirlemede hata ettiğini, kıblenin ne tarafta olduğunu anlarsa, namazını bozmaz, o tarafa doğru yönelerek namazını tamamlar.
Kıblenin hangi tarafta olduğundan şüphe eden ve yanında kıbleyi bilen bir kişi olduğu halde ona sormadan namaza başlayan bir kimsenin, kıbleye isabet etmişse namazı sahih olur, isabet etmemişse sahih olmaz. Gözleri görmeyen kimsenin durumu da bunun gibidir. Kıble hususunda, güvenilir bir kimsenin sözüne, -insanın kendi kanaatine aykırı olsa bile- itibar edilmesi gerekir. Zira, haber verme, araştırma yapmazdan daha kuvvetlidir,
Kıble yönünden şüphe eden bir kimse, araştırma yapmaksızın bir tarafa dönerek namazını kılmaya başlasa, sonra namazın içindeyken kıbleye isabet ettiğini anlasa, namazını iade etmesi gerekir. Fakat namazını bitirdikten sonra kıbleye isabet ettiğini anlarsa, namazını iade etmesi gerekmez. İmam Ebu Yusufa göre, her iki durumda da namazını iade etmesi gerekmez.
Kıble yönünden şüpheye düşen kimse, araştırma neticesinde tesbit ettiği yöne değil de başka bir yöne dönerek namazını kılsa, namazı sahih olmaz. Bu durumdaki bir kişinin, kıbleye isabet etmiş olsa dahi namazını iade etmesi gerekir, İmam Ebu Yusufa göre, kıbleye isabet etmişse namazını kaza etmesi gerekmez.
Kıble yönü hakkında ihtilâfa düşen kimseler, tek başlarına namazlarını kılarlar. İmama uyarak kıldıkları takdirde, imamın kanaatini yanlış bulanların namazları sahih olmaz.
Gemide namaz kılan kişinin kıbleye dönmeye gücü yetiyorsa, namazını kıbleye yönelerek kılması; gemi yönünü değiştirdikçe kendisinin de yönünü değiştirmesi gerekir.
Mescidde namaz kılmakta olan bir kişi, abdestsiz olduğunu sanarak namazı bıraksa, mescidden çıkmadan abdestli olduğunu hatırlasa, namazı bozulmuş sayılır. Fakat İmam Ebu Hanife’ye göre, kıbleden ayrılsa bile mescidden çıkmadan önce abdestli olduğunu hatırlasa, namazı bozulmaz. Abdestli olduğunu mescidden çıktıktan sonra hatırlasa, namazı -ittifakla- bozulur. Zira, özürsüz olarak yerini değiştirmiş olması namazı bozar.
Nafile namazlara gelince; şehir dışında olan bir kimse, -herhangi bir özür bulunmasa dahi- nafile namazları, istediği yöne doğru hayvan üzerinde kılabilir, İmam Ebu Yusuf a göre, şehir içinde de nafile namazları istediği yöne doğru -kerahetsiz olarak- hayvan üzerinde kılabilir. İmam Muhammed’e göre ise, nafile namazları şehir dahilinde bu şekilde kılmak kerahetle caizdir. Şehir dışından maksat, namazların seferi olarak kılınacağı yerdir.
Bir kimse, kıbleden başka yöne doğru namaz kılan kör bir kişiyi kıble yönüne çevirip namazında ona uysa, eğer kör olan kişi kıbleyi soracak bir kimse bulunduğu halde ona sormadan namaza başlamışsa, ikisinin namazı da fasid olur. Eğer kör, namaza başlarken kıbleyi soracak bir kimse bulamamışsa, körün kıldığı namaz sahih, ona uyan kişinin namazı fasid olur.