İşi Allah’a Havale Etmek Ne Demektir ?
Bir insan ve kul olarak gücümüz sınırlı, imkânımız bellidir. Bu arada hemen her gün birbirinden farklı hâdise ve meselelerle karşılaşıyoruz. Onların üstesinden gelmek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Çalışma ve çabamızın da neticesini çok zaman alıyoruz. Fakat öyle anlar oluyor, öyle meselelerle karşılaşıyoruz ki, gücümüzü aştığı gibi, neticenin nasıl bir yere varacağını da kestiremiyoruz. Sonunda, “Zamanla hallolur, bir yere varır” diyor, ister istemez kendimizi bir tarafa çekerek, bir yerde çaresizliğimizi gösteriyoruz.
İşte bu anda imdadımıza gelen öyle bir duygu, bizi rahatlatan öyle bir his vardır ki, ona tutunduğumuz, ona sırtımızı dayadığımız zaman birden gücümüze güç katılır, kuvvetimize taze bir kuvvet gelir. Bunun adı Allah’a imanın bir neticesi olan tevekküldür, diğer bir ifade ile “İşimizi Allah’a havale etmektir.
Kur’ân-ı Kerimde bu meseleye ışık tutacak güzel bir âyet-i kerime vardır. Firavuna karşı insanları imana çağıran, doğru yola dâvet eden “Mü’min birisi , elinden geleni yapar, sonunda ise şu sözü söyler.
“Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi Allah’a havale ediyorum. Şüphesiz ki, Allah kullarının hakkıyla görür.
“Allah o mü”mini onların tuzaklarının şerrinden korudu. Firavun ehlini ise azabın en kotu su kuşatıverdi.”
Tevekkül ile işi Allah’a havale etme mefhumları müteradif-eşanlamlı kelimelerdir. Ancak dilimizde ış Allah’a havale etmek daha farklı gibi görünen bir mahiyet taşır olmuştur.
İmam Gazali bu âyetin tefsiri mahiyetindeki izahında “Önce hangi hususlarda ışın Allah’a hava e edilmesi gerektiğini görelim der ve Kişinin yapmak istediği şeyleri üç kısımda toplayabiliriz ifadesinden sonra bu maddeleri kaydeder:
- Şer ve kötü olduğu kesin olarak bilinenler. Bunlar işlendiği takdirde Cehennem azabını gerektiren veya küfre, günaha sebep olan şeylerdir. Böyle işlerin işlenmesi esasen düşünülemeyeceğinden, neticesini Allah’a havale etmek diye bir şey söz konusu olamaz.
- Hayır ve iyi olduğu kesinlikle bilinenler. Bunlar, insanı îmana götüren, Cennete girmesini sağlayan işlerdir. Böyle şeylerin sonunun hayır olup şer ihtimali bulunmadığından mutlaka işlenmesi gerekir. Bunun için Allah’a havale etmeye gerek yoktur.
- Sonunun hayır mı, şer mi olduğu bilinmeyenler. Mübah ve nâfile işler bu kısmı teşkil eder. İşte Allah’a havale etmek bu çeşit işlerde olur. Böyle şeylerin mutlaka olmasını istemek doğru değildir. Ancak “Sonu hayır ise olsun” şeklinde söylemek gerekir. Böyle söyleyen kimse işini Allah’a havale etmiş olur. Yani sonunda tehlike ihtimali olan; hayırla mı, şerle mi neticeleneceği bilinmeyen her şeyi Allah’a havale etmelidir.”
Zaten inanan bir insan neticeyi Allah’ın yaratacağını, o işin en güzel şekilde Cenab-ı Hakkın halledeceğini bildiği içindir ki, “Ben kulum, ancak bu kadarını yapabiliyorum, elimden ancak bu kadarı geliyor” der ve işinin sonunu Allah’a havale ederek îmanının gereğini yapmış olur.