İmama Sonradan Uyan Kimse (Mesbuk) İle İlgili Meseleler

By | 22 Nisan 2015

imama-sonradan-uyan-kimse-mesbuk-ile-ilgili-meselelerİmam namaza başlayıp bir rekât kıldıktan sonra geriye kalan rekâtlardan herhangi birinde imama uyan kimseye “mesbuk” denir. Son oturuşta (kade-i ahire) dahi imama uymuş olsa yine mesbuk sayılır. Mesbuk hakkında aşağıdaki meseleler ortaya çıkar: Mesbuk, kaza edeceği rekâtlarda, tek başına namaz kılan gibidir. Mesela, bir kimse sabah namazının ikinci rekâtında imama uyacak olsa, mesbuk olmuş olur. Aldığı tekbirden sonra sükut eder. İmamla beraber son oturuşta yalnız “Tahiyyat”ı okur. İmam selâm verince, kendisi ayağa kalkar ve imam ile kılmamış olduğu ilk rekâtı kılmaya başlar. “Sübhaneke ve Eüzü Besmele’den” sonra Fatiha suresi ile bir miktar daha Kur’an-ı Kerîm okur. Bilindiği şekilde rükû ve secdelere gider. Ondan sonra oturup “Tahiyyatı, salavatları ve bundan sonra okunan duaları okuyarak selâm verir.

Akşam namazının ikinci rekâtında imama uyan kimse de birinci rekât hakkında bu şekilde hareket eder.

Mesbuk, akşam namazının son rekâtında imama uysa, “Sübhaneke’yi” okur ve imamla beraber o rekâtı kılarak teşehhüde oturur. İmam selâm verdikten sonra kalkar, Sübhaneke, Eüzü Besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur’an-ı Kerîm okur. Rükû ve secdelerden sonra oturur ve yalnız “Tahiyyat’ı” okur. Sonra “Allahü Ekber” diyerek ayağa kalkar, yalnız Besmele ile Fatiha ve bir miktar daha Kur’an-ı Kerîm okuyarak rükû ve secdeleri yapar. Sonra son oturuş yaparak selâm ile namazdan çıkar. Bu halde üç defa Teşehhüde oturmuş olur. Bununla beraber mesbuk, ikinci rekâtın sonunda yanılarak teşehhüde oturmayacak olsa, sehiv secdesi yapması gerekmez. Çünkü bu rekât, bir yönden birinci rekât yerindedir.
Mesbuk, dört rekâtlı namazlardan birinin dördüncü rekâtinde imama uysa, imam ile teşehhüde oturduktan sonra kalkar, Sübhaneke, Eûzü Besmele, Fatiha ve bir miktar Kur’an okur. Rükû ve secdelerden sonra oturur. Yalnız “Tahiyyat’ı” okur. Ondan sonra kalkar. Besmele ile Fatihayı ve bir miktar daha Kur’an ayetlerini okur. Sonra rükû ve secdelere varır, oturmaksızın kalkar. Yalnız Besmele ve Fatiha ile bir rekât daha kılarak son oturuşu yapar. Tahiyyat’ı, Salavatları ve duaları okuyup selâm vererek namazını tamamlar.

Mesbuk, dört rekâtlı namazların üçüncü rekâtından başlayarak imama uysa, imamla beraber son oturuşta yalnız “Tahiyyat’ı” okur. İmam selâm verdikten sonra kalkar, Sübhaneke, Eûzü Besmele, Fatiha ve bir miktar daha Kur’an okur. Rükû ve secdelere varır, sonra kalkar yalnız Besmele ile Fatihayı okur. Biraz daha Kur’an-ı Kerîm okur. Yine rükû ve secdelere gider. Teşehhüde oturur. Tahiyyat’ı, Salavatları ve duaları okuyarak selâmla namazını tamamlar.

Mesbuk, dört rekâtlı namazların ikinci rekâtında imama uyacak olsa, üç rekâtı imamla kılmış olur. Teşehhüdden sonra imam selâm verince ayağa kalkar. Sübhaneke’yi, Eûzü Besmele’yi, Fatiha’yı ve okuyacağı ayetleri okur. Rükû ve secdelere varıp son oturuşu yapar. Selâm verip namazını tamamlar.

İmam rükûda iken, imama uyan kimse, o rükûa ait olan rekâta yetişmiş olur. Fakat imamı secde halinde bulan kimse, hemen secdeye varırsa da o secdenin rekâtına yetişmiş olmaz. Bununla birlikte nerede namaza yetişilirse orada uymak iyidir.

Mesbuk, imam selâm verdikten sonra “Allahü Ekber” diyerek ayağa kalkar ve noksan kalmış olan rekâtları tamamlar. İmam selâm vermeden mesbukun kalkıp noksan kalan rekâtları kılmaya başlaması uygun değildir Ancak namaz vaktinin çıkmak üzere olması ve insanların önünden geçme durumu olması gibi özürler sebebiyle selâmından önce kalkar. Bununla beraber imam, henüz selâm ile namazdan çıkmamış olunca, mesbukun teşehhüd miktarı oturması lazımdır. Bundan önce kalkması caiz değildir.

İmam teşehhüdü tamamlamadan mesbukun kalkıp Kur’an okuması geçerli değildir. Onun için mesbuk, birinci veya ikinci rekâtı kaza için ayağa kalkar da, imamın teşehhüdü bitirişinden sonra namaz caiz olacak kadar Kur’an okursa, namazı caiz olur. Fakat namaz caiz olmayacak kadar az okumuş olursa namazı sahih olmaz.

Mesbukun kaza edeceği rekâtlarda başkasına uyması ve başkasının da bu halde mesbuka uyması caiz değildir. Mesbuk burada yalnız başına sayılmaz. Fakat bir mesbuk ne kadar rekât kaza edeceğini unutup da kendisi ile beraber mesbuk bulunan kimsenin ne kadar rekât kaza edeceğini yalnız göz önünde bulundursa, bununla namazı bozulmaz.

Mesbuk, namazını yeniden kılmak niyeti ile tekbir alacak olsa önceki tekbiri ile başlamış olduğu namazı bozulmuş olur. Tek başına namaz kılan kimse böyle değildir; başka bir namaz kılmaya niyet etmedikçe, aynı namaza yeniden başlamak niyeti ile alacağı tekbir bu namazı bozmaz. Çünkü her iki namaz, tek başına namaz kılan için birbirinin aynıdır. Mesbuk ise, bir yönden tek başına namaz kılan gibidir, bir yönden de imama uyduğundan onun için aynı namaz değildir.

Mesbuk, İmam Azam’a göre Kurban Bayramı’nda teşrik tekbirlerini imamla beraber alır, sonra ayağa kalkıp geri kalan rekâtları tamamlar. Halbuki İmam Azam’a göre, tek başına namaz kılan kimse butekbirleri getirmek zorunda değildir. Bunun için mesbuk, burada tek başına namaz kılan gibi değil, muktedi (imama uyan) yerindedir.

Mesbuk, ayağa kalkması sahih olacak bir zamanda ayağa kalkıp da, imam henüz selâm vermeden mesbuk namazını bitirerek selâmda imama uysa, namazı bozulmuş olur.

İmam daha selâm vermeden, mesbuk Tahiyyat’ı okuyup bitirmiş olsa, bir görüşe göre şehadet sözünü tekrarlar, bir görüşe göre de susar. Burada sahih olan mesbukun tahiyyat’ı yavaş yavaş okumasıdır.

Birinci oturuşta imamdan önce teşehhüdü bitirmiş olan bir muktedide susar, teşehhüdde bulunmaz.

Mesbuk, cehren (açıktan kıraat) okunan namazlarda imama uyduğunda, “Sübhaneke”yi okumaz. İmam selam verdikten sonra geri kalan rekâtları kılmak için kalktığında okur. Doğrusu budur.

İmam yanılarak beşinci rekâta kalkınca, mesbuk da ona uyarak kalksa, bakılır: Eğer imam dördüncü rekâtta oturmuş ise, mesbukun namazı bu kalkış ile bozulmuş olur. Fakat imam dördüncü rekâtta oturmamış ise, beşinci rekâtta secdeye varmadıkça, mesbukun namazı bozulmaz. İmam secdeye varınca namazı bozulmuş olur.