İlahî İradenin Esas Olduğunu Bildiren Âyetler Nelerdir?

By | 15 Nisan 2015

ilahi-iradenin-esas-oldugunu-bildiren-ayetler-nelerdir“Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.” (İnsan sûresi, 76/30)

“Allah dileseydi, onu yapamazlardı.” (Enam sûresi, 6/37)

“Allah dilemeyince iman edecek değillerdi.” (Enam sûresi, 6/111)

Görüldüğü gibi birinci grup âyetlerde insanın hür bir varlık olduğu. İkincisinde ise, İlâhî iradenin esas ve belirleyici olduğu vurgulanmaktadır. Bu iki grup âyet arasında telifi mümkün olmayan bir zorluk söz konusu değildir. Birinci gruptaki âyetlerde konu, insan iradesini ilgilendiren yönüyle ele alınmıştır, ikinci gruptaki âyerlerde ise mesele, Yüce Yaratıcı’nın iradesi cephesiyle ele alınmıştır.

Şu hâlde bu âyetleri şu ifade altında telif edebiliriz: İlâhî irade esas olmak üzere, insan dilediğini yapabilen bir varlıktır. Bu şu demektir: Cenab-ı Allah küllî iradesinin taallukuna bizim irademizi bir şart-ı âdi yapmıştır. İnsanın, olmasını istediği maddî veya manevî herhangi bir şeyir. varlık sahasına çıkması, -tabir caiz ise- İlâhî iradenin vizesine bağlıdır.

İlâhî âdet (âdetullah) gereğince, insan dilemesinde hürdür, ancaî onun dilediği şeyin olması da yine İlâhî irade ve kudrete bağlıdır; kulur dilediğini Allah da dileyip onay vermedikçe onun dilemesi bir şey iface etmez. Diğer bir ifadeyle, kulun dilemesi İlâhî iradenin izin ve kabulür.e mazhar olmadıkça bir şey meydana gelmez. Olan her şey O’nun izni ve iradesi dâhilinde olur; O’nun iradesine rağmen bir şey vuku bulmaz. Ni-tekim bir hadis-i şerifte şöyle denir:

“Allah ne dilerse o olur. O’nun dilemediği ise, asla olmaz.” (Ebû Davud, Edeb 106.)
Allah (c.c.), meselenin her iki yanını, yani hem İlâhî iradeye bakan hem de kulun iradesine bakan yönüyle birlikte dikkatlerimize arz ettiği bir âyetinde ise, şöyle buyurur:

“O (Kur’ân şuur sahibi) âlemler için (halis) bir öğütten başkası değildir. (Bilhassa o) içinizden müstakim olmayı isteyenler için bir öğüttür. (Ama şunu da bilmiş olun ki,) âlemlerin rabbi olan Allah dilemedikçe siz bir şey dileyemezsiniz. (Sizin dilemenizle bir iş tamam olmaz.)” (Tekvir sûresi, 81/27-29)

İnsan iradesinin İlâhî irade karşısındaki konumunu anlama adına Fethullah Gülen Hoca Efendi’nin çok vecîz ve enfes yorumunu nakletmek istiyoruz: “Allah, bize ait emr-i itibârî gibi bir şeyi, irâde ve meşîetine dâvetçi gibi kabul buyurmuş, ona önem vermiş, en büyük projeleri o plân üzerinde gerçekleştirmeyi va’detmiş ve gerçekleştirmiş., ve bu itibârî nesneyi günaha, sevaba bir vesile olarak yaratmış, onu cezâ ve mükâfata esas kılmış, hayır ve şerrin isnâd edilmesine fâil kabul etmiş., ve zâtında hiçbir değer ifade etmeyen bu nisbî emre, ona terettüb eden neticeler itibarıyla, değerler üstü değer atfetmiş -ki eğer böyle olmasaydı, bütünüyle hayat durur, insan camidler derekesine düşer, teklif bâtıl olur ve her şey gider abese incirâr ederdi- elbette ona, onun istek ve dileklerine fevkalâde önem verecek., onu dünya ve ukbânın îmarına bir şart-ı âdi, hatırı sayılır bir vesîle ve dünyaları aydınlatacak bir elektrik mekanizmasının sihirli düğmesi haline getirerek, damlada deryâ, zerrede güneş, hiç ender hiç olan bir şeyde cihanları var etmek suretiyle kudretinin sırlı bir buudunu daha gösterecektir.”