Hz Muhammed’in Muazzem Hayatına Kısa Bir Bakış

By | 14 Nisan 2015

hz-muhammedin-muazzem-hayatina-kisa-bir-bakisDoğumundan vefatına kadar hayatı tarihî vesikalara dayanılarak, hemen hemen bütün ayrıntılarıyla bilinen Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), Arabistan yarımadasının Mekke şehrinde miladî 571 tarihinde dünyamızı şereflendirmiştir. Bölgenin saygın kabilelerinden Ku- reyş içinde köklü bir aile olan Haşimoğullarına mensuptur. Babası, Kureyş’in ileri gelenlerinden Abdulmuttalib’in oğlu Abdullah, annesi Zühre kabilesinden Vehb’in kızı Amine’dir. Daha doğmadan babasını kaybeden Muhammed (aleyhissalatu vesselam), iki yıl dedesinin himayesinde kaldı. Bir müddet sonra onu da kaybedince amcası Ebu Talib’in yanına verildi. Çocukluk yıllarını Mekke civarında geçirdi. On iki yaşlarında amcası Ebu Talib’in ticaret kervanıyla Suriye’ye yolculuk yaptı. Yirmi yaşından sonra Mekke’nin zengin tüccarlarından biri olan Huveylid’in kızı Hatice’nin ticaret kervanını yönetmek üzere ikinci defa Suriye’ye gitti. Yirmi beş yaşında Hatice ile evlendi. Kırk yaşlarında daha önce hissetmediği bazı ruhî tecrübeler yaşamaya başladı. Mekke’deki Nur dağının tepesinde bulunan Hira mağarasında inzivaya çekildi. Daha önceleri hiç yapmadığı bu inzivayı âdet halinde getirdi. İnzivada bulunduğu günlerin birinde insan suretinde bir melek ona doğru geldi ve ona “Oku” dedi. Efendimiz (s.a.s) “Ben okumasını bilen birisi değilim.’ deyince melek onu kuvvetle sıkarak ikinci kez “Oku!” dedi. Üçüncü defa da aynı olay vuku bulunca melek ona şu ilahî hitabı duyurdu:

“Yaratan Rabbinin adıyla oku! (O Rabbin ki), insanı bir yapışkan hücreden yaratmıştır. Oku ve (de şunu bilmiş ol ki,) insana bilmediklerini bildiren, kalemle (yazmasını) öğreten Rabbin, kerem (büyük bir ihsan ve lütuf) sahibidir.” (Alak suresi, 96/1-5)

Peygamberlikle görevlendirilen Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam), Allah’tan aldığı vahyi zaman kaybetmeden insanlara tebliğ etmeye başladı, onları tevhide çağırdı. Yapmış olduğu davet esnasında arkadaşlarıyla birlikte tahammül edilmesi zor acı ve sıkıntılara maruz bırakıldı. Bunun üzerine peygamberliğinin on üçüncü yılında Medine’ye hicret etti. Burada birbiri ardınca meydana gelen çetin muharebelere ve engellemelere rağmen Peygamber Efendimiz risalet görevini başarıyla tamamladı.

Miladî 632 yılında, sonunda her fanî gibi o da, -insanlara, arkasında Allah’ın kelâmını ve kendi sünnetini vasiyet ederek- Rabbine yürüdü.