Hz. Fatıma Babasının Yüzünü Yıkadı

By | 30 Mayıs 2015

hz-fatima-babasinin-yuzunu-yikadiETRAF SARARMIŞTI.
Toz bulutları sarmıştı ufku.
“Resulullah öldü!” feryatları Medine sokaklarına kor gibi düşmüştü…
Dünya kararmış, gözler görmez olmuştu. Yerinden fırlayan kalpler yollara dökülmüştü…
Medineli kadınlar Uhud’a koşuyordu.
Onların en önündeydi sevgili peygamberin kızı Fatıma’tül Zehra’sı. Soluk soluğa koşuyor, koşuyordu…
Nefesler zor alınırken, dualar gidiyordu Rahmana.
Can pazarıydı Uhud. Ama kimsenin umurunda değildi. Can sevgilisini arıyordu, herkes onu soruyordu.
Fatıma, babasını bulmakta zorlanmadı, onu tanımakta da. Üstü başı toz toprak içerisindeydi Resul’ün. Güneş, toprağa düşmüştü sanki. Yüzünden kan kırmızısı güller gibi kanlar damlıyordu.
Panik yapmadı Fatıma. Peygamber kızına yaraşır şekilde yapılması gerekeni yaptı hemen. Çünkü babası ona, olayları metanetle karşılamayı, bağırıp çağırmamayı, yıkılıp düşmemeyi öğretmişti.
Öyle de yaptı sevgili kızı.
Yanı başında Hz. Ali vardı.
Hz. Fatıma, hemen yıkadı babasının yüzünü. Hz. Ali de su döküyordu. Kan durmuyordu. Yerden hasır parçasını alıp tutuşturdu. Hasırın yanan parçacıklarını kanayan yaranın üzerine bastı.
Kan durmuştu.
Uhud, Fatıma’nın kalbiydi.
Uhud, Fatıma’nın paniksiz sabrıydı.
Uhud’da kanı, Fatıma durdurmuştu…
O, çocuklarının her an, her türlü dert ve sıkıntısında yanlarında olmuştu. Çocukları da her zaman onun yanında oldu.
O, çocuklarına hiç vefasızlık etmedi. Çocukları da vefasızlığı öğrenmedi.
O, çocuklarını hiç yalnız bırakmadı. Çocukları da yalnız bırakmayı, terk etmeyi öğrenmedi.
O, çocuklarına hiç kızmadı. Çocukları da kızmayı öğrenmedi.
O, çocuklarını hiç kırmadı, onlara hiç kırılmadı. Çocukları da kırmayı ve kırılmayı öğrenmedi.
O, çocuklarının her türlü haline sabretti. Çocukları da her şeye sabretmeyi öğrendi.
O, babaydı…
O, Metin ismiyle çocuklarına yönelen, onlara Allah’ın tüm isimlerini davranışlarıyla öğreten ve hayatlarına geçmesini sağlayan bir Babaydı (a.s.m.)…