Hurma ve Hurmanın Çürük Olması

By | 1 Eylül 2014

hurmaEbu Dâvud’da gelen diğer bir rivayette: “Resûlullah’a bayat bir hurma getirilmişti. Kurtları çıkarmak için kontrol etmeye başladı.”

Açıklama:
Burada Resûlullah -sallallâhu aleyhi vesellem-’in bayat hurma getirilince kurtlu hurmaları tetkik edip kurtlarını çıkartmaya çalıştığını görmekteyiz.

Alimler, hadisten kurtlanmış olma ihtimali bulunan hurmaları kontrol etmeden yemenin mekruh olduğu hükmünü, çıkarmışlardır. Hadisten çıkarılan diğer bir hükme göre, kurtlanan meyve necis sayılmaz, onu yemek mekruh değildir, yeter ki kurdundan ayıklansın.
Aliyyu’l-Kâri der ki: “İbnu Ömer’den Taberânî’nin hasen bir senetle kaydettiği bir rivayette Resûlullah’ın, hurmanın içindeki (kurdu) araştırmayı yasakladığı belirtilmektedir.” Kâri, bunu kaydettikten sonra: “Buradaki yasaklama, vesveseyi defetmek için yeni hurmaya hamledilir veya Resûlullah’m tedkik etme fiili, cevazı beyan etmeye hamledilir. Bu durumda yasaklama kerâhet-i tenzihiye ifade eder” der.

malıdır. Sularının ve elbiselerinin müslümanlarınki gibi temiz olacağı kabul edilir. Ancak, elbiselerini pislikten sakınmadıkları bilinirse veya elbisede renk, koku gibi alâmetlerde pislik zâhir olursa bu durumda yine temiz addedilmez ve yıkanmadan kullanılmaz. Bu hüküm ganîmet olarak savaşta elde edilenler hakkında olduğu gibi ticaretle satın almanlar veya hediye yoluyla gelenler hakkında da cârî, umumî bir hükümdür.

Bu rivayetin, Buhârî’nin bu baba kadının abdest suyundan artan ile erkeğin abdest almasının caiz olduğuna delil olarak zikredildiğini belirtir. Çünkü bu suyun Hristiyan kadının artığı olması muhtemeldir. Öyle ise, mü’mine kadının artığı evleviyetle câizdir, çünkü bu öbüründen hâlen üstündür.

Bu rivayetten keza, araştırma yapmadan, Hristiyanların sularını kullanabileceğimiz hükmü çıkarılmıştır. İmâm Şafiî (rahimehullah) el-Umm’de buyurmuştur ki: “Müşriklerin suyu ile abdest almada ve içerisine necâset eseri görülmedikçe temizlikte kullanıldığı suyun artığından abdest almakda bir beis yoktur.” Ebu Hanife ve ashabı, Evzâî, Süfyanu’s-Sevrî, Şafiî ve ashâbı hep aynı görüşü paylaşırlar. Ehli Zâhir’le Ahmed b. Hanbel ve İshâk İbnu Râhuye’nin müşrikin artığını mekruh addettikleri belirtilir.