Hanımın bir dükkândan ve mağazadan alışveriş yaparken dikkat etmesi gereken en önemli nokta şudur: Satıcı erkekse ve dükkânda yalnız bulunuyor, kapı da kapalı ise hanımın da, erkeğin de sorumlu duruma düşmesi söz konusudur.
Hanım her ne kadar tesettürüne, giyim kuşamına titizlik gösterse de, erkekler tarafından devamlı dikkat çeker.
Hele art niyetli kişiler bu konuda daha farklı bir bakış ve tutum içine girebilirler.
Bu meselede Peygamberimizin (a.s.m.) şu ikazı dikkatimizi çekiyor:
Hazret-i Abdullah’ın rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurdu:
“Kadın avrettir (namustur). Bunun için dışarı çıktığı zaman şeytan ondan asla ayrılmaz.”
Buradan namuslu, iffetli kadının şeytanla işbirliği yaptığı, nerede kadm varsa orada mutlaka şeytanî bir hal olduğu anlaşılmamalıdır.
Kadında görevli olan şeytan, ona karşı cinsin dikkatini çekecek şekilde bir vesvese verir.
Bunun için kadın her fırsatta evinden dışarı çıkmayı bir alışkanlık haline getirmemeye çalışmalıdır. Ancak ihtiyacı olunca zaten buna müsaade vardır ve serbest bırakılmıştır.
Asr-ı Saadette Sevgili Peygamberimizin (a.s.m.) ailesinin başından geçen hadise güzel bir örnek oluşturuyor.
Hazret-i Âişe rivayet ediyor: Şevde binti Zem’a geceleyin sokağa çıkmıştı. Hazret-i Ömer onu görüp tanımıştı. Ona şöyle dedi:
“Vallahi, ey Şevde seni tanıdık. Sen bizden gizlenmiyorsun.”
Bunun üzerine Şevde, Resulullah’ın (a.s.m.) yanma geldi. Resulullah (a.s.m.) o sırada benim odamda yemek yiyordu.
Şevde durumu Resulullah’a (a.s.m.) anlatü. O sırada Resulullah’ın (a.s.m.) elinde etli bir kemik parçası vardı. O anda vahiy indi. Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurdu:
“İhtiyaçlarınızı temin etmek için evden dışarı çıkmanıza izin verilmiştir.”
Bilindiği gibi, Hz. Şevde, Resul-i Ekrem Efendimizin (a.s.m.) hanımlarından birisiydi. Böylece mü’min hanımlar, mü’minlerin annelerinin şahsında bu izni almış oluyorlardı.
Hanımın bir dükkândan ve mağazadan alışveriş yaparken dikkat etmesi gereken en önemli noktalardan birisi şudur: Satıcı erkekse ve dükkânda yalnız bulunuyor, kapı da kapalı ise hanımın, erkeğin de sorumlu duruma düşmesi söz konusudur.
Hele satıcı hiç tanımadığı birisi ise ve nasıl bir insan olduğu hakkında bilgisi yoksa hadis-i şerifte geçen sakınca gündeme gelir.
Abdullah bin Ömer’in rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
“Yabancı bir erkekle bir kadın aslâ başbaşa kalmasınlar. Aksi takdirde üçüncüsü şeytan olur.”
Hz. Cabir’in rivayetine göre Resulullah (a.s.m.) şöyle buyurmuştur:
“Yanlarında kocaları bulunmayan kadınların yanına girmeyiniz, çünkü şeytan sizin kan damarlarınızda dolaşmaktadır.”
“Biz, ‘Sizin de mi?’ diye sorduk.”
“Buyurdu ki: Benim de. Fakat Allah, şeytana karşı bana yardım etti ve o da teslim oldu.”
Hanımların alışveriş yapmaları, hattâ ticaretle meşgul olmaları konusunda Peygamberimizin (a.s.m.) beyanları açıktır. Bu hadis-i şerifi bizzat ticaretle meşgul olan sahabi hanım rivayet ediyor.
Enmaroğullarının anası Kayle anlatıyor:
Resulullah’ın (a.s.m.) umrelerinin birinde Merve’de huzuruna çıktım ve şöyle dedim:
“Yâ Resulallah! Ben alışverişle meşgul olan bir kadınım. Bir şey satın almak istediğimiz zaman arzu ettiğim fiyattan daha düşük bir fiyat teklif ederim. Sonra arzu ettiğim fiyata varıncaya kadar azar azar arttırırım. Bir malı satmak istediğim zaman da arzu ettiğim fiyattan fazla bir fiyat teklif ederim, sonra arzu ettiğim fiyata varıncaya kadar fiyatını yavaş yavaş indiririm.”
Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.), “Öyle yapma ey Kayle! Sen bir şey satın almak istediğin zaman doğrudan arzuladığın fiyatı teklif et, sonra ister verilsin, ister verilmesin.” Sonra devamla şöyle buyurdular:
“Bir mal satmak istediğin zaman müşterinin teklif ettiği fiyata satsan da, satmasan da arzu ettiğin fiyatı söyle.”1