Hanımlar Erkek Hocadan Ders Alabilirler Mi ?

By | 19 Mart 2015

Hanımlar Erkek Hocadan Ders Alabilirler Mi ?Hanımlar Erkek Hocadan Ders Alabilirler Mi ?

Erkek hocanın hanımlara dinî yönden yardımcı olması birkaç yönden olmaktadır. İlk anda akla gelebilen şunlardır: Vaaz ve nasihat eder, konferans verir, konuşma yapar, sorularına cevap verir, başta Kur an olmak üzere dinî dersler verir.

Hangi yol ve vesileyle olursa olsun, tebliğ görevinde, özellikle erkeklerin hanımlara dinî yönden faydalı olması cihetinden rehberimiz Resul-ı Ekrem Efendi mizdir (a.s.m.). Şu hadis-i şerif konuya güzel bir örnek teşkil etmektedir:

 

Ebû Said el-Hudrî rivayet ediyor:

Bir kadın Resulullaha (a.s.m.) gelerek şöyle dedi:

“Ya Resulallah! Sohbetinizi dinlemek için erkekler­den bize fırlat kalmıvor. Her zaman huzurunuzda onlar bulunuyor, öğreniyorlar. Müsait zamanınızdan bize de bir gün ayırın, o gün gelelim, Allah’ın size bildirdiğin­den bize öğretin.”

Bunun üzerine Resulullah (a.s.m.) “Falan günde, fa­lan yerde toplanın” buyurarak sohbet için belli bir gün ayırdı.

Resulullah (a.s.m.) belirlenen günde hanımların bu­lunduğu yere geldi ve Allah’ın kendisine öğrettiğinden kadınlara anlattı ve şöyle buyurdu:

“İçinizden hiçbir kadın yoktur ki, çocuklarından üç tanesini kendinden önce âhirete göndersin de, onlar kendisi ile Cehennem arasında bir engel olmasın.” Onlardan bir kadın, “İki çocuk da öyle değil mi?” diye sordu.

Resulullah (a.s.m.) iki defa tekrarlayarak “İkisi için de öyledir” buyurdu.

Hadisin şerhinde Peygamberimize müracaat eden kadının Esmâ binti Yezid olduğu rivayet edilir.

Fethü’l-Bârî’de yer aldığına göre, Ebû Hüreyre böyle bir hadisenin başka bir zamanda da cereyan ettiğini ve Resulullahm (a.s.m.), “Falan hanımın evinde toplanın” dediğini beyan ederek, Resulullahm oraya gidip, hanımlarla sohbet ettiğini bildirir.

İbni Hacer, bu hadis-i şerifin açıklamasında ayrıca şu hükme de dikkat çeker: “Bu hadis, sahabi kadınla­rın dinlerini öğrenmek için gösterdikleri hırsı ve cid­diyeti gösterdiği gibi, hanımlara dini meseleleri öğret­mek için belli bir zaman tayin etmenin caiz olduğunu gösterir.”

Abdullah bin Abbas rivayet ediyor:

“Resulullah (a.s.m.) Mescidde vaaz ettikten sonra kadınlara duyuramadım zannıyla yanında Bilal olduğu halde erkek saflarından çıktı, kadınların tarafına geçti ve kadınlara vaaz ederek onlara sadaka vermeyi em­retti. Sözleri o kadar tesir etti ki, kadınların kimi ku­laklarındaki küpeyi, kimi parmağındaki yüzüğü çıka­rıp atmaya başladı. Bilal de onları eteği içine toplu­yordu.

Bu hadisten çıkan hükmü Bedrüddin Aynî İmam Nevevî’den naklen şöyle ifade eder:

“Bu hadisten, hanımlara vaaz ve nasihat etmenin, onlara âhireti hatırlatmanın, İslâmî hükümleri an­latmanın ve sadakaya teşvik etmenin müstehap olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bütün bunlar yerine getirilir­ken gerek konuşanda, gerekse dinleyende kalbini fe­sada sürükleyecek durumların, fitneye düşme endişesi ve benzeri menfi hallerin ortaya çıkmaması gerekmek­tedir.

Hadis-i şeriflerden açıkça görüleceği gibi, Peygamber Efendimiz (a.s.m.) gerek mescitte, gerekse mescidin dı­şındaki mekânlarda, hattâ bir hanımın evinde topla­nan sahabi hanımlara İslâmî tebliğ etmiş, sorularına cevap vermiş; açıklanması istenen mevzularda izah­larda bulunmuştur. Bu toplu halde olduğu gibi, ferdî olarak da bazen kendi evlerinde, bazen mescitte, bazı zamanlarda da değişik zemin ve yerlerde hanım sahabilerin dinî ihtiyaçlarını karşılayıcı bilgiler vermiş­lerdir.

Burada gözden uzak tutulmaması, dikkat edilmesi ve üzerinde durulması gereken mesele, İmam Nevevî’nin üzerinde durduğu gibi bu çeşit tebliğ, irşad, eğitim ve öğ­retimde fitne, fesat ve benzeri şekilde kişiyi dolayısıyla harama iten hallere meydan verilmemesidir. Bu husus çarşı, pazar, cadde sokak ve yolculuklarda olduğu gibi, bu gibi zeminlerde de önemlidir. Yani gerek erkek, ge­rekse kadın şehevî bakışlardan sorumludur; bunun için gözünü ve kalbini kontrol altına almalıdır.

İkinci nokta, dinen birbirlerine yabancı olan er­kekle kadın kapalı bir mekânda yalnız başlarına kal­mamalıdır. Çünkü üçüncünün şeytan olacağı hadislerde ifade edilir ki, bu hal yasaklanmış ve caiz görülmemiş­tir. Bunun için bu çeşit eğitim faaliyeti hangi konuda ve hangi seviyede olursa olsun “halvet” olmamalıdır.

üçüncü nokta, bu mânada hizmetler yapılırken ko­nuşmacı ile dinleyici hanımların çok yakın mesafede yüzyüze gelmesine meydan vermemelidir. Çünkü böyle bir durumda, konuşmacı ve dinleyici bakışlarını kon­trol etmekte zorlanacaklardır. Bunun için geniş ve mü­sait mekânları tercih etmeli, mahzurlu hallere yol açıcı hareketlere engel olmalıdır.

Yalnız başta İmam Hatip Liseleri ve llâhiyat Fakül­teleri olmak üzere okullarda erkek hoca kız talebe veya kadın hoca erkek talebe yakınlığı bir eğitim zaruretin­den başka bir şey olmasa gerektir. Burada daha çok hoca-talebe yakınlığı mevcuttur. Burada öğrenilen ilimlerin bir’kısmı da farz ilimler sınıfına girmektedir ki, yukarıdaki şartlar muvacehesinde meseleyi değer­lendirmek doğru olacaktır.

En iyisini ve doğrusunu şüphesiz Allah bilir.