Hamilelik Döneminde Çocuk Terbiyesi

By | 22 Nisan 2015

hamilelik-doneminde-cocuk-terbiyesi     Allah Teala (cc)’nın emri, Resûlullah (sav)’in sünneti üzere güzel bir evlilik yapan eşler, böylece çocuk terbiyesinde ilk aşamayı gerçekleştirmiş olurlar.
Çocuğun eğitimi ve terbiyesinde hamilelik devresinin büyük rolü vardır. Kadın bu dönem içinde yediklerine, içtiklerine daha çok dikkat etmelidir. Çünkü haram veya helâl olarak yediklerinin tamamından çocuk da faydalanmaktadır. Küçücük hataların gelecekte çocuğa yansıyabileceğini unutmamak gerekir. Bu konuyla ilginç bir hikâye anlatılır.
İstanbul’un Vefa semtine adını veren, döneminin manevî şahsiyetlerinden Şeyh Vefa Hazretlerinin bir oğlu vardı. Bu çocuk, evlere hayvan sırtında su taşıyan sakaların kırbalarını (su tulumu) delerdi. Fatih Sultan Mehmet döneminin şeyhlerinden olan Vefa Hazretleri’nin çocuğu bu kötü hareketini uzun zaman devam ettirdiği halde, sucular şeyhin hatırına çocuğa bir şey demedikleri gibi, gelip durumu şeyhe de anlatmaya cesaret edemezler.
Bir zaman sonra sakalardan biri artık dayanamayıp durumu çocuğun babasına anlatmaya karar verdi. Şeyhin huzuruna gelerek: “Ya Şeyh! Ne zamandan beri sizin çocuk bizim kırbalarımızı elindeki iğneyle delmekte ve akan suları ağzını dayayıp içmektedir. Biz bu zamana kadar bir şey söylemedik ama, artık dayanılmaz oldu, siz bir tenbihte bulunsanız da çocuk bu halinden vazgeçse” dedi.
Oğlunun böylesine bir iş yaptığını öğrenen Şeyh Vefa Hazretleri, çok üzüldü. Ne kadar kırbası delinen saka varsa çağırıp zararlarını ödedi ve gönüllerini alarak “bir daha olmaz inşaallah, suç çocukta değil, mutlaka bizdedir. Ya anası bir hata işledi yahut bende bir kabahat var” diyerek sakaları gönderdi. Sonra hanımını çağırıp durumu anlattı: “Hanım, kabahat ya sende ya da bende… İyi düşün, çocuğa hamileyken veya emzikliyken haram bir şey yedin mi?” diye sordu. Şeyhin hanımı gayrimeşru hiçbir şey yemediğini, yalnız, çocuğa hamileyken komşusunun bahçesindeki nardan canının çektiğini ve iğneyle delerek bir damla emdiğini söyleyince Şeyh sevinerek: “Elhamdülillah, hastalık teşhis edildi” dedi. Sonra da hanımına, komşusundan helâllik dilemesini ve ne isterse vermesini söyledi. Kadın gitti ve evin hanımını buldu, durumu anlatıp hakkını helâl etmesini rica etti. Narın sahibi: “Helâl olsun komşu, bir damla nar suyunun ne kıymeti olur, keşke koparıp yeseydin” diyerek hakkını helâl etti.
Bunun ardından şeyh oğlunu çağırıp tenbih etme ihtiyacı bile duymadı. Hakikaten ondan sonra çocuk, değil elindeki iğneyle sakaların kırbasını delmek, onlara dönüp bakmıyordu bile. Sakalar “keşke durumu daha önce şeyhe anlat- saydık, şeyh oğlunu terbiye etmiş” diyorlardı.
Bu hikâyede de olduğu gibi, hamile olsun veya olmasın her kadının yediklerine ve içtiklerine dikkat etmesi gerekir. Çocuğun gelişiminde bunların etkisi vardır.