Rüyâ, gayıbdan haber alma gerçeğine dayanır. Hz. Peygamber Hadis-i Şeriflerinde:
“Salih, imanlı bir kimsenin gördüğü güzel rüyâ, peygamberliğin kırkaltı cüz’ünden (parçasından) biridir.” buyurmuş ve yine:
“Mü’min bir kimsenin gördüğü rüyâ, sanki Rabbiyle uykuda konuştuğu bir çeşit sevindirici müjdelerdir” ve diğer bir hadislerinde de:
“Benden sonra peygamberlik müjdelerinden hiç bir şey kalmamıştır. Ancak doğru ve salih rüyâ “Mübeşşirât” kalmış olacaktır” buyurmuşlardır.
Dinimiz müslümanlıkta güzel rüyânm önemi büyüktür. Doğru ve gerçek rüyâ, Peygamberlerin özelliklerinden bir parçadır.
Yani, peygamberler vahiy yoluyla gayıbdan haber alırlar, gayıbdan haberdâr edilirler. Hz.Peygamber (s.a.u.), salih, (doğru) ve güzel rüyâyı gayıbdan haberdâr olma anlamına gelen peygamberlerin vahiy yoluyla gayıbdan haberdâr olma özelliğine benzetiyor.
Evet, rüyânm insan hayatıyla birlikte ortaya çıktığı ve insanoğlunun var oluşuyla başlamış olduğu gerçeği gözönünde tutulursa, bu İlâhi nimetin insanoğluna bir lutûf, bir gaye ve bir amaç için verilmiş olduğu gerçeği ortaya çıkmış olur ve işin aslı da budur.
Ey Dost! Gerçek şudur ki, bu dünyada herkes rüyâ görebilir. İyi rüyâlar olduğu gibi, kötü rüyâlar da vardır. Önemli olan iyi rüyâlar görebilme kabiliyet ve saâdetine erişmektir.
İnsan, rüyâda bazen ileride başına gelecek iyilikleri veya kötülükleri aynen görebilir. Bu gündüz gibi apaçık güneş gibi rüyâlardır. Bazen de rumuzlu (ileride başına gelecek halleri işaretle) görür ki, bu tür rüyâlar ancak yorumlatılarak öğrenilebilir.