Hacer’ul Esved’i Öpmek
Âbis ibnu Rabia, Hz. Ömer’den, -Allah ondan razı olsun- bildirdi:
Hz. Ömer bir gün Hacerul-Esved’e gelip onu öptü ve akabinde şöyle dedi: “Ben biliyorum ki sen sadece bir taşsın, ne zarar verebilirsin ne de fayda. Şayet Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellemin seni öptüğünü görmeseydim ben de öpmezdim.”
Vaaz
Arap toplumu, İslâm nimetiyle şereflenmeden önce, büyük ekseriyetiyle putperest bir toplumdu. İslâm dini, tevhid inancına aykırı olan her düşünce ve davranışı ortadan kaldırmayı hedefliyordu. En başta şirki, puta tapıcılığın her çeşidini ve onun toplumdaki izlerini yok etti. Çok kısa bir zamanda, insanlık tarihinde eşi görülmeyen bir inkılâbı gerçekleştirdi. Bu inkılâp, tevhidin şirke, inancın küfre, ilmin cehle, adaletin zulme, aydınlığın karanlığa galebesinden ibaretti.
Hz. Ömer, bir taş olan Hacer’ül Esved’i öpüp selâmlarken, bu konuda bir açıklama yapmak ihtiyacı duymuştu. Bunun sebebi, insanların putlara tapınma devrinden henüz yeni kurtulmuş olmaları idi. Hz. Ömer, bir kısım cahiller, kendisinin Hacer’ül Esved’i öpmesini, câhiliye döneminde olduğu gibi, taşlara ve putlara ibadet edildiğini zannederler diye korkmuştu. Onun için, Hacer’ül Esved’i öpmesinin ve
selamlamasının sebebini, sadece Allah’ı tazim ve Resûl-i Ekrem’in emrine itaat, fiiline yani sünnetine ittiba olduğunu bütün ümmete açıklama ihtiyacı uymuştu. Böylece, yaptığı bu işin, haccın esaslarından biri olarak Allah Resulu tarafından emredildiğini, câhiliye devrindeki putperestlikle asla bir ilişkisi bulunmadığını anlatmak istemişti. Nitekim çok sonraki asırlarda birtakım müsteşrikler bile, yazdıkları kitaplarda bu haksız ve yersiz ısnadlarda bulunmaya cür’et etmişler, hadis tefsir fıkıh tarih ve siyer ilimlerinin belli başlı bütün mûteber kaynaklarında, değişik rivayet tarikleriyle nakledilen bu sahih hadisleri görmezikten gelerek, İlmî ve ahlâkî olmayan bir yolu tercih etmişlerdir.
Hz. Ömer, Hacer’ul Esved’in öpüldüğünü, ancak bunun his ve akıl cihetinden açıklanabilecek bir sebebinin bilinmediğini anlamış bir görüş bildirmeyi veya kıyas yapmayı terkederek, sadece Allah Resûlü’nün sünnetine uyduğunu belirtmiştir. Bu vesileyle bir kere daha şu hususu hatırlamalıyız:
Allah Rasûlü nünn yaptığı bir fiilin, işlediği bir işin sebebi ve hikmetim anlayamamış olsak bile, ona uymak, dinin temel kâidelerinden bindir. Bu konudaki sünnetin kavlî, fiilî veya takrîrî olması arasında bir fark yoktur. Hz. Ömer, Hacer’ül Esved’in bir taş olarak, bizâtihi kendisinin bir fayda veya zarar vermeyeceğini, özellikle açıklama ihtiyacı duymuştu. Çünkü câhiliye devri arapları, bir taşa veya puta dokunmanın, on ara saygı göstermenin ve onları öpmenin, kendilerini Allah’a yaklaştıracağına, fayda vereceğine, birtakım hastalıklarına şifa olacağına inanırlardı. Halbuki, Hz. Ömer’in davranışının bunlarla hiç bir alakası yoktur. O sadece Allah emrettiği için Kâbe’ye doğru yönelerek namaz kılındığı gibi, Resul-ı Ekrem’in sünnetine uyarak Hacer’ül Esved’i önmekteydi.
Vaazdan Öğrendiklerimiz:
Sebep ve hikmeti bilinip anlaşılmasa bile, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetine tâbi olmak gerekir.
Hacer’ül Esved’i öpmek ve selâmlamak (istilâm] sünnettir.