Evlenilecek Kadının Dindar Olması

By | 20 Nisan 2015

evlenilecek-kadinin-dindar-olmasi     Peygamber (sav) bir hadislerinde şöyle buyuruyor: “Kadın dört şeyi için nikâhlanır: Malı, soyu, güzelliği ve dini. Sen dindar olanı seç ki, elin bereket bulsun.” (Buharı, Nikâh 15)
İnsanlar eğilimlerine, eğitimlerine ve yetişmiş olduğu ortama göre tercihini yapar. Günümüzde insanların değer yargısı, güzellik ve zenginlik olduğundan çoğunlukla bu ikisi göz önünde bulunduruluyor. Dindarlık geri planda kalıyor. Bunun sonucunda da menfaate dayalı bir evlilik ortaya çıktığı için bu evliliğin ne bereketi ne de mutluluğu kalıyor. Maalesef bu anlayış, İslâm’ı bildiklerini ve yaşadıklarını iddia eden ailelerde de yaygınlaşmış durumda. Yapılması gereken, Resulullah savın sözlerine kulak vermek ve ailenin temelini o doğrultuda atmaktır.
Eş seçiminde erkekler, İslâm! değerleri ön planda tuttuğu takdirde, kadınlar da erkeklerin tercihi doğrultusunda yaşantılarına çekidüzen vereceklerdir. Doğru eş seçimi, içinde yaşadığımız toplumun bireylerinin düzelmesini, İslâmî değerlerin hâkim olmasını, ailede değer yargılarının Kuran ve sünnete göre olmasını sağlayacaktır. Bunun tersine bir eş seçimine gidilmesi halinde ise, kadınlar, erkeklerin istekleri doğrultusunda kendilerini beğendirmek için güzelliklerini sergileyerek, İslâm’ın yasakladığı bir takım fiiller içine girmek zorunda kalacaklardır. Bu da toplumun bozulmasına sebep olacaktır.
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmaktadır:
“Kadınlarla yalnız güzellikleri için evlenmeyiniz. Olur ki, güzellikleri ahlâkça düşmelerine sebep olabilir. Onlarla yalnız malları için de evlenmeyiniz. Çünkü mallan azgınlıklanna sebep olabilir. Onlan dindarlıklarından dolayı nikahlayınız. Şüphesiz dindar olan yırtık elbiseli cariye (diğer özellikleri olanlardan) daha üstündür.” (İbn Mâce, Nikâh 6)
Kadının güzelliğine kapılıp diğer özelliklerine dikkat etmeyen insanlar daha sonra çok pişman olmaktadırlar. Dış güzelliğinin geçici olduğunu, yaşlandıkça güzelliğinin solduğunu bilen akıllı insanlar, iç güzelliğine önem verirler. Bu tercihleriyle de huzurlu bir aile ortamına kavuşurlar.
Zengin bir kadınla evlenen kişi, hanımının servetinden dolayı bu evliliği yaptıysa, hanımının ve parasının kölesi durumuna düşecektir. Çünkü zengin kadın, kocasının yanında bir patron konumunda olur, kocasını da bu mantıkla yönetmeye kalkar.
Mal ve servet saadet sebebi değildir. Zengin olmakla problemler halledilemiyor. Günümüz zenginlerine baktığımız zaman, paranın bu insanlara her zaman saadet getirdiğini söyleyemeyiz. Bugün boşanma davalarının çoğunluğu servet sahibi, evliliklerini menfaat üzerine kurmuş kimseler arasında görülmektedir. Zenginlik mutluluk sebebi olsaydı, bu insanlardan hiç kimse boşanmaya kalkışmazdı.
Evleneceklerin ve evlendireceklerin yapması gereken, dindarlığı göz önüne almalarıdır.